İran nükleer krizi sonunda savaşa yol açtı. ABD destekli İsrail veya İsrail destekli ABD, İran'a karşı saldırıya geçti.
Krizin başından beri, yani yıllardır, ABD'nin, özellikle de İsrail'in İran'ın nükleer silah üretebilme teknolojisine erişmesine seyirci kalmayacakları, er-geç nükleer askeri tesisleri hedef alacak bir operasyon düzenleyecekleri öne sürülüyordu. Hatta operasyonla ilgili senaryolar bile yazılıyordu.
Ama tüm senaryolar "Gerçek" savaş olasılığına dayandırılıyordu. Hiç kimse "Siber", yani "Sanal" bir saldırıyı aklına getirmiyordu.
Akla gelmeyen başa geldi: İran'ın nükleer santrallerine, petrol tesislerine haftalardır yoğun bir şekilde sanal saldırılar düzenleniyor.
Saldırılarda kullanılan silah, "Stuxnet" adı verilen bir bilgisayar virüsü. Bu virüsün özelliği, stratejik tesislerin (Nükleer santraller, petrol ve doğalgaz boru hatları, petrol platformları, elektrik santralleri, sanayi kuruluşları) bilgi işlem merkezlerini ve yazılım programlarını hedef alması. Virüs saydığımız tesislerin bilgisayarlarına giriyor ve iki tarafı keskin bıçak gibi çalışıyor: Önce tesisleri felç ediyor, ardından gerek duyarsa yanlış programlar yükleyip tesisi kendi kendisini havaya uçurmaya yöneltiyor. Hani, "Görevimiz Tehlike" dizisindeki "Birkaç saniyede kendi kendini imha eden" diskler gibi...
Virüsün bir başka özelliği, "Hacker" lar tarafından üretilemeyecek kadar karmaşık olması. Bu karmaşık virüsü üretebilmek için de çok ama çok ciddi mali kaynaklar ile ancak devletlerin ulaşabileceği teknolojiler gerektirmesi. O yüzden kuşkular öncelikle İsrail'e yöneldi. Çünkü İsrail ordusunda "8200'üncü Birlik" diye bilinen çok özel bir tim var. Görevi: "Siber savaş" silahları üretmek.
İran ayrıntılı açıklama yapmaktan kaçınıyor ama "Stuxnet" virüsünün kamu kurumlarındaki bilgisayarların en az 30 binine girdiği hesaplanıyor.
Saldırının ilk sonuçları? Natanz nükleer santralinde 8 bin civarındaki santrifüj tüpünün en az yarısı devre dışı kaldı. Ayrıca henüz işletmeye alınmamış olan, nükleer yakıt yüklemesi devam eden Buşehr santralinin de felç olduğu haberleri geliyor.
Özellikle Buşehr'in üstünde durmak gerekiyor. Çünkü burası sadece nükleer enerji üretecek. Yakıtını da Rusya sağlıyor. Yani nükleer silah üretimine imkân verecek değişikliklerin yapılması mümkün değil. Buna rağmen Buşehr'e sanal saldırı düzenlenebildiğine göre, ABD veya İsrail ya da bu tür virüsleri üretebilecek diğer güçler, diledikleri nükleer santrali oturdukları yerden devre dışı bırakabilirler. Aynı şekilde, diledikleri fabrikaları, petrol tesislerini ve stratejik önem taşıyan kuruluşları da... Yani en erişilmez sanılan tesisin güvenliği bile pamuk ipliğine bağlı.
Konu, devletlerin, toplumların geleceğini etkileyecek kadar önemli. O nedenle yarın devam edeceğiz.