Okuyanlar hatırlayacak; dün bu köşede tarihinin en ağır krizine yuvarlanan Yunanistan'ın can havliyle acı reçeteler hazırlayıp yürürlüğe koyduğunu anlattık.
Zamlardan, vergi artışlarından, yeni vergilerden ve tasarruf önlemlerinden oluşan bu reçeteler Yunanistan'ın kemerinde sıkacak delik bırakmadı... Mı acaba?
Hayır; bir delik daha var ama dokunulmuyor: Savunma bütçesi. Yeni silah alımları.
Her şeyden kısılıyor ama silahlanma yarışından vazgeçilmiyor. Ve ortaya şöyle bir tablo çıkıyor:
Emeklilerin maaşları dondurulacak; oradan sağlanacak kaynakla Fransız-İtalyan ortak yapımı "Fremm" firkateynleri alınacak.
İçkiye, sigaraya, akaryakıta zam yapılacak, memurların ikramiyeleri budanacak; gelecek parayla "Rafale" savaş uçakları alınacak. Filo filo...
"Eh, Yunanistan silahlandıkça, Türkiye de yeni silah siparişleri verecek. Dengeyi koruyabilmek için" dedik dünkü yazımızda ve sorduk: "İki ülkenin silahlanması ne kadar ve nereye kadar sürecek? Bu çılgın yarışa bir son vermenin yolu yok mu?"
Var...
Başbakan Erdoğan geçen hafta sonunda İstanbul'da kabul ettiği Yunanlı ve Rum gazeteciler aracılığıyla bir çağrı yaptı: "Silahlanma rekabetine başlarsan, bunun ekonomik etkileri elbette kaçınılmaz olur. Bugün dünyada silah için yılda 1 trilyon dolar harcanıyor. Ve bugün küresel ekonomik kriz nedeniyle birçok ülke zor durumda. Yunanistan da çok zor bir durumda. Gelin, silahlanma harcamalarında kısıntı yapalım. Silaha yatırım yapmakla kazanacağımız bir şey yok. Dostluk ve kardeşlik üzerine yatırım yapmalıyız..."
Bize göre, Erdoğan'ın bu çağrısı Ege'nin iki yakası arasındaki anlamsız silahlanma yarışına son vermek için bir çıkış noktası olabilir.
Ancak temelinin sağlam atılması gerekir. Nasıl?
Önce eşi olmayan garabete son vererek: Türkiye ile Yunanistan aynı askeri ittifakta yer alıyorlar, yani ikisi de NATO üyesi ama birbirlerini "Tehdit" olarak görüyorlar.
Yunanistan'ın "Kırmızı Kitabı"na göre, ülkeye en büyük tehdit doğudan, Türkiye'den geliyor!
Türkiye'nin "Milli Güvenlik Siyaset Belgesi"ne göre, ülke için en büyük tehdit batıdan, Yunanistan'dan geliyor!
Önerimiz şu: Türkiye, "Milli Güvenlik Siyaset Belgesi"ni yenilemeye hazırlanıyor. Belgenin yeni versiyonunda Yunanistan ya tehditler listesinden çıkarılabilir ya da tehdit derecesi düşürülebilir.
Ama Ankara'nın tek başına böyle bir adım atması pek kolay değil.
Eşzamanlı olarak Yunanistan da "Kırmızı Kitabı"nı yenilemeli ve Türkiye'yi ya tehdit listesinden silmeli ya da en azından derecesini düşürmeli.
Başbakan Erdoğan'ın ilk fırsatta Atina'ya yapmayı planladığı resmi gezi sırasında pekala bu konuda bir mutabakat sağlanabilir.
İki ülke birbirini tehdit olarak görmekten vazgeçince, birbirine karşı silahlanması da anlamını yitirir.
Dahası Ege'de yepyeni ufuklar açılır.
Karasuları, kıta sahanlığı, hava sahası gibi sorunlar, yaratılacak güven ortamı sayesinde, daha kolay ve hızlı çözülebilir.
Kim bilir; bakarsınız bir süre sonra, iki ülke silahlanmaya ayırdıkları kaynaklarını birleştirip Ege'nin yeraltı zenginliklerini birlikte değerlendirmek için de kullanma akıllılığını gösterebilirler. Ve birlikte zenginleşebilirler...
Peri masalı gibi.. Ama gerçek olabilir.
Fransa ile Almanya nasıl yüzlerce yıllık husumetlerini unutup kader ortaklığı yapıyorlarsa, Türkiye ile Yunanistan da pekala Ege'nin yapışık ikizleri olabilirler...