Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Alarm çalıyor duyuyor musunuz?

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri yine içimizi kararttı: Geçen yıl Temmuz-Eylül döneminde yüzde 9.1 olan işsizlik oranı bu yıl yüzde 9.2'ye yükseldi.
Üstelik gelecek yıl durum daha da kötüye gidecek: Türkiye'nin sürekli artan nüfusuna iş yaratabilmesi için yılda en az yüzde 6 büyüme hızını (BM Kalkınma Programı Başkanı Kemal Derviş'e göre en az yüzde 7.5'i) yakalaması gerekiyor. Oysa hükümetin kabul edip Resmi Gazete'de yayınlattığı Yıllık Program'a göre 2008'de büyüme hızı taş çatlasa yüzde 5.5 olacak. Bu da işsizler ordusuna yeni yüzbinlerin katılması sonucunu doğuracak.
Zaten Yıllık Program'da da bu itiraf ediliyor; işsizliğin yüzde 9.6'ya yükselmesi öngörülüyor. (Aslında bu, gerçek işsizliğin yüzde 2223 bandına doğru seyredeceği anlamına geliyor. Çünkü Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu bile halen gerçek işsizlik oranının yüzde 20'nin üstünde olduğunu belirtiyor.)

Umutsuz gençlerimiz
TÜİK anketinde sadece içimizi karartmakla kalmayan, kaygılandıran, korkutan veriler de var: "Genç nüfusta geçen yıl Ağustos ayında yüzde 17.5 olan işsizlik oranının bu yıl yüzde 19.2'ye yükseldi!"
Bu, her 5 gençten birinin işsiz olduğu anlamına geliyor. İşsiz, cep harçlığı için baba eline bakan, ev-bark sahibi olma hayalleri kuramayan milyonlarca genç.
2008'de toplam işsizlik oranında artış beklendiğine göre, genç nüfustaki işsizlik eğrisi de yüzde 20'nin üstünde yoluna devam edecek.
En ağır darbeyi de eğitimli gençler yiyecek: Üniversite mezunlarında yüzde 31-35 arasında seyreden işsizlik oranı belki de yüzde 40'lara doğru seyredecek. Böylece OECD raporlarında Türkiye yine "Toplam istihdamda yüksek öğrenim mezunlarının en az yer aldığı ülke" olarak gösterilecek.
Yeni mezunların bu yıl yüzde 21 olan ilk yıl işe girme oranı (2006'da yüzde 27'ydi) herhalde yüzde 20'nin altına inecek.
Yeni diplomalıların 12 ay olan iş bulma süresi kimbilir kaç aya çıkacak?
Kimbilir kaç yüzbin genç iş bulma umutlarını yitirdikleri için TÜİK'in işsizlik istatistiklerinden düşecek?
Ve Emniyet Genel Müdürlüğü istatistiklerinde mala ve kişiye karşı işlenen suçlarda yeni bir artış rekoru kırılacak: 2006, kapkaçta yüzde 70, hırsızlıkta yüzde 60, öldürme ve yaralamada yüzde 61 artışla polis tarihine "Kara yıl" olarak geçmişti. Bu ve gelecek yıl ise "Kapkara yıllar" olacak.

Koğuşlarda yer kalmadı
Ve Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in geçen ay 87.203 kişi olarak açıkladığı (Cumhuriyet tarihi rekoru) cezaevindeki tutuklu ve hükümlü sayısı, koşarayak 100 bin virajına doğru yol alacak. Böylece iki yıl önce her 100 kişiden birinin, geçen yıl her 90 kişiden birinin, bu yıl ise her 80 kişiden birinin cezaevinde bulunduğu Türkiye, 2008'de belki de her 70 yurttaşından birini hapse tıkmış olacak.
İşte o zaman bir yol ayrımına gelinecek:
Ya eğitim, vergi, teşvik ve sosyal güvenlik politikaları tepeden tırnağa yenilecek. İstihdam dostu ekonomik politikalar ile sadece meslek değil, iş sahibi de yapan eğitim politikaları üretilecek.
Ya de mevcut 389 cezaevine (Avrupa rekoru) yenileri eklenecek. Polis veya jandarma operasyonlarında hemen hergün birkaçı çökertilen ama hemen yenilerinin boşluğu doldurduğu organize suç örgütlerine yer açmak için.
Üçüncü bir seçenek yok mu? Var. Onu da TİSK eski Başkanı Refik Baydur, 16 Nisan 2003 tarihinde yapılan Ekonomik ve Sosyal Konsey toplantısında seslendirmişti. Hem de Başbakan Erdoğan'ın önünde:
"İhtilali ordular değil, işsizler yapar. Önümüzdeki en büyük tehlike bu!"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA