NATO'nun Libya bombardımanına eleştirilerin dozu artmaya başladı. (Örneğin dün Rusya Federasyonu Başkanı Dimitri Medvedev "Saçmasapan bir operasyon" dedi.) Ayrıca vicdan sahipleri harekatın meşruiyetini artık daha yüksek sesle sorguluyorlar. (Örneğin, "New York Times", "Washington Post" ve "Guardian" gibi gazeteler NATO'nun BM Güvenlik Konseyi'nin 1973 sayılı kararını ve uluslararası hukuku by-pass ettiği yorumları belirgin biçimde çoğaldı.)
İşte böyle bir ortamda 44 sayfalık bir rapor okudum, sinirlerim bozuldu.
Raporun adı: "Libya: Belirsiz bir gelecek". Alt başlığı: "Libya'da savaşan taraflarla yapılan değerlendirmelerin tutanağı".
Libya'ya gidip hem Kaddafi cephesiyle, hem de muhaliflerin çatı örgütü "Ulusal Geçiş Konseyi"nin lider kadrosuyla ayrıntılı görüşmeler yapan bir özel heyetin izlenimlerinden oluşan gerçekten tarihi bir belge bu. Önce heyeti tanıtayım.
Seyide Binhabiles (Cezayir): Eski Dayanışma Bakanı, eski senatör, "Terörizm ve Terör Kurbanlarına Yardım İçin Uluslararası Araştırma ve İnceleme Merkezi" (CIRET-AVT) kurucu üyesi, BM Sivil Toplum Ödülü sahibi.
Rumanya Ugarçinska (Fransa/Bulgaristan): Araştırmacı gazeteci, deneme yazarı.
Yves Bonnet (Fransa): Vali, eski milletvekili, Fransa'nın iç güvenlikten sorumlu gizli servisi DST'nin eski başkanı, CIRET-AVT başkanı.
Dirk Borgers (Belçika): Bağımsız uzman.
Eric Denece (Fransa): Fransa İstihbarat Araştırmaları Merkezi (CF2R) başkanı.
Andre Le Meignen (Fransa): Bağımsız uzman, CIRET-AVT başkan yardımcısı.
Bu 6 üyeli heyet, yukarda belirttiğimiz gibi Trablus'ta, Bingazi'de, Tobruk'ta ayrıntılı görüşmeler yaptı, gerek Kaddafi'nin denetlediği Libya'nın batı bölgelerini, gerekse muhaliflerin elindeki Sirenayka bölgesini dolaştı ve dönüşte gerçekleri, sadece gerçekleri yansıtan bir rapor hazırladı. Sinirlerimi bozan işte bu rapor oldu.
Bir aksilik olmazsa, yani araya daha ivedi konular girmezse, üç-dört gün boyunca rapordan alıntılar aktaracağım. Bugünlük başlıca tespitlerini sıralamakla yetineyim:
Libya'daki muhalefet hareketi Tunus ve Mısır'daki halk isyanlarıyla aynı kefeye konamaz.
"Ulusal Geçiş Konseyi"nde gerçekten demokrat görüşlüler iyice azınlıktalar.
Libya, "Arap ilkbaharı"nın aşırı dinci riskinin arttığı tek ülkesi.
Muhalefetin "Kurtardığı" Sirenayka, Amerikan güçleriyle savaşması için Irak'a en çok militan gönderen bölgeydi.
Uluslararası aktörlerin çoğu Kaddafi rejiminin uluslararası teröre aktif bir şekilde katıldığını savunuyorlar ve örnek olarak UTA'nın DC-10 uçağının düşürülmesini ve Lockerbie faciasını gösteriyorlar. Ancak azımsanmayacak sayıdaki istihbarat uzmanları bu iki saldırıda da Libya gizli servislerinin sorumluluğunu kuşkuyla karşılıyorlar.
1969'da Kaddafi bir darbeyle iktidara geldiğinde kişi başına düşen 60 dolar yıllık gelirle Libyalılar dünyanın en yoksul halklarından biriydi. Bugün ise Libyalılar, Afrika'nın en zengin halkı, Arap dünyasının da en yüksek refah düzeyine sahip halklarından biri. Ailelerin çoğunluğu ev ve araba sahibi.
Tamamen ücretsiz olan sağlık sistemi, Arap dünyasının en iyilerinden. Kadınlara geniş ölçüde açılmış eğitim sistemi de öyle.
Libya'nın altyapısının kalitesi çok iyi. Yollar bakımlı, isyanın patlak vermesinden önce çok sayıda lojman inşa ediliyordu. İsyanla birlikte hepsi yarım kaldı.
Libya'nın sosyo-ekonomik durumu şöyle: Monarşi rejiminde dünyanın en yoksul ülkelerinden biriydi. Bugün BM'nin insani gelişme endeksine göre, dünyada 53'üncü sırada yer alıyor. Rusya, Brezilya, Ukrayna, Venezüella gibi ülkelerin önünde. Ayrıca, Afrika'nın da en gelişmiş ülkesi olarak gösteriliyor.
Tunus ve Libya'da gençler iş bulamadıkları için isyan ettiler. Libya'da ise işsizlik sıfır ve ekonominin ihtiyacını karşılayabilmek için 3 milyon yabancı işçi çalıştırılıyor.
İsyanın patlamasından hemen önce Kaddafi bir anayasa hazırlanması için uluslararası kurul oluşturdu. Bu kurulda anayasa hukuku profesörleri Joseph Nye (ABD), Francis Fukuyama (ABD), Benjamin Barber (ABD), Tony Gidden (İngiltere) yer alıyordu.
Özetle rejim sorunlu geçmişine rağmen değişiyor, dönüşüyordu. Hatta Kaddafi yeni reformları ilan etmeye hazırlanıyordu ki "Devrim" patlayıverdi.
Devamı yarın...