Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Mam'dan Serok'a

Son dakikada bir sürpriz olmazsa, Celal Talabani bugün kalabalık bir heyetle Ankara'ya geliyor. Talabani'nin ilk ziyareti değil bu. 1990'ların başından beri başkentin aşina konuklarından. Ancak o zamanlar -konjonktüre göre- bazen alt, bazen üst düzeydeki yetkililerle görüşebilen Irak'taki iki Kürt liderinden biri sıfatıyla kapıyı çalıyordu. Ya da Kürtler'in Mam Celal'i (Celal Amca) olarak. Bu kez ise -bir aylığına da olsa- Irak tarihinde başbakanlık koltuğuna oturan ilk Kürt olmanın gururuyla geliyor ve kartvizitinde "Serok" (başkan) yazıyor. X,W,Q tartışmasına benzin dökmemek için tam unvanını es geçelim... ABD'nin Irak harekatından bu yana ilk kez Türkiye'ye uğrayan Talabani ile görüşmelerde ele alınacak konular belli: Irak'ın gelecekteki yapısı, Kürtler'in coğrafi federasyon talepleri, Kerkük'ün konumu ve elbette Kuzey Irak'taki PKK'lılar.

Kandil Dağı sorunu

Bu son madde yıllardır masada duruyor. Birkaçını hatırlatalım:
1.24 Nisan 1996: Talabani, PKK'yı diyalog yoluyla Kuzey Irak'tan çıkaracağız" dedi. Dışişleri yetkilileri, "Daha önce de bu tür vaatlerde bulundunuz, ancak hiçbir şey değişmedi" cevabını verdi.
2.26 Temmuz 2000: Talabani, Başbakan Ecevit'e "PKK'ya karşı daha etkin önlemler alacağız. Bölgemizdeki kamplarını temizledik, sadece Kandil Dağı'nda bazı silahlı PKK'lılar var. Bunların da dağdan inip teslim olmaları için Kuzey Irak'taki operasyonlarınızın durması gerekir" dedi.
3.7 Mart 2002: Talabani, Kandil Dağı'ndaki PKK varlığını sona erdireceklerini söyledi.
4.24 Aralık 2002: Talabani "PKK teröründen halkımızı korumak için ortak komiteler oluşturduk. PKK veya KADEK, ismi ne olursa olsun, teröristleri Irak'ın kuzeyinde istemiyoruz" dedi.
5.21 Temmuz 2003: Talabani Halen KADEK çatısı altında faaliyet gösteren silahlı grupların ortadan kaldırılabilmesi için aslında en idael çözüm, bir genel af ilanıdır" dedi ve ekledi: "Pişmanlık yasası değil, af yasası diyorum. Af çıkarılırsa KADEK'e bağlı silahlı militanlar da bunu kabul ederler, silahlarını bırakıp Türkiye'ye dönerler." Buyurun; "Söküp atacağız" dan "Af çıkarın, insinler"e...

Hangi Irak politikası
Ya Kerkük'ü Kürdistan'ın başkenti yapma konusu? Sanki farklı mı? Sadece iki örnek yeterli. 24 Aralık 2002 tarihinde "Kerkük için Talabani ve Barzani karar veremez. Irak Parlamentosu, Kürtler, Araplar, Türkmenler, Asuriler hep beraber karar vereceğiz. Ben Kerkük'ün başkent olmasını çok isterim ama halklar arasındaki kardeşliği bozacaksa, bizi bölecekse gündeme bile getirmem" dedi. Aradan 10 ay geçti, Ankara ziyareti arefesinde "Kerkük, Kürdistan'ın bir parçası" diye kestirip attı. Barzani'nin bile "Yaptığı anlaşmalara uymayan demagoji ustası" diye tanımladığı, "Kaf Dağı'nın ardına gitmek, onunla uzlaşma ve barışın sağlanmasından daha kolaydır" diye yakındığı Talabani ile görüşmelerde bir yere varmak mümkün mü? Bu politikanıza, stratejinize, yaklaşımınıza bağlı. O ünlü kırmızı hatların çizildiği "Irak Milli Siyaset Eylem Planı" geçerliliğini koruyorsa, yani Irak politikası hala Kuzey Irak'la sınırlıysa, hayli zor. Yok, Irak'ın tümünü kapsayan yeni bir politika geliştirildiyse, oldukça mümkün. Dedik ya; bir Kürt lider değil, Başbakan geliyor bu kez...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA