4yıl önce bugünlerde Madrid havaalanının otoparkında bomba yüklü bir kamyonet uzaktan kumandayla havaya uçuruldu.
Otoparktaki araçlardan birinde iki Ekvadorlu göçmen işçi uyuyordu. Patlamada can verdiler.
Noel ertesi, yılbaşı arefesi yaşanan bu olay İspanya'yı dehşet içinde bıraktı. Eylemi ayrılıkçı Bask terör örgütü ETA üstlendi.
Saldırının sorumlusu olan üç ETA üyesi kısa sürede yakalandı ve her biri 1.040 yıl hapse çarptırıldı.
Evet, her birine bin kırk yıl hapis!
O dönem İspanyol hükümeti temsilcileri ile ETA'nın siyasi vitrini olan -Anayasa Mahkemesi kararıyla kapatılmış-Batasuna partisinin lideri Arnaldo Otegi arasında Bask sorununun çözümü için gizli görüşmeler yürütülüyordu.
Havaalanı eyleminin ardından hükümet müzakereleri derhal kesti. O kadarla da yetinmedi; Otegi'yi tutukladı. Ertelenen bir mahkûmiyetinin infazı için. Otegi 15 ay içerde yattı.
Cezası bitince de salıverilmedi; eski dosyaları açıldı. Batasuna'nın yönetim kadrolarını yeniden oluşturmaya çalıştığı gerekçesiyle yargıç önüne çıkarıldı. Sonra, yine birkaç yıl önce bir mitingde yaptığı konuşmada terörizmi yücelttiği, terör eylemlerine meşruiyet kazandırmaya kalkıştığı hatırlandı. Haydi bir dava daha. Sonuç: 2 yıl hapis, 16 yıl siyasi haklardan mahrumiyet...
Otegi hâlâ cezaevinde. Ama demir parmaklıklar ardından zaman zaman demeç verebiliyor.
Vermesine göz yumuluyor.
Sonuncusu dün yayınlandı. "The Wall Street Journal"ın Avrupa edisyonunda. Otegi'ye göre, Bask bölgesinde 42 yıldır süren şiddetin son bulması için ETA yeni bir adım atmaya niyetleniyor.
Yani? ETA'nın şiddetten vazgeçmeye hazırlandığını ima ediyor Otegi. Ama sadece ima. Gazete bu açıklamayı, "BASK bölgesinde ilk kez ETA terörünün sona erebileceği yönünde umutlar doğdu" diye yorumluyor.
Ne var ki, İspanyol hükümeti aynı görüşte değil. Başbakan Yardımcısı, İçişleri Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Alfredo Perez Rubalcaba, "Otegi'nin açıklamalarında yeni bir şey yok" diye omuz silkiyor.
Hükümet bu açıklamayı önemsememekte haklı. Çünkü
Otegi iki ay önce de İspanyol "El Pais" gazetesinin sorularına gönderdiği yazılı yanıtta, "Bask siyasal sahnesinden tüm silahlar sonsuza kadar yok olmalı" demişti. Ama gazetenin "ETA'nın terör eylemlerini kınıyor musunuz" sorusunu, "Yanıt yok" diye geçiştirmişti.
Oysa siyasi kadroların terör örgütüyle aralarına mesafe koymaları, ancak terör saldırılarını açıkça, kayıtsız-şartsız kınamalarıyla başlayabilir.
Terörden "Bilmemkaçıncı isyan" diye söz etmekten değil.
"Silahlar karşılıklı sussun" söyleminden değil. "İki taraf da silah bıraksın" türü garabetlerden değil.
Terörün kötü bir şey olduğunu söylemek başka, terörü adını koyarak kınamak başka.
Otegi o adımı atmadığı, atamadığı, atmaya cesaret edemediği için demeçleri, çıkışları ciddiye alınmıyor.
Sadece ciddiye alınmamakla kalmıyor, özgürlüğüne de kavuşamıyor.
Ateşle oynanamayacağı gibi, terörle siyaset yapılamayacağını da bir görseler... Ah bir görseler...