Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Ayak sesleri

Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu, ülkesinin üstüne kâbus gibi çöken finansal kriz için, "En kötüsü geçti" diyor ama iktisatçılar onun kadar iyimser değil.
Yunan halkı ise, Papandreu'nun sergilediği duruşun tam tersine; karamsar mı karamsar...
İktisatçılara göre, Yunanistan bir kısır döngüye girdi. Kemerleri sıktıkça, ekonomik durgunluk derinleşecek. Ekonomik durgunluk derinleştikçe kamunun geliri azalacak. Kamunun geliri azaldıkça daha çok dış kaynağa ihtiyaç duyulacak. Piyasalar Yunanistan'ın mali durumunu dakikası dakikasına izledikleri için yeni dış kaynağa, yani yeni hazine tahvillerine daha yüksek oranda faiz ödenecek. Bu da tüm tasarruf önlemlerinin getirisini sıfırlayacak. Ve sil baştan; tekrar tasarruf önlemleri paketleri açılacak. Her paket ekonomik durgunluğu derinleştirdikçe derinleştirecek... Durgunluk derinleştikçe bütçe açığı daha da büyüyecek. Bütçe açığı büyüdükçe...
Özetle, Yunanistan'ın ayağındaki ağır pranganın halkaları böyle uzayıp gidecek.
Karamsarlığın pençesindeki Yunan halkına gelince; yaygın inanç demokrasinin beşiği olan ülkede siyasal sistemin çürüdüğü, iki partinin egemenliğine dayalı düzenin, topluma deli gömleği giydirdiği yönünde. Zaten kamuoyu araştırmaları da halktaki bu bezginliği açıkça yansıtıyor.
"Alco Enstitüsü"nün yaptığı son araştırmaya göre, Yunanlılar'ın yüzde 72.2'si ülkede işlerin "Berbat" gittiği, yüzde 75.2'si tasarruf önlemlerinin adaletsiz olduğu görüşünde. Anketin pimi çekilmiş bombası bir başka soruya verilen yanıtta gizli: Halkın yüzde 62'si Yunanistan'ın yeni bir siyasal harekete ihtiyacı olduğuna inanıyor.
Bu, mevcut partilerin Yunan halkının çoğunluğunun gözünde güvenilirliklerini yitirdiği anlamına geliyor.
Bu, her üç Yunanlı'dan neredeyse ikisinin yeni bir siyasal oluşumun peşine takılmaya hazır olduğunu gösteriyor.
Bu, Yunanistan'da bir sandık devriminin tohumlarının yeşermeye başladığı mesajını veriyor.
Tıpkı 2002 Türkiyesi'nde olduğu gibi...
Hatırlayın; 2001 ekonomik krizi dönemin siyaset sahnesinde, daha doğrusu Meclis çatısı altında boy gösteren tüm partilere ve tüm aktörlere halkın güvenini yok etmişti.
Ve 3 Kasım 2002 seçimlerinde iktidarıyla, ana muhalefetiyle, yavru muhalefetiyle, Meclis'teki tüm partiler baraja gömülmüştü. Birkaç ay önce kurulmuş olan ve Türkiye'yi 20 yıl geriye götüren ekonomik krizde herhangi bir sorumluluğu bulunmayan AK Parti ile 1999 seçimlerinde baraj altında kaldığı için toplumsal öfkenin dalgalarından korunabilmiş CHP hariç.
Yukarıda birkaç verisini aktardığımız kamuoyu araştırması, Ege'nin öte yakasında da 2002 Türkiyesi'nin koşullarının oluşmaya başladığı sonucunu veriyor.
Bir cesarete bakar komşu. İlk seçimde göstereceğiniz bir cesarete. Bugünkü karamsarlığınız ve öfkeniz devam ederse, o cesaret zaten kendiliğinden ortaya çıkacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA