Ve Terah; oğlu Abram'ı ve Haran'ın oğlu, torunu Lut'u, gelini Saray'ı, oğlu Abram'ın karısını yanına aldı ve Kenan diyarına gitmek üzere Kildaniler'in Ur şehrinden onlarla birlikte çıktı ve Haran'a geldiler ve orada oturdular.
Terah'ın günleri 2500 yıl oldu ve Terah, Haran'da öldü. Ve Rab, Abram'a dedi: "Memleketinden ve babanın evinden, sana göstereceğim memlekete git."
Tevrat'ta Allah'ın Hazreti İbrahim'e "göç et" buyruğu böyle anlatılıyor. Tekvin, 11/31-32 ve 12/1.
İncil'de de bu göçten hemen hemen aynı ifadelerle söz ediliyor:
"Ülkenden, doğduğun yerden ve baba evinden uzaklaş, sana işaret edeceğim diyara git. Senden büyük bir ulus yaratacağım, seni kutsayacağım, adını şereflendireceğim ve sen bir kutsama kaynağı olacaksın. Ve senin aracılığınla dünyanın tüm ulusları kutsanacak." (Genese 12: 1-3)
Gerisini de Kur'an'ı Kerim'den (Hacc, 22'26-27) aktaralım:
Hazreti İbrahim, Cenab-ı Allah'ın emri ve yer tayini üzerine, oğlu İsmail'in de yardımıyla Beytullah'ı bina etti. İnşaat bittikten sonra Allah, Hazreti İbrahim'e "Bana hiçbir şeyi ortak koşma; tavaf edenler, kıyama duranlar, rükuda bulunanlar ve secdeye varanlar için evimi temiz tut" dedi ve buyurdu: "Ey İbrahim, bütün insanları hacca çağır. Gerek yaya olarak, gerekse uzak yolları geçen, derin vadileri aşan yorgun develerin üzerinde gelsinler."
Vatikan randevusu
Kitaplı üç dinin ortak sembolü, ortak peygamberi ve birlik bağı olan Hazreti İbrahim, bugün Vatikan'da üç dinin temsilcilerini buluşturuyor. Dinler arasındaki hoşgörüyü geliştirmek amacıyla Müslüman, Hıristiyan ve Musevi 300 sanatçının yer alacağı bir konser düzenleniyor.
Londra, Krakov, Pittsburg ve Ankara filarmoni orkestralarının katılacağı, Amerikalı şef Gilbert Levine'in yöneteceği konserde, Amerikalı besteci John Harbison'un son yapıtı olan "Abraham", yani Hazreti İbrahim senfonisi icra edilecek...
Bu haberi okuyunca iç geçirdim: Böyle bir etkinlik, üç dinin yüzlerce yıldan beri barış ve kardeşlik içinde yaşadığı İstanbul'da da düzenlenemez mi? Üç dine mensup orkestralar Taksim Meydanı'nda ortak konser veremez mi? Mustafa Itri Efendi'nin Tekbir'inin, Bach'ın Ascencion'unun, İbranice ilahilerin peş peşe Taksim'den yükseldiğini, yedi tepede yankılandığını, oralardan dalga dalga dünyanın dört bucağına yayıldığını düşünün. İstanbul'da üç din arasındaki köprüleri uçurmak isteyen teröre bundan daha güzel, daha anlamlı ve daha heybetli bir cevap olabilir mi?
Paris konferansı
Amerikalı siyaset bilimci Samuel Huntington, o ünlü "Medeniyetler çatışması" tezinde, "19'uncu yüzyıl ulus devletlerin savaşlarına sahne oldu. Bu savaşlar imparatorlukların yıkılmasıyla sonuçlandı. 20'nci yüzyıl ise ideolojiler çağı oldu. Sovyetler Birliği ve Çin'in temsil ettiği komünizm ile ABD ve batılı ülkelerin temsil ettiği kapitalizmin soğuk savaşına tanık olundu" diyor ve ekliyor:
"21'inci yüzyıl ise medeniyetlerin çatışmasına sahne olacak. Asıl çatışma ise Batı ile İslam uygarlığı arasında patlayacak..."
Yine bugün Paris'te "Medeniyetler çatışması olmayacak" başlıklı uluslararası bir konferans başlıyor. Çok sayıda siyasetçi, bilim adamı ve araştırmacının katılacağı, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün danışmanı Ahmet Sever'in de bir konuşma yapacağı 3 günlük konferansta "Batı ve İslam", "İslam, demokrasi, laiklik" gibi çok önemli konular tartışılacak.
Yine iç geçirmeden edemedim: AB'nin ilk Müslüman üyesi olmaya aday Türkiye'ye böyle bir konferans yakışmaz mı? Hatta daha da ileri gidip, böyle bir girişimin Türkiye'den gelmesi gerekmez mi? Samuel Huntington, Paul Wolfowitz, Bernard Lewis, El Ezher Rektörü, Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Başbakanlık Başdanışmanı Ahmet Davutoğlu, William Safire, Robert Kagan ve bu konuda kafa yoran daha nice bilim adamı ve araştırmacının medeniyetlerin kavşağı İstanbul'da biraraya geldiklerini düşünün.
Herhalde Haziran'da yapılacak NATO zirvesinden daha az ses getirmez. Değil mi?