Taş kabağa deyse de vay kabağın başına, kabak taşa deyse de vah kabağın başına...
Bir Adana deyişi bu. 2004 yerel seçimleri kampanyası sırasında Adana'ya uğradığımızda öğrendik ve izlenimlerimizi aktardığımız yazımızda kullandık. Adana'ya ve Adanalılar'a cuk diye oturduğu için...
O yazımızdan bir bölüm aktaralım:
"AK Parti, CHP ve Anayol'un (DYP-ANAP) büyükşehir adayları Aytaç Durak, Bülent Özülkü ile Ümit Özgüneş birer yerel televizyon kanalını kapatmışlar, yani satın almışlar, rakipleri hakkında akıl almaz yolsuzluk iddialarında bulunuyorlar. Adanalılar ise 'Bilmediğimiz şeyler değil' diyerek omuz silkmekle yetiniyorlar."
Aradan 6 yıl geçti. Bugün yine Aytaç Durak ve 1984'ten beri kader arkadaşı olan, yani el ele parti parti dolaştıkları Belediye Meclisi Başkanvekili Mustafa Tuncel birbirlerinin kirli çamaşırlarını ortaya döküyorlar. Ve Adanalılar yine "Bilmediğimiz şeyler değil" diye omuz silkiyorlar.
Neden? Çünkü Adana'da tuz çürüdü. Hacıyatmaz misali her dönemde, her koşulda ayakta kalan ve bir partiden diğerine atlayan Aytaç Durak'ın 50 yıla yaklaşan "Hükümdarlığı" koca kentin üstüne bir kirlilik şalı örttü.
Siz hiç böyle bir bulunmaz hint kumaşı ve böyle bir siyasi kariyer gördünüz mü?
1963-1980 arasında 4 dönem (17 yıl) Adalet Partisi'nden belediye meclisi üyeliği...
1984-1989 arasında ANAP'tan Belediye Başkanlığı...
1994-1999 arasında ANAP'tan Büyükşehir Belediye Başkanlığı...
1999-2004 arasında ANAP'tan Büyükşehir Belediye Başkanlığı...
2004-2009 arasında AK Parti'den Büyükşehir Belediye Başkanlığı...
2009 Mart'ından bu yana MHP'den Büyükşehir Belediye Başkanlığı...
Aytaç Durak bu. 12 Eylül dönemindeki 3.5 yılı bir yana bırakırsak, Adana neredeyse 50 yıldır Aytaç Durak'tan soruluyor. Durak'tan ve onun her köşe başına yerleştirdiği veya bir şekilde kendine bağladığı adamlarından, çok geniş ilişki ağından.
Adana'da sinek uçsa Aytaç Durak'ın haberi olur.
Aytaç Durak bir insanı isterse batırır, isterse ihya eder. 4 kata izin olan bölgede 10-15 katlı inşaatların yükselmesine yol verir, imar planı 10 kata göre hazırlanmış bölgede dilerse 4 kattan fazlasına inşaat izni vermez.
Dilediğine kızılcık şerbeti ya da şalgam suyu içirtir, dilediğine kan kusturur.
Ankara'da iktidarlar değişir, Adana'da Aytaç Durak'ı kimse yerinden oynatamaz.
2004 yılındaki o yazımızdan bir bölüm daha aktaralım:
"Aytaç Durak, AK Parti'nin kapısını çaldı ve Başbakan Erdoğan'la aralarında şu konuşma geçti:
Erdoğan: Adaylıktan usanmadın mı?
Durak: Usandım ama ben fonksiyonel biriyim."
(Durak o dönem aday yapıldı, AK Parti'de kıyamet koptu. Düzenlenen seçim mitinginde partililer Erdoğan'ın önünde ellerinde kırmızı kartlarla Durak'ı yuhaladılar. Faydasız, o yine seçildi.)
2004'te AK Parti'ye adaylık başvurusu sırasında Erdoğan'la aralarında geçen diyalogdan bir bölüm daha verelim:
"Erdoğan: Seni aday göstermezsek ne yapacaksın?
Durak: Ben yine başkan olurum!"
Erdoğan 2009'da aday göstermedi ama Durak yine başkan oldu!
Ne diyelim; her kent layık -veya müstahak- olduğu kişilerce yönetilir...