Hoppala! Herkesin Kuzey Irak'taki PKK kamplarına düzenlenen operasyona yoğunlaştığı sırada Genelkurmay ters köşeden çaktı: Son dönemdeki modaya uygun biçimde internet sitesinde yayınlanan "euyarı" ile, deyim yerindeyse, Yunanistan'a tepeden tırnağa giydirdi.
Her ne kadar Rodos'un Osmanlılar'ca fethinin (20 Aralık 1522) yıldönümü nedeniyle yayınlandığı belirtilse de, uyarı metninde bazı tuhaflıklar var.
1- Her şeyden önce üslup, 1999 öncesini, yani iki ülke arasındaki soğuk savaş dönemini hatırlatıyor. Neredeyse 10 yıldır artık duymadığımız ifadeler, kavramlar adeta tozlu raflardan yeniden indirilmiş: "Yunanistan, Türkiye'nin güvenliği açısından hayati öneme sahip olan Rodos Adası'nı ve Oniki Ada'yı dünyanın gözü önünde silahlandırmaktadır . Aslında Yunanistan bu davranışıyla, temeli 1850 yılında atılmış olan ve bugüne kadar da türlü oyunlarla başarı ile yürüttüğüne inandığı Megali İdea politikasının gereğine uygun hareket etmekte ve bunu yaparken de gayet kurnazca, dünya kamuoyunu bu 'Adalara karşı yayılmacı emeller besleyen hayali Türk tehlikesine' inandırmaya çalışmaktadır."
Büyükanıt'ın güvercinleri
2- Bu sert ton Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt'ın üslubuyla da kesinlikle bağdaşmıyor. Yunanistan'ı üç kez (2005, 2006 ve 2007) ziyaret eden Org. Büyükanıt her gezisinde güvercinler uçurdu. İşte birkaç örnek: "Ülkeler arasında sorunlar olabilir. Bu sorunları çözmenin tek yolu bir güven ortamını yaratmak ve sürekli görüşmektir", "Asker olarak üzerimize düşen, ülkeler arasında bir güvenlik ortamı yaratmaktır", "Askerler yalnız savaş yapmaz, barışı da güzel yapar..." Bir Büyükanıt'ın ifadelerine bakın, bir de "euyarı"daki yaklaşıma.
3- Açıklamada Rodos'taki Osmanlı mirasıyla ilgili bilgiler de sanki biraz eski gibi. Şöyle deniyor: "Fethi Paşa saat kulesi, Türk kütüphanesi, Türk şehitliği bakıma muhtaç bir durumdadır. Bu eserler bilinçli olarak ya harap edilmekte ya da çeşitli bahanelerle ortadan kaldırılmaktadır."
"Şövalyeler"in izlenimleri
Oysa hem Ramazan Bayramı namazını adadaki İbrahim Paşa Camii'nde kılan "Rodos Şövalyeleri"nin (Aydın Doğan, Ertuğrul Özkök, Mehmet Yılmaz, Ahmet Hakan, Fehmi Koru), hem de onlarla aynı secdeyi paylaşan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı yöneticisi Cemal Uşşak'ın izlenimleri epeyce farklı. Örneğin Uşşak, "Bugün" gazetesinde yayınlanan notlarında, bakın neler diyor: "Rodos tarihi mirasımız açısından müstesna bir yer. Biz Anadolu Türkleri'nin kendi eliyle katlettiği Osmanlı kültür mirası orada yaşıyor. İyi korunmuş çarşısı, Abdülcelil Bey, Dolaplı Alemnak, Yeniceli, Kadı ve Sıkıntı mescitleri, Demirli, Enderun, Murat Reis ve İbrahim Paşa camileri, Hafız Ahmet Ağa kütüphanesi ve Ali Amca'nın çarşı içindeki 14'üncü yüzyıl stili kahvesiyle arzı endam ediyor."
Genelkurmay'ın "euyarı"sının tam da Yunanistan'ın Ankara'ya gönderdiği yeni Büyükelçi Fotios Ksidas'ın Cumhurbaşkanı Gül'e güven mektubunu sunduğu güne denk gelmesi, ayrı bir ilginç veya tuhaf rastlantı.
Ayrıca Dışişleri Bakanı Babacan'ın iki hafta önce Atina'ya yaptığı ziyarette, Türk ve Yunan silahlı kuvvetlerinin ortakbirleşik birlikler oluşturmaları kararına varmalarının ertesine denk gelmesi de bir başka çelişki.
Ve nihayet Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis'in Ankara'yı ziyaret etmeye hazırlandığı (Büyük olasılıkla 18 Ocak'ta) bir sırada böyle bir çıkış yapılması da bize hayli anlamlı geldi. İster misiniz; Karamanlis, geçmişte epey kullandığı "Türkiye'den gelen olumsuz mesajlar" nedeniyle gezisini bir kez daha ertelesin!
Özetle, Genelkurmay'ın durduk yerde komşuya gönderdiği sert mesajlar bize pek olağan gelmedi.