Reel sektörde "S.O.S." çağrıları artıyor. Çiftçiler, tekstilciler, turizmciler. Kervana yakında deniz taşımacıları eklenecek. Ardından...
Hepsi de döviz yumurtlayan tavuklar. Dış ticaretin lokomotifleri.
Hükümet hangisine yetişeceğini şaşırdı. Dahası teşekkür beklerken sitemle karşılaşan Başbakan Erdoğan'ın sinirleri gerildi.
KDV indiriminin tekstilcileri Çin rekabetine karşı ne ölçüde rahatlatacağını önümüzdeki ayların dış ticaret istatistiklerinde göreceğiz ama bir başka sektörde, turizmde kapıdaki tehlike rakamlara yansımaya başladı bile.
Her ne kadar "Ben şeffaflığa inanıyorum" diyen Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç Türkiye'ye gelen turist sayısıyla ilgili aylık istatistiklerin açıklanmasını yasaklamış olsa da, sektör temsilcilerinin gerek iç, gerekse dış kaynaklardan ulaştıkları veriler içaçıcı değil: Turist sayısı geçen yıla göre Ocak'ta yüzde 4.7, Şubat'ta yüzde 10.1 geriledi.
Turizmin kalbi Antalya'da durum daha kötü: Ocak'ta yüzde 20, Şubat'ta yüzde 45, Mart'ta (20 günlük) yüzde 46...
Avrupa'dan gelen işaretler ne yazık ki bu eğilimin değişeceği umudu vermiyor : Almanya, Hollanda, İtalya, Danimarka ve Hollanda'da seyahat acentaları Türkiye satışlarının neredeyse yarı yarıya düştüğünü söylüyorlar. Ekonomimizdeki gelişmeleri yakından izleyen uluslararası finans kuruluşlarından "Deutsche Bank"ın turizm gelirlerindeki düşüş beklentisi gerekçesiyle cari işlemler açığı tahminini yukarı çekmesi de bu haberleri doğruluyor.
Oysa bakanlık bu yıl 26 milyon turist ve 21 milyar dolar gelir hedefliyor.
Halının altı doldu!
Erdoğan'ın turizmcilerle yaptığı toplantının sonuçları, yani hükümetin ne gibi önlemler düşündüğü henüz bilinmiyor ama sektör temsilcilerinin sundukları liste hayli kabarık: ÖTV, KDV, enerji ve havaalanı vergisinin indirilmesi, otel personelinin turizm mevsimi dışında sosyal güvenlik priminin düşürülmesi, ruhsat ve telif hakları sorunlarının çözülmesi, seyahat acentelerinin ihracatçı sayılması, konaklama vergisinden vazgeçilmesi, bölgesel teşvik, yatırım indirimi istisnası tanınması...
IMF'yi daha da kızdırmak pahasına tüm bu talepler yerine getirilse bile dertler bitmiş olacak mı? Hayır! Çünkü arap saçına dönmüş olan sorunlar iç ve dış birçok kaynaktan besleniyor.
Dış etkenler malum; Avrupa ekonomilerindeki durgunluk, kuş gribi, karikatür krizinin bitmek bilmeyen artçı sarsıntıları.
İç nedenler bizce daha önemli: Köklü çözüm yerine sorunu halının altına süpürmekten başka anlamı olmayan geçici önlemlerle yetinilmesi. Al sana KDV indirimi, sana vergi indirimi, tamam tamam sana da birşeyler düşünürüz...
Mavi boncuklar dağıtmak, her ağlayan çocuğu bir emzikle susturmak belki bugünü kurtarır ama yarın daha çok sıkıştırır.
Çözüm? Bir yıldır raflarda duran yapısal reformları kararlılıkla yeniden gündeme almak.
Her türlü seçim hesaplarını elinin tersiyle itip, kayıt dışı ekonomi tümörüne neşter atmak. Hatta 2006'yı kayıt dışıyla mücadele yılı ilan etmek.
Dış kaynaklı güçlükleri göğüslemeye gelince; her şeyin başı imaj.
Kabul etsek de, etmesek de, turizm sektörü karikatür krizinde çok ciddi yara aldı. Neden? Tüm İslam ülkelerinde protesto eylemleri yapıldı ama bir Hıristiyan'ın öldürüldüğü tek yer Türkiye oldu.
Ve cinayetin üstünden neredeyse 2 ay geçmesine rağmen, sanığı ya da sanıkları hala mahkemeye çıkarılmadı. Hatta iddianame bile hazırlanamadı.
Gel de Avrupalılar'a anlat.