Anayasa Mahkemesi, DTP hakkında "Kapatma" dışında bir karar verebilir miydi? İmkânsız denecek kadar zor.
Çünkü Cumhurbaşkanı Gül'ün dün belirttiği gibi, "Anayasa ve kanunlar ortada, mahkeme ne yapsın?"
Anayasa Mahkemesi'nin kararını dayandırdığı Anayasa'nın 68'inci maddesi ortada: "Siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne (...) aykırı olamaz; (...) suç işlenmesini teşvik edemez." (4'üncü fıkra)
Kararın bir başka dayanağı olan Anayasa'nın 69'uncu maddesi ortada: "Bir siyasi partinin tüzüğü ve programının 68'inci maddenin 4'üncü fıkrası hükümlerine aykırı bulunması halinde temelli kapatma kararı verilir. Bir siyasi partinin 68'inci maddenin 4'üncü fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak onun bu nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesi'nce tespit edilmesi halinde karar verilir. Bir siyasi parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre veya genel başkan veya merkez karar veya yönetim organları veya TBMM grup genel kurulu veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır." (4'üncü ve 5'inci fıkralar)
Yine Anayasa Mahkemesi kararının dayanağı olan Siyasi Partiler Kanunu'nun 101'inci maddesi ortada: "Anayasa Mahkemesi'nce bir siyasi parti hakkında kapatma kararı; a) Tüzük ve programının devletin (...) ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne (...) aykırı olması, (...) suç işlenmesini teşvik etmesi, b) Anayasa'nın 68'inci maddesinin 4'üncü fıkrasına aykırı eylemlerin işlendiği odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesi'nce tespiti (...) hallerinde verilir."
Kararda bir diğer dayanak olarak sayılan Siyasi Partiler Kanunu'nun 103'üncü maddesi de ortada: Anayasa'nın 69'uncu maddesini aynen tekrarlıyor.
Bir de AİHM eklenince...
Eh, bir yandan da "Ortada AİHM kararları var." Gerek "Refah Partisi", gerekse "Herri Batasuna" kararları...
AİHM'de uzun yıllar Türkiye'yi temsil eden Rıza Türkmen geçenlerde açıkladı: "Herri Batasuna'nın Bask terör örgütleriyle ilişkisi nedeniyle kapatılmasını uygun bulan AİHM, bu karara yol açan kanıtları iki grupta topladı: Bir, toplumsal çatışma ortamı yaratan beyan ve eylemler, iki, terörist örgüt olan ETA'yı destekleyen beyan ve eylemler."
Her ne kadar Ahmet Türk ve arkadaşları, İspanyol Anayasası, Bask bölgesinin özerkliği ve Batasuna partisinin amaçları gibi olgulardan yola çıkarak, İspanya'daki şablonun Türkiye'ye, Bask partileri örneğinin de DTP'ye uymadığını söylüyorlar ama AİHM'nin Batasuna kararı ile Anayasa Mahkemesi'nin kararının gerekçeleri çok büyük ölçüde örtüşüyor. Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç, AİHM kararlarını da gözönünde bulundurduklarını açıkladı.
Peki, "Temelli kapatma" dışında bir seçenek yok muydu? Vardı. Anayasa'nın 69'uncu maddesinin 7'nci fıkrası: "Anayasa Mahkemesi, yukarıdaki fıkralara göre temelli kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasi partinin devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir."
Ama bu hükmün DTP'ye uygulanması imkânsızdı. Çünkü devlet yardımı al(a)mıyor. Siyasi Partiler Kanunu'na göre bir partinin Hazine yardımından yararlanması için seçime girmesi ve en az yüzde 7 oy alması gerekiyor. Oysa yüzde 7 barajı bir yana DTP son (22 Temmuz 2007'deki) seçimlere bile girmedi. Meclis'teki DTP Grubu, bağımsız seçilmiş milletvekillerinin daha sonra DTP'ye katılmalarıyla kuruldu.
Özetle, Anayasa Mahkemesi'nin önünde sadece iki seçenek vardı: Ya partiyi kapatmak ya da dosyayı kapatmak.
Bir demokrat olarak üzgünüz ama ikincisi mümkün müydü? Hele ortada Anayasa, yasalar ve AİHM kararları ve de onca tahrik varken?