Temmuz ayını çok seviyorum. Çünkü "Sabotaj", affedersiniz, "Kabotaj Bayramı"nda evlendim. 1 Temmuz'da.
Ancak temmuz ayını sadece "Duygusal" nedenlerle değil, tarihte birçok önemli olayı barındırdığı için de seviyorum. O kadar çok ki, birkaçını saymakla yetineyim:
Türkiye'de demokrasiye geçişin kilometre taşlarından "Gizli oy açık sayım" sistemini getiren Seçim Yasası'nın kabul edilmesi ... (19 Temmuz 1948)
Mustafa Kemal'in daha Milli Mücadele'nin başında, Erzurum'da "Açıkça söyleyeyim; hükümet şekli zamanı gelince cumhuriyet olacaktır" müjdesini vermesi ... (20 temmuz 1919)
Montreux Boğazlar Antlaşması'nın imzalanması... (20 Temmuz 1936)
Kıbrıs Barış Harekâtı... (20 Temmuz 1974)
Türkiye'de ilk çok partili seçimin yapılması... (21 Temmuz 1946)
23'üncü dönem milletvekili genel seçimi... (22 Temmuz 2007)
Erzurum Kongresi'nin başlaması... (23 Temmuz 1919)
"Enternasyonal"in ilk kez seslendirilmesi... (23 Temmuz 1888)
İkinci Meşrutiyet'in ilan edilmesi... (24 Temmuz 1908)
Lozan Barış Antlaşması'nın imzalanması... (24 Temmuz 1923)
Ama Temmuz ayı 600 yıl önce bugünkü Avrupa'yı biçimlendiren bir hesaplaşmaya da tanık oldu: 15 Temmuz 1410 tarihindeki Tannenberg Savaşı.
Polonyalılar'ın "Grunwald", Litvanyalılar'ın "Zalgiris" dedikleri, bugün Polonya'nın kuzeyine düşen Tannenberg'te 600 yıl önce Teuton Şövalyeleri ile Polonya-Litvanya müttefik orduları karşı karşıya geldi.
Teuton Şövalyeleri, Prusyalılar'ın ataları. Prusyalılar ise günümüz Alman halkının demir çekirdeği.
Şövalyeler birçok Haçlı Seferi'ne katılmışlar ama sonunda geleceklerinin Kutsal Topraklar'da değil, Baltık kıyılarında olduğunu anlamışlardı. Ve o dönem "Pagan", yani çok tanrılı inanca sahip olan Baltık halklarının yurtlarına akınlar düzenlemeye başlamışlardı. Akınlar zamanla istilaya, işgale kadar varmıştı. Teuton Şövalyeleri ele geçirdikleri toprakları iskana da açıyorlardı.
İkiyüz yıl kadar sürdü bu akınlar, istilalar, işgaller, (Riga, Königsberg bile Teuton Şövalyeleri'nin eline geçti) Baltık halklarının en savaşçı bölümünü oluşturan Litvanyalılar ile Polonyalılar başta pek önemsemediler. Zira Rus hanlığının çökmesi (Kiev 1240'ta düştü) ile önlerinde uçsuz bucaksız ve bakir Belarus, Ukrayna toprakları, Rus stepleri açılmıştı.
Ne var ki, zamanla konjonktür ya da jeopolitik dengeler değişince, Polonya ve Litvanya güçleri ile Teuton Şövalyeleri arasında bir kesin hesaplaşma kaçınılmaz duruma geldi.
İşte o hesaplaşma 15 Temmuz 1410'da Tannenberg'te oldu. Bir tarafta 27 bin kişilik Teuton Şövalyeleri ordusu, öbür tarafta 39 bin askere sahip Polonya-Litvanya müttefik güçleri. Savaşın en civcivli anında Şövalyeler'in komutanı (Daha doğrusu büyük üstadı; çünkü Teuton'lar aslında bir tarikattı) Ulrich von Jungigen aldığı bir kılıç darbesiyle yere yığıldı. Bu ölüm, savaşın seyrini değiştirdi. Komutansız kalan Teuton'lar çil yavrusu gibi dağıldılar. Litvanya- Polonya güçleri pek çoğunu biçti.
Bu savaştan sonra Doğu Avrupa ve Baltık bir daha Teuton Şövalyeleri'nin tehdidiyle karşılaşmadılar. Ta ki, 1 Eylül 1939'da Hitler orduları Polonya sınırını geçinceye kadar.
Teuton Şövalyeleri bugünkü Prusya topraklarına çekildi ama arkalarında yüzbinlerce sivil bıraktı. O yüzbinler geçen yüzyıllarla birlikte milyonlara ulaştı ve İkinci Dünya Savaşı'nda Hitler ordularına "5'inci Kol" desteği verdi. Savaştan sonra da Polonya'daki ve Çekoslovakya'daki Alman kökenli topluluklar başlıca sorunlardan biri olarak barış masasına geldi.
O soruna bulunan çözüm bizi çok ama çok yakından ilgilendirdiği için Tannenberg Savaşı'nı uzun uzadıya anlattık. Arkası yarın...