Gerçek ve sanal dünyaların sınırlarının karıştığı Kıbrıs'ta trajikomik şeyler oluyor.
Bir yandan iki toplumun veya iki devletin liderleri Mehmet Ali Talat ile Tasos Papadopulos, "Haydi birleşme sürecini yeniden başlatalım" diye karşılıklı sahte gülücükler gönderiyorlar.
Bir yandan da 1960'ların birleşik Kıbrıs'ının son sembolü olan bayrağı evine asan bir Kıbrıslı Türk gözaltına alınıyor.
KKTC basınından öğrendiğimize göre, o vatandaşın adı Kamil Hür. Ve bu ilk vukuatı değil. Üç yıldır Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kuruluş yıldönümü olan 16 Ağustos'ta, panoya dönüştürdüğü evinin duvarına Kıbrıs, Türkiye, İngiltere ve Yunanistan bayrakları asıyor. Her defasında da apartopar karakola götürülüyor. Bu yıl çeşidi artırdı, AB bayrağı da ekledi.
İddialara göre, Kamil Hür'ün vermek istediği mesaj şu: Kıbrıs Cumhuriyeti, üç garantör devletin yetkilerini kötüye kullanmaları yüzünden çöktü. Ya AB bayrağı? Herhalde, "Yeniden birleşmek için son umut orada" demek istiyor.
Ama yanılıyor. Çünkü AB tutkalı çoktan sulandı. Avrupa'nın hemen her yerinde ayrılıkçı hareketler güç kazanıyor.
Örneğin İspanya'da Katalanlar, ülkenin başka bölgelerinden gelenlere ikinci sınıf yurttaş muamelesi yapıyor, onlara kamu görevini yasaklıyor, Kastilyanca (İspanyolca) konuşulmasını engellemek için caydırıcı önlemler alıyor.
Belçika'daki seçimlerde Flaman bölgesinde bölünme yanlıları çoğunluğu ele geçirdi. Federal hükümeti kurmakla görevlendirilen o partilerin en büyüğünün lideri iki aydır Vallon siyasilerle dişe diş pazarlık ediyor: "Ya Flamanlar'ın kendilerini yönetmelerini sağlayacak yetki devrine razı olun ya da Belçika'yı konfederasyona dönüştürelim." Konfederasyon, iki bağımsız devletin ittifakı demek. Çünkü zengin Flamanlar, göreceli olarak yoksul Vallon bölgesine artık kaynak aktarmak istemiyor.
Tıpkı İtalya'da zengin kuzeyin yoksul güneyi sırtından atmak istemesi gibi. Tıpkı İskoçlar'ın Londra'dan ya kopmak ya da bağları iyice gevşetmek tercihleri arasında gidipgelmeleri gibi. Tıpkı Almanya'nın en zengin eyaletleri Bad.-Württemberg ile Bavyera'nın federal sosyal güvenlik kasasına daha fazla katkıyı reddetmeleri gibi.
Küreselleşmenin sürpriz etkisi
Özetle Avrupa'nın zengin bölgeleri artık refahlarına ortak istemiyor. AB de gelişmişlik farkını gidermeyi amaçlayan bölgesel fonları, yine varlıklı üyelerinin bencilliği yüzünden artıramadığı için, kıtada zenginyoksul uçurumu derinleşiyor.
Ayrıca, küreselleşmenin başta hiç kimsenin aklına gelmeyen bir dinamiği harekete geçirmesi, milliyetçiliği körüklemesi sorunu daha da içinden çıkılmaz duruma getirdi.
Kimi siyasal bilimcilere göre, "Tek vatan, tek ulus, tek dil, tek devlet" sloganını bundan böyle daha sık ve Avrupa dahil daha çok yerde duyacağız.
Diyeceğimiz o ki, Kıbrıslı Kamil Hür kardeşimiz hayal dünyasında yaşıyor.
Adayı yeniden birleştirme planları yapılsa ve referanduma sunulsa, bu kez iki tarafta da "Hayır" çıkar. Ne Rumlar kavuştukları zenginliği Türkler'le paylaşmaya razı olur. Ne de Türkler son yıllarda keşfettikleri Rum mallarını İngilizler'e satarak zenginleşme fırsatından vazgeçer.
Çok sevdalıysa Kamil Hür iki tarafı birleştirmeye ve Kıbrıs Cumhuriyeti'ni yeniden canlandırmaya (veya hortlatmaya), internetteki "İkinci Hayat" (Second Life) sitesinde bir ada satın alsın ve oraya Kıbrıs bayrağını diksin. Başta dedik ya; nasıl olsa Kıbrıs'ta gerçek ve sanal dünyanın sınırları birbirine karışmış durumda.