Ey insanlar! Sözümü iyi dinleyin. Bugünleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız, namuslarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecavüzden korunmuştur.
Hazreti Muhammed, Hicri 10'uncu yılda devesi Kusva'nın sırtında, Medine'den kendisiyle yola çıkan 114 bin Ashab'ına seslendiği Veda Hutbesi'ne bu cümlelerle başladı. Üç günde tamamlanan hutbenin işte bu ilk bölümünün duyurulduğu Arafat'ta dün 1.7 milyon hacı Vakfe'ye durdu.
Aynı saatlerde Mekke'nin stratejik noktalarında mevzilenmiş çelik yelekli polisler ve ordu birlikleri, olası bir terör saldırısına karşı elleri tetikte alarmda bekliyorlardı.
Yine aynı saatlerde kutsal yerlere yerleştirilmiş 1.039 güvenlik kamerasının ulaştırdığı görüntüler kriz odalarındaki kameralarda taranıyor, kuşkuluların belirlenmesine çalışılıyordu.
Terör gölgesinde hac
Çünkü daha üç gün önce Mekke'de saldırıya hazırlanan bir hücre çökertilmişti. Basında, televizyonda, duvarları kaplayan afişlerde, otellere dağıtılan broşürlerde şüphelilerin ve arananların boy boy fotoğrafları yayınlanıyor, halktan yardım isteniyordu.
14 yüzyıl önce Hazreti Muhammed'in "Ey Müslümanlar, mübarek yerlere silahlı girmeyin" dediği, "Can, mal ve namusun her türlü tecavüzden korunduğunu" tebliğ ettiği, İslam dünyasının kalbi Mekke'ye, hem de en kutsal günlerde bu görüntüler yakışıyor mu?
"Ey insanlar! Kadınların haklarına riayet etmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah'ın emaneti olarak aldınız. Ve onların namuslarını ve ismetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz."
Hazreti Muhammed'in Veda Hutbesi'nin ikinci bölümünü duyurduğu Mina'da bugün büyük şeytan taşlanacak. Taksiler, resmi ve özel arabaların yanı sıra toplam 673 bin koltuk kapasiteli 14.200 otobüsle Arafat'tan Mina'ya taşınan hacıların her biri 7 taş atacak. Daha sonra kurbanları kesilecek. Tıraş olup ihramdan çıkacaklar.
Sorgulama günü
Acaba içlerinden kaçı şeytanı taşlarken, Hazreti Muhammed'in vefatından 82 gün önce orada her türlü ayırımcılığı yasakladığını, insan haklarını ve evrensel ilkeleri açıkladığını hatırlayacak?
Son Peygamber'in "Kadınların haklarına riayet edin" uyarısından bunca zaman sonra, hem de o hutbenin tebliğ edildiği ülkede, kadınların birçok özgürlükten yoksun, yarı köle statüsünde yaşadığını acaba kaçı düşünecek?
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu dün Arafat'ta 0Türk hacı adaylarına seslenirken "Gün insanlığımızı ve Müslümanlığımızı sorgulama günüdür" dedi. Son derece doğru.
İslam coğrafyasında Hazreti Muhammed'in üç kez "Şahid ol ya Rab" diye tekrarlayıp "Burada bulunanlar bulunmayanlara tebliğ etsin" uyarısıyla noktaladığı Veda Hutbesi'ndeki ilkelerin kaçına uyuluyor? Can, mal ve namus dokunulmazlığına mı? Suçlunun kendi suçundan başkasıyla yargılanamayacağı kuralına mı? Kan davası, zina (kadın ve erkek için) ve Müslümanlar arasında savaş yasaklarına mı? Aşırılıktan kaçınma, İslam sadeliğinden ayrılmama şartına mı? Sınıf farkı ve ayrıcalıkların kaldırıldığı emrine mi?
Bu mübarek bayram gününde İslam aleminin Veda Hutbesi'nde anlatılan hak ve hukuktan niçin uzaklaştığını her Müslüman düşünmeli. İyi bayramlar...