"Avrupa'nın zor ekonomik ve siyasal reformlara yönlendirip üyelik müzakerelerine başladıktan sonra fikir değiştirmesi, Türkiye'nin AB'deki geleceği konusundaki soru işaretlerini yeniden canlandırdı. Ancak Başbakan Erdoğan modernleşme çabalarını pekiştirerek Avrupa'ya karşılık verecek yerde, ilgisini toplumu bölen İslamcı bir gündeme yöneltti."
Bu alıntıyı "Wall Street Journal"den yaptık. Hayır, günümüzü anlatıyor gibi olsa da yeni değil. Geçen ilkbaharda piyasalarda patlak veren -bereket ucuz atlattığımız- dalgalanmadan sonra yayınlandı. ABD'nin bu son derece etkin gazetesi yorumunu şu cümleyle noktalamıştı: "Erdoğan'ın bu tutumu yatırımcıları korkuttu!"
Dün TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi'ndeki konuşmaları ve hemen ardından dünyanın en önemli yatırım bankalarından Merrill Lynch'in Türkiye politikalarına yön veren uzmanı Mehmet Şimşek'in Londra'da bir üniversitede verdiği konferansı okuyunca şu sonuca vardık: "Hem Türk, hem de yabancı yatırımcılar 2007 yılı için kaygılılar. Hatta korkuyorlar!"
Nasıl korkmasınlar? Yerli yatırımcıların dış borcu 90 milyar dolara dayandı. Türkiye'nin toplam dış borcunun yarısından fazlası! Kurlardaki bir kontrolsuz fırlama, en güçlü grupların bile temellerini çatlamaya yeterli. Yabancı yatırımcılar ise hafta içinde Tayland'da görüldüğü gibi yükselen pazarlarda diken üstünde. Dünya da zaten 15 yıllık bol ve ucuz likidite döneminin sonuna geldi, dengeler yeniden kuruluyor. Yatırım güvenliği yüksek ama riskli kazançtan daha önemli kriter haline geliyor.
Nasıl korkmasınlar? TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mustafa Koç'un dediği gibi, "2007 bizim coğrafyamızda kartların karıştırılıp yeniden dağıtılacağı bir yıl olacak." Irak'ta, İran'da, Suriye'de, Lübnan'da, Filistin'de, Kafkaslar'da, Orta Asya'da...
ABD Silahlı Kuvvetleri dergisinde yayınlanan emekli Albay Ralp Peters'in haritasını unutmayın. O haritadaki öngörülerden birinin, Irak'ın üçe bölünmesiyle ilgili bölümün önümüzdeki yıl gerçekleşmesi olasılığı çok güçlü. James Baker ve Lee Hamilton'un eşbaşkanlığındaki Irak Çalışma Grubu'nun raporunu Beyaz Saray rafa kaldırdı bile. Çözümün Irak'ın Sünniler, Şiiler ve Kürtler arasında paylaşılmasından geçtiğini savunanlar yeniden seslerini yükseltmeye başladılar. Sadece "Le Monde" gazetesinde bu hafta peşpeşe iki yazı yayınlandı. Biri şimdi Mesud Barzani'nin danışmanlığını yapan ABD'nin Hırvatistan eski Büyükelçisi Peter Galbraith, diğeri John Hopkins Üniversitesi'nde görevli risk yönetimi uzmanı David Apgar imzalı.
Büyük uzlaşma zamanı
İşte böyle bir yılda, Türkiye'nin başının üstünde üç Demokles Kılıcı sallanacak ya da Merrill Lynch uzmanı Mehmet Şimşek'in ifadesiyle, "Sürekli üç bulut dolaşacak": AB süreci, cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler.
Ortalığı sel götürmesi için bulutlardan birinin bile yağmura dönüşmesi yetecek. "Ortalık"tan kastımız tabii "İstikrar".
Sele kapılmak istemiyorsak, iktidarıyla, muhalefetiyle, sivil toplumuyla, hep birlikte, afet önleyici tedbirleri almak zorundayız: AB sürecini herşeye rağmen rayında tutmak için yapısal reformları, özellikle TÜSİAD'ın da belirttiği gibi vergi, sosyal güvenlik, sağlık ve yargı reformlarını cesaretle gerçekleştirmek zorundayız. Cumhurbaşkanlığı seçimini kavgasız-gürültüsüz, genel seçimleri ise düğündernek havasında yapmak zorundayız.
İşte o zaman Türkiye'nin başının üstündeki üç yağmur bulutunu ışık saçan üç hareye dönüştürmüş oluruz.