Yurtdışındaki imajımızın ayrılmaz parçası haline gelen TCK'nın ünlü 301'inci maddesi galiba nihayetyeniden düzenlenecek.
Cumhurbaşkanı Gül'den sonra Başbakan Erdoğan da "Kişisel yaklaşım" olarak 301'in değiştirilmesi taleplerine destek verdi.
Erdoğan'ın önerisi şöyle: "Türklüğü alenen aşağılayan kişi, 6 aydan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılır" şeklindeki birinci fıkra korunsun ama gerekçede "Türklük" ile "Etnik unsur"un değil, anayasal vatandaşlığın anlaşıldığı belirtilsin.
"Türklük ile Anayasa'nın 66'ncı maddesindeki 'Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür' tanımının kastedildiği" formülünü doğru buluyoruz. Ancak sadece gerekçenin düzeltilmesiyle yetinilmesini isteyen Erdoğan'a bir noktayı hatırlatmak gereğini duyuyoruz: Yargıçlar kararlarını gerekçeden çok maddeye dayandırıyorlar. O nedenle maddedeki "Türklüğü" ifadesini "Türk ulusunu" şeklinde değiştirip, gerekçede de Anayasa'ya gönderme yapılması daha somut bir çözüm olur.
Peki bu değişiklik sorunu çözer mi? Örneğin bir yandan Ermeni iddialarının tarihçiler tarafından araştırılmasını isterken, bir yandan da Türkiye'de o konuda düzenlenen bilimsel toplantılarda 1915 olaylarını Ermeniler'in kullandığı ifadeyle yorumlayanların yargıç önüne çıkarılmalarını önler mi? Emin değiliz.
Çare? "Türklüğü aşağılama" suçuna dava açılmasını Adalet Bakanı'nın iznine bağlamanın yerinde olacağına inanıyoruz. Hele Cumhurbaşkanı'nın iznine bağlanması çok daha çağdaş ve siyaset gölgesinden kurtulmuş çözüm olarak alkışlanır.
Bir dileğimiz daha var: AB Komisyonu'nun 6 Kasım'da yayınlayacağı İlerleme Raporu'na girebilmesi için Erdoğan'ın önerisi önümüzdeki biriki hafta içinde Meclis'ten geçirilmeli...