İsviçre'deki minare yasağı referandumu için Cumhurbaşkanı Gül "Böyle bir konunun referanduma götürülmesi, temel hak ve özgürlükler anlayışına aykırıdır" dedi, Başbakan Erdoğan ise "Her konuyu referanduma taşımanın yanlışlığını" vurguladı.
Haklılar. Zaten sadece İsviçre'de değil, tüm Batı'da da sağduyulu kesimlerden aynı uyarılar yükseliyor.
Ve İsviçreli siyasilerin basiretsizlikleri sonucu bu krizin patlak verdiği vurgulanıyor.
Basiretsizliklerin ilki her konuyu halkın oyuna sunmanın yanlışlığının ve vahim sonuçlarının önceden görülememesi oldu. Bu konuda daha önce de bir trajedi yaşanmasına rağmen: 6 yıl önce, 20 Haziran 2003'te cinsel suç işleyenlerin ve tehlikeli suçluların yaşam boyu hapiste tutulmalarına ilişkin bir halk girişimi referanduma götürüldü ve kabul edildi. Hem İsviçre ceza yasalarına, hem de insan haklarına aykırı olarak.
Bu olay bile siyasilerin aklını başına getirmeye ve temel insan haklarını kısıtlayacak ya da İsviçre'nin imza koyduğu uluslararası sözleşmelerle bağdaşmayacak önerilerin referanduma götürülemeyeceğine ilişkin düzenleme yapmaları için harekete geçirmeye yeterliydi. Yapmadılar. Popülizm uğruna.
Halktan kopmanın bedeli
İsviçreli siyasilerin ikinci basiretsizlikleri, minare yasağı referandumuna asılmamaları, hatta önemsememeleri oldu. "Nasıl olsa reddedilir" rahatlığıyla ciddi bir aydınlatma kampanyası yürütmediler, meydanı öneriyi yapan aşırı sağcılara bıraktılar. Sonuç, halktan ne kadar kopuk, halkın korkularına ne denli yabancı olduklarını ortaya koydu.
Şimdi hem İslam dünyasından gelebilecek misillemelerin, hem de uluslararası camiada yalnız kalmanın (Çünkü Birleşmiş Milletler bile İsviçre'ye "İbadet özgürlüğünü koruması" çağrıları yapıyor) korkusuyla "Yanlıştan dönmenin çarelerini" arıyorlar.
Herhalde bulacaklar. Referandumun sonuçlarını ya İsviçre Yüksek Mahkemesi iptal edecek ya da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi.
Ama öyle bir sonuç da İsviçre demokrasisine yara aldıracak ya da en azından gölge düşürecek.
Evet, Batı'daki sağduyulu kesimler de, Cumhurbaşkanı Gül de, Başbakan Erdoğan da haklılar: "Her konu referanduma taşınamaz." Özellikle "Temel hak ve özgürlükler" le ilgili konular kesinlikle taşınamaz.
Türkiye'de "Temel hak ve özgürlükleri genişletmeyi" amaçlayan "Demokratik açılım"ı referanduma götürmeyi düşünenlere hatırlatılır...