Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Kirlenme

Havasına suyuna, taşına toprağına / Bin can feda bir tek dostuma / Her köşesi cennetim, ezilir yanar içim / Bir başkadır benim memleketim...
Ayten Alpman'la bütünleşen "Bir başkadır benim memleketim" şarkısı kimin gönül tellerini titretmez?
Ama ne yazık ki, Türkiye'nin "Havasına, suyuna, taşına toprağına" dair hazırlanan raporlar biraz farklı tellerden çalıyor.
Örneğin, ABD'nin en prestijli üniversitelerinden Columbia ile Yale'in ortaklaşa hazırladıkları, "Forbes" dergisinin de internet sitesine koyduğu "Dünyanın en temiz ülkeleri" araştırması.
İki yılda bir yenilenen araştırmanın 2010 versiyonu 163 ülkeyi kapsıyor. Her ülkeye çevre ve sağlıkla ilgili 25 kritere göre 100 üstünden puan veriliyor. Kriterlerden bazıları şöyle: Havanın ve suyun kalitesi, sera gazı salımı, çevrenin insan sağlığına etkisi, halkın suya erişim oranı, halkın sağlık hizmetlerinden yararlanma oranı, ormanların değerlendirilmesi, ekosistemin korunması, balık zenginliği, biyoçeşitlilik, sualtı yaşam...
İki üniversitenin araştırmacılarının kılı kırk yararak yaptıkları değerlendirme sonucu dünyanın en temiz veya en az kirli 10 ülkesi şöyle belirlendi: İzlanda (93.5 puan), İsviçre (89.1 puan), Kosta Rika (86.4 puan), İsveç (86 puan), Norveç (81.1 puan), Mauritius (80.6 puan), Fransa (78.2 puan), Avustralya (78.1 puan), Küba (78.1 puan), Kolombiya (76.8 puan).
Volkanının püskürttüğü küller Avrupa'da yaşamı allak-bullak ederken İzlanda nasıl en temiz ülke olabilir? İki üniversitenin yanıtı: "Değerlendirmede doğal felaketleri göz önüne almıyoruz. Hem sonra araştırma volkan patlamasından önce noktalandı."
Soru: "Küba nasıl ilk 10'a girebildi?" Yanıt: "Sanayisi olmadığı için havası, suyu ve doğası temiz. Ayrıca dünyanın en iyi sağlık sistemlerinden birine sahip."
Almanya listede 73.2 puanla 17'nci sırada yer alıyor, ABD'de 63.5 puanla 61'inci, "Dünyanın en kirleten ülkelerinin başında geldiği" söylenen Çin ise 49 puanla 121'inci...
Peki, ya Türkiye? Puanı 60.4. Sıralamadaki yeri ise77'nci.
Ülkemiz 25 kriterden bazılarında iyi durumda: Havanın ve suyun göreceli temizliği, halkın suya ve sağlık hizmetlerine erişimi (Bu iki kriterde 100 üstünden sırasıyla 94.8 ve 86.5 aldı), haşere ilacı kullanımının denetimi (90.9 aldı), ormanların yönetimi (100, yani tam puan) gibi...
Ama birçok kriterde de ortalara veya onun altına düştü: Ekosistemin ve sulak alanların korunması, sera gazı salımı, balık zenginliğinin denetimi, biyoçeşitlilik, inşaat sektörünün doğaya saygısı...
Özetle, Türkiyemiz, listede Doğu Avrupa ve Orta Asya grubunda Arnavutluk, Sırbistan, Hırvatistan, Rusya, Makedonya ve Ermenistan'ın gerisinde, Kırgızistan, Azerbaycan, Moldova ve Ukrayna'nın önünde bir yerlere yerleşti. 30 üyeli OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) grubunda ise sadece Belçika ve Güney Kore'yi geçebildi.
Tablo parlak mı? Bize göre, hayır. Bir başka ifadeyle, Ayten Alpman'ın şarkısı pek gerçekleri yansıtmıyor... Eh, çevrenin, doğanın kirli olduğu bir ülkede siyaset nasıl temiz kalabilir ki?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA