Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) referandum kampanyasını izliyor musunuz? Parti sözcülerinin söylemlerinde son günlerde "İlginç" değişiklikler olmaya başladı.
BDP, biliyorsunuz, boykot kararına (Aslında İmralı'dan gelen talimata) Anayasa değişikliği paketinin yetersizliğini gerekçe gösterdi. "Sivil, demokratik, eşitlikçi, çoğulcu ve özgürlükçü bir Anayasa istiyoruz" sloganıyla meydanlara çıktı.
Partinin internet sitesine konulan "Demokratik Özerklik" projesinde de Anayasa konusu veya sorunu şöyle anlatıldı: "Cumhuriyet'in kuruluş felsefesine uygun bir şekilde yeni bir toplumsal sözleşme olarak ele alınması gereken, demokratik ve sivil yeni bir Anayasa, Türkiye'yi 21'inci yüzyıla taşıyacaktır."
Özetle, BDP'nin talebi "Kültürel farklılıkların özgürce ifade edildiği bölgesel ve yerel bir yapılanma" ya, "Demokratik özerk yönetim" e meşruiyet dayanağı işlevini görecek yeni bir Anayasa ile sınırlı. Demokratik özerklik modelinde valiliklerin, il genel meclislerinin, belediyelerin, muhtarlıkların varlıklarını koruyacağı, bunların üstünde bir de "Adem-i merkeziyetçi bölgesel meclisler" oluşturulacağı da altı çizilerek vurgulanıyor.
Ne var ki, BDP Eşgenel Başkanı Gültan Kışanak birkaç gündür, "Demokratik özerklik" projesine yeni bir boyut ekledi: "Kendi anayasamızı kendimiz yazacağız."
Öbür Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş da bu yeni boyuta derinlik kazandırdı: "Kendimizi kendi meclislerimizde artık kendimiz yöneteceğiz."
Güneydoğu'nun kendi anayasasını hazırlaması veya kendi anayasasına sahip olması için ayrı bir devletini, haydi biraz aşağıya çekelim egemenlik yetkileriyle donatılmış ayrı bir eyaletini kurması gerekir. Güneydoğu'nun kendi meclislerinde kendini yönetebilmesi için yasa çıkarma yetkisine sahip parlamentosunun ve o yasaları uygulayacak bir yürütme organının, yani hükümetinin olması gerekir.
Biliyoruz; BDP'liler kafalarını İspanya'daki Katalan ve Bask modellerine taktılar.
Ama orada bile terör örgütünün övgüsünü yapmak bir yana, örgütle söylem birliğine kalkışmaya bile ağır siyasal ve cezai yaptırım getiriliyor.
Orada bile terör örgütü üyelerinin "Demokratik özerk yönetim" in milis gücüne dönüştürülmesini kimse aklından bile geçiremiyor.
BDP'lilere "Öcalan'ın dolduruşuna gelmeyin" diyeceğiz ama faydasız... Göbekten bağlılar.