Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Yug-utopya

Türkiye'nin artık diplomasi tarihine girmiş olan bir "Irak şablonu" var: "Kerkük küçük Irak'tır, Irak ise küçük Ortadoğu".
Aynı tespit ya da şablon Balkanlar içinde geçerli(ydi): "Bosna küçük Yugoslavya( ydı), Yugoslavya ise küçük Balkanlar".
Şablonun anlamı: O küçük laboratuvarların birinde "Pandora'nın Kutusu" nu açarsanız, salıverilecek kötülükler tüm bölgeyi ateşe verir.
Sağduyu noksanlığına veya küresel oyunun bir parçasına bağlayın; Yugoslavya'da da, Irak'ta da "Pandora'nın Kutuları" açıldı. Ve Balkanlar'da da, Irak'ta da Soğuk Savaş dönemi boyunca hüküm süren istikrar çöküverdi.
Şimdi Türkiye iki coğrafyada itfaiyeciliğe soyunarak, makilerdeki alevlerin önüne geleni yakıp yutacak bir orman yangınına dönüşmesini önlemeye çalışıyor.
Gelin, Balkanlar üstüne bir bellek çalışması yapalım...
Yugoslavya'nın ilk ve tek Devlet Başkanı Mareşal Josip Broz Tito'nun 4 Mayıs 1980'de ölümünden hemen sonra, 6 cumhuriyetli (Bosna-Hersek, Hırvatistan, Makedonya, Karadağ, Sırbistan, Slovenya) ve 2 özerk bölgeli (Kosova, Voyvodina) federal cumhuriyetin tüm birimlerinde küller altındaki milliyetçilik korlarını körükleyenler kimlerdi?
Tito'nun "6 cumhuriyetli, 5 uluslu, 4 dilli, 3 dinli, 2 alfabeli ve tek partili bir devlet" diye tanımladığı Yugoslavya mozaiğini parçalamak için, onun ölümünden sonra yapılan ilk seçimde tüm birimlerde milliyetçi partilerin kazanmasını sağlamak amacıyla kimler oluk gibi para akıttı, hangi güçler ellerinden geleni artlarına koymadılar?
Hangi güçler Birinci Cihan Harbi'nin, hangileri İkinci Dünya Savaşı'nın rövanşını almak için harekete geçti?
Hangi güçler "Emperyal geçmişleri"ni, "Nüfuz alanları"nı hatırlayıverdi ya da arşivlerden çıkardı?
Avrupa'nın öbür tarafında uzun sürmüş ayrılıklar görkemli kavuşmalarla tarihe gömülürken, Yugoslavya'da kimler birleşik halkları ayrıştırmak için fitne tohumları ekti?
Yugoslavya'nın sonunun başlangıcı olan Slovenya'nın bağımsızlık ilanının ardında hangi güçler saklanıyordu? Ya Hırvatistan'ın? Ya Makedonya'nın?
Bir kez dağılmanın, çözülmenin dinamikleri harekete geçmeye görsün; "Böl-yönet" jeopolitik mantığının acımasız sonucu olarak o kadar çok mikro organizma yaratılır ki...
Yugolar senaryoyu kavradıklarında, iş çoktan işten geçmişti.
Şimdi yitik yaşamlarını, çok değil 30 yıl önceki mutluluklarını anıyorlar tarifsiz bir hüzünle. Ve de tüm özlemlerinin simgesi Mareşal Tito'yu.
O Tito ki, kişisel soyağacıyla Yugoslavya'nın hem simgesi, hem senteziydi: Bir tarafı (babası) Hırvat, öbür tarafı (annesi) Sloven. Kalbinin yarısı Boşnak ve Makedon, öbür yarısı Sırp ve Karadağlı.
Artık ne bir Tito daha gelebilir, ne de gelse bile darmadağın mozaiği tekrar birleştirebilir. Çünkü mozaiğin tüm parçalarına birbirlerinin kanı bulaştı.
O nedenle Yugo-nostalji ve Yugutopya ancak sanal âlemde yaşatılabiliyor. Ve Boşnaklar, Sırplar, Slovenler, Makedonlar, Karadağlılar, Kosovalılar, çok seyrek de olsa bir araya geldiklerinde birbirlerine soruyorlar: Yugoslavya bir düş müydü?
Bir de o birliği, kardeşliği, kader ortaklığını dinamitleyenlere sorun; Yugoslavya bir düş müydü onlar için, yoksa kâbus mu?
Ne diyorduk... "Kerkük küçük Irak'tır, Irak ise küçük Ortadoğu..." "Bosna küçük Yugoslavya(ydı), Yugoslavya küçük Balkanlar..."
Acaba temellerine dinamit koymaya çalışılan başka "Küçük" modeller var mı? Hâlâ birileri "Bu topraklar, bu coğrafya asli sahiplerine bırakılmayacak kadar önemli" diyor mu, dersiniz?
Ve o coğrafya, o topraklar nereleri; kestirebiliyor musunuz?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA