Başına demokrasi bombaları yağdırılan Libya lideri Albay Muammer Kaddafi'yi beğenirsiniz, beğenmezsiniz... Kendi ifadesiyle "Hiçbir resmi sıfatı olmadan" 42 yıldır Libya'yı yönetmesini olağandışı bulursunuz, bulmazsınız..
Ama bunların hiçbiri koalisyon güçlerinin askeri müdahalesine de, dışarıdan silahla rejim değişikliği dayatmasına da gerekçe oluşturamaz.
Yağdırılan bombalar, ateşlenen füzeler uluslararası hukukun meşruiyet ve vicdan kitaplarına sığmıyor.
Çünkü Libya'daki isyan, Tunus'taki, Mısır'daki halk hareketlerinden kesinlikle farklı. Bahreyn'dekinden, Yemen'dekinden de.
Tunus'ta, Mısır'da, Bahreyn'de, Yemen'de silahsız siviller barışçıl protestolarla rejim değişikliği, reform, çağdaş insan hakları talep ettiler, ediyorlar.
Tunus'ta ve Mısır'da silahsız sivil kitlelerin, yani sokağın baskısıyla Zeynel Abidin Bin Ali'nin ve Hüsnü Mübarek'in otoriter yönetimleri çekildi ya da devrildi.
Yemen'de Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih'e "Git" diyenler, Bahreyn'de Kral Hamad Bin İsa El Halife'yi meşruti yönetime geçmeye çağıranların da hepsi silahsız siviller, hepsi barışçıl protestocular.
Libya öyle mi? Kaddafi yönetimine başkaldıranlar, silahlı aşiret mensupları ile silahlı kuvvetlerin saf değiştiren unsurlarından oluşuyor.
Bunun adı protesto, kitlesel sivil başkaldırı değil; silahlı isyan.
Ve hangi rejimle yönetilirse yönetilsin, her devletin, yönetimi zorla devirmeyi, hatta ülkenin bir bölümünü ayırmayı, koparmayı amaçlayan silahlı kalkışmayı her türlü araçla, her türlü yöntemle bastırma hakkı var. Kaddafi'nin yaptığı da bu.
Şimdi ABD'nin bir eyaletinde, Fransa'nın bir bölgesinde, İngiltere'de ordunun bazı birliklerinde silahlı isyan olsa, Başkan Barack Obama, Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Başbakan David Cameron bu başkaldırıya seyirci mi kalacaklar?
Kaddafi'ye uygulanan çifte standardın en daniskası.
Öyle ikiyüzlü, çıkar amaçlı, meşruiyetin zerresinden yoksun bir çifte standart ki bu, sadece bir örnek bile her şeyi anlamaya ve anlatmaya yeterli:
Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, Kaddafi'ye karşı isyan eden silahlı gruplara yardım için bomba ve füze yağdıran uluslararası koalisyonu desteklediklerini açıkladılar. Hatta, Birleşik Arap Emirlikleri savaş uçaklarının bir bölümünü uluslararası koalisyonun emrine vereceğini bile duyurdu.
Ama aynı Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, özgürlük, meşruti krallık, seçilmiş hükümet talebiyle başkent Manama'daki İnci Meydanı'nda barışçıl eylem yapan silahsız sivil kitleleri susturmak, dağıtmak, öldürmek için yardım isteyen Kral Hamad Bin İsa El Halife'ye 10.500 asker ve polis ile onlarca tank gönderdiler.
Bahreyn'de silahsız sivillere karşı silah kullanan rejime destek için asker ve silah yolladılar. Libya'da silahlı isyanı bastırmaya çalışan Kaddafi'yi sindirmek, hatta devirmek için savaş uçağı yolluyorlar.
İkiyüzlülüğün bundan daha dik alası olur mu?