SABAH bugün yine hepsi de birbirinden önemli ve ilginç bir dizi özel haberle huzurunuza çıkıyor.
"Yine" vurgusuyla, özel habercilikte meslektaşlarımızla ya da rakiplerimizle aramızdaki farkı iyice açmış olmamızı kastediyorum.
Arayı açtık; çünkü biz, "Yan gelip yatmıyoruz". Çünkü biz, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin vatandaşlarını çimdiklemek için kullandığı formülle ifade etmem gerekirse, "Sabah çok ama çok erken kalkıyor ve gün boyu, gece boyu sıkı mı sıkı çalışıyoruz."
Bir önemli nokta: Benim için haberin özel olmasının yanı sıra, doğru, objektif, etik kurallara uygun olması da hayati önem taşıyor.
Bunun da sağlamasını, haberlerime gelen düzeltme talepleriyle, mahkemelerin tekzip kararlarıyla yapıyorum. Üçüncü yılını yarılamış genel yayın yönetmenliğim dönemimde, Türk yazılı basınında en az düzeltme ve tekzip istemiyle karşılaşan gazete olmamız, bu titizliğimin meyvelerini verdiğini ortaya koyuyor.
O nedenle dün 4'üncü sayfamızda yayınlamak zorunda kaldığımız tekzip beni müthiş sinirlendirdi.
"ABD'li yatırımcıları bile dolandırdı" başlığıyla 17 Mayıs 2011'de yayınladığımız habere mahkeme kararıyla gönderilen tekzip metnini bana ulaştıran hukuk büromuz şöyle bir not düşmüştü:
"Verilen bu kararların, hem usule riayet edilmeden verilmesi, hem haberin belgelere dayalı olması, hem de haber içeriğinin doğru olması açısından, hatalı olduğu kanaatindeyiz. Karar kesin olsa da, kararların Adalet Bakanı'nın yazılı emri ile Yargıtay'ca incelenmesi ve bozulması için Adalet Bakanlığı nezdinde gerekli girişimler tarafımızca başlatılacaktır."
Bu tekzip metninin yayınlanması kararını İstanbul'daki sulh ceza mahkemelerinden biri verdi.
1 Ekim'de yürürlüğe giren ve ilk kez bugün uygulanacak olan yeni Hukuk Muhakemeleri Kanunu, haksız kararlara karşı ilgili mahkemenin yargıcına maddi ve manevi tazminat davası açma kapısını aralıyor.
Hukuk büromuzun Adalet Bakanlığı nezdinde yapacağı girişimin ardından ben de son derece haklı olduğumuz ve sonuna kadar arkasında durduğum bir haberle ilgili olarak verdiği tekzip kararıyla SABAH'ın imajını, saygınlığını, dürüst haberciliğini rencide etmeye kalkışan o yargıç hakkında kurumum adına tazminat davası açacağım.
Bakalım, gazeteleri -belli bir önyargının sonucu olarak- peşinen haksız kabul etmek, peşinen mahkûm etmek neymiş; ibret-i âlem için görülsün.
Sağlıklı ve mutlu bir hafta dileğimle...