Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Neden yayınlıyoruz?

"Tarih sadece geçmiş değildir, bugünün de ta kendisidir." Alain (Emile-Auguste Charnier)

Madem Fransız yazar ve düşünür Alain'den bir alıntıyla başladık, bir başkasıyla devam edelim.
Adolf Hitler'in Polonya'ya saldırı hazırlıklarını gözden geçirmek üzere komutanlarla 22 Ağustos 1939'da yaptığı toplantıda şöyle dediği nakledilir: "Tüm olanlara rağmen bugün Ermeniler'in imhasından söz eden kim kaldı ki? Siz de korkmadan katledin!"
Hitler ve Nazi Almanyası uzmanı tarihçilere göre bu anekdot doğru değil.
Ama o dönemin bir başka kötü kahramanına, Benito Mussolini'ye mal edilen benzer bir ifade de son günlerde hızla yayılıyor. Mussolini'nin metresi Claretta Petacci'nin 1932-1938 arasında İtalya'nın faşist diktatörüyle anılarını aktardığı günlüğü "Sır Mussolini" adıyla yayınlandı. Kitabın Mussolini'nin Yahudiler'le ilgili görüşlerinin yer aldığı bölümünde şöyle bir paragraf var: "Bu Yahudi pisliklerin hepsini yok etmeli. Türkler gibi bir katliam yapacağım."
Doğru mu? Faşizm uzmanı tarihçiler, Claretta Petacci'nin yalan-yanlış şeyler yapması için herhangi bir neden bulunmadığı görüşündeler.

Bellekler ve arşivler
Doğru veya yanlış; bu iki anekdot, tehcir ya da Ermeni soykırımı iddialarının uluslararası toplumun belleğinde daha 1920'lerde, 1930'larda yuvalanmaya başladığını somut biçimde gösteriyor.
Ama Türkiye çok ama çok uzun bir dönem bu konuyu "Tabu" kabul etti. Ya da topluma devlet tarafından "Tabu" olarak dayatıldı. O kadar ki, Cumhuriyet kuşakları, "Ermeni sorunu" ile 1970'lerin ortasında ASALA cinayetleriyle tanışabildiler.
İşin kötüsü, toplumda ve de tek tek her bireyde yeni iddialarla karşılaşıldığında yanıt verecek birikim de yok.
İşte görüyorsunuz; sağda-solda bölükpörçük haberler çıkıyor: Asuri katliamı, Süryani katliamı, Pontus katliamı, hatta Ege Rumları katliamı iddiaları gibi... "Resmi tarih" in ötesinde bilgiye sahip olmadığımız için bocalıyoruz, reddetmeye çalışıyoruz. Ama herhangi bir kanıt ya da gerçek tez ortaya koyamadan.
Şeyh Sait isyanı bunun bir başka örneği.
Dersim olayları veya kıyımı da öyle.
Bugüne kadar gerçekler arşivlerde kaldığı için, Dersim'de 1938 yazında patlak veren olaylar ile bastırma operasyonunun boyutları hep tek taraflı iddialarla ele alındı.
Ama gerçeği arayanlar da var. Örneğin, "Kalan Müzik"in sahibi Hasan Saltık. Kendisi Tuncelili, yani Dersimli. Ailesini, sülalesini de çok derinden etkileyen bu olayları yıllar boyunca araştırdı. Belgeler, hiç yayınlanmamış fotoğraflar topladı. Yakında kitap olarak kamuoyuna sunulacak.
SABAH işte o araştırmanın önemli ve objektif bilgilerinin, gün yüzü görmemiş fotoğraflarının bir bölümünü yayınlayarak, hiç değilse Dersim tartışmalarının doğru bir zemine oturmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor.
Çünkü dünüyle cesaretle yüzleşemeyen, yarınına da güvenle bakamaz...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA