Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu'nu kutlarız. Dünya gündemini sarsan "Bilimsel açıklamalarıyla" bir anda gezegenimizin en ünlü tarihçisi oluverdi.
Aslında dünya onu tanımakta ve hakkını teslim etmekte biraz geç kaldı. Çok daha önce küresel şöhreti yakalayabilirdi. Örneğin 5 ay önce Esnaf ve Sanatkarlar Derneği'nin dergisi "Kepenk"e yaptığı "Bomba gibi" açıklamalarıyla: "AB, Hıristiyan Birliği'dir. Açılacak tek yer Doğu bizim için, Batı'da bir şey yok. "
Batılılar haydi bu müthiş jeostratejik açılımı atladılar, hiç değilse onun yine bu yıl başlarında "Çukurova Adanalılar Derneği"nde verdiği konferansı dinleseler veya metnini okusalar, şimdi çoktan ezberleri bozulmuş olurdu. Şöyle demişti: "Tehcir sırasında eşkıya saldırılarında ölen Ermeni sayısı 8.500 kişi kadar. Haydi yolda hastalıklar nedeniyle hayatını kaybeden 37 bin Ermeni'yi de ekleyin. Bütün bilanço bu! Hem sonra 1915'te kurulan Divan-ı Harp mahkemelerinde 1673 kişi yargılanmış, 67 kişi idama mahkum edilmiş, 68 kişi kürek, 524 kişi de çeşitli hapis cezalarına çarptırılmış. Uluslararası hukuka göre bir hükümet suçluları cezalandırmışsa artık onun soykırım olma iddiası tamamen ortadan kalkar."
Neyse; geç oldu ama temiz oldu. Prof. Halaçoğlu evrensel ün getiren açıklamalarıyla hem Ermeniler, hem de Kürtler ile ilgili tartışmaları bir çırpıda kesip attı. İskender'in Gordiyum çözümü gibi.
Neymiş; Sünni Kürtler'in büyük bölümü aslında Türkmen kökenliymiş, Alevi Kürtler'in büyük bölümü ise Ermeni dönmesi!
Kürtler'i Hint-Avrupa halkları ailesinden sayan ve atalarını Medler'e kadar götüren antropologlar utansın. Meğer "Gerçek" Kürtler, Ural-Altay halklarındanmış.
3 bin yıllık yalanı aydınlattı
Meğer Sümerce'deki "Kuragutyum" ve "Karda", Elamice'deki "Kurdasu", Akatça'daki "Kurtei", Asurca'daki "Kurti", Babilce'deki "Kardu" sözcüklerinin "Kürt" anlamına geldiğini söyleyip yazan tarihçiler ve etimologlar da bilimsel gerçekleri tahrif ediyorlarmış. Aynı şekilde Kürtler'e Yunanlılar'ın "Karduşoy", Romalılar'ın ise "Korduen" dediklerini öne sürenler de.
Meğer Selçuklu Sultanı Sencer'in 1150'de "Kürdistan" adıyla bir eyalet kurduğunu yazan tarihçiler de düpedüz uydurmuşlar.
Tıpkı 9 ciltlik tarihinde uzun uzadıya Kürtler'den söz eden "Tarihin babası" Halikarnaslı Herodot gibi.
Tıpkı Thucydide, Xenophon, Polib, Flavius Josephe ya da İbranice adıyla Yasef Bin Matityahu gibi.
Hele Xenophon'un (M.Ö. 426-355) başyapıtı "Anabassis"te "Dağların gözünü budaktan sakınmayan halkı Karduhi'ler", "Yurtları Karduşi'de -ki bazıları Kardyen veya Kordyen diyorlar- Yunan ordularının önünü kesip kıyasıya savaştılar" ifadeleri tümüyle cehalet eseriymiş. Öyle ya; onların Orta Asya'dan kopup gelen Türkmenler olduğunu nereden bilecekti ki?
"Ermeni dönmesi Alevi Kürtler"e gelince... Gerçi Prof. Halaçoğlu onların tam listesinin elinde olduğunu söylüyor ve "Asla açıklamayacağım" güvencesi veriyor ama aslında "Dönmeler"in hiç değilse bir bölümü çoktan kendilerini ele verdiler.
Hrant Dink'in cenaze töreninde 80 bin kişi ellerinde Türkçe, Kürtçe ve Ermenice "Hepimiz Ermeniyiz" pankartlarıyla yürümemiş miydi? Aslında Ermenice pankartlar köklerinin, Kürtçe dönmeliklerinin, Türkçe ise dönmeliklerini gizlediklerinin mesajıydı! Daha doğrusu itirafıydı! Herkes uyudu! Prof. Halaçoğlu hariç!
Türk Tarih Kurumu'nun değerli başkanını dünya tarihinin akışını değiştiren bu bilimsel başarısı için bir kez daha kutlarız!