Hayır, başlığın yeniden Cim-Bom dümeninin başına geçen Fatih Terim'le pek ilgisi yok, Daha doğrusu hem var, hem yok.
SABAH, 26 yılı aşan yayın hayatının hiçbir döneminde spora, özellikle futbola bu yıl olduğu kadar yüklenmedi. Hiçbir sezonda Süper Lig'e bu kadar asılmadı.
Sadece hafta sonlarında ve hafta başında değil, hemen hiç sektirmeden 7 günün 7'sinde de Süper Lig'e, takımlara, oyunculara, teknik direktörlere birinci sayfamızda yer vermeye özen ve önem gösterdik.
İçinde dekatlon da barındıran maratondan farksız 34 haftalık Süper Lig koşusunda biz de takımlarla, futbolcularla coştuk, onlarla düştük, onlarla kalktık... Ama hep koştuk, koştuk, koştuk...
Futbolu çağımızın en kitlesel heyecanı, en sürükleyici toplumsal olayı olduğu için çok seviyorum.
Ama ondan da öte, 18 takımın sahadaki 198 oyuncusunu Roma döneminin gladyatörleriyle özdeşleştirdiğim için çok ciddiye alıyorum.
O oyuncular sahaya çıkarken tribünlerden yükselen alkışlar, uğultular 2 bin yıl öncesinin bir çığlığını anımsatıyor dalga dalga.
Milat'ın eksiden artıya henüz geçtiği yıllarda Roma'da her dövüşün öncesinde gladyatörler imparator locasının önüne gelir ve şöyle seslenirlerdi: "Ave Caesar morituri te salutant!"
Yani, "Selam İmparator, az sonra ölecek olanlar seni selamlar."
Ve hepsi ölürlerdi. Ama o dövüşte, ama bir sonrakinde, ama on sonrakinde... Geriye sadece o çığlıkları kalırdı.
Her hafta sonunda sahaya çıkan 18 takımın 198 oyuncusunun o gladyatörlerden ne farkları var? Ve de tribünleri dolduranlar, baş parmağını aşağıya indirmesi ya da yukarıya kaldırmasıyla gladyatörlerin kaderini belirleyen Roma imparatorlarından çok mu insaflılar?
Neyse...
Acı ve tatlı anılarıyla bir sezonu daha bitirdik. Spor Servisimizin Müdürü Emrah Kayalıoğlu ve ekibi yüksek performanslarıyla, haydi futbol terimini tercih edeyim, hiç düşmeyen formlarıyla, SABAH'ın güzel ve başarılı bir sezon geçirmesini sağladılar. Hepsine çok teşekkür ediyorum.
Sağlıklı ve mutlu bir hafta dileğimle...
