İnsanlık ilerliyor, değil mi? Eski vahşi hallerinden sıyrılıp uygarlaşıyor gitgide.
Teknoloji de o sürece katkı sağlıyor.
Öyle değil mi?
Somut kıyaslamayla arayalım yanıtı.
Aztekler güneş ve savaş tanrısına insan kurban ederlerdi. Seçilen delikanlı boğuşma gibi çirkinlikler olmasın diye uyuşturulur, tapınak piramidinin tepesindeki sunağın üstüne saygıyla yatırılırdı.
Başrahip bıçakla onun göğsünü yarar, kalbini çıkarır, göğe kaldırarak güneşe uzatırdı.
Çağımızda öyle ayinler olmuyor. Ama başka şeyler oluyor.
Üç gün önce Suriye'de bir adam karnı deşilince yere serilen düşmanının kalbini çekip çıkardı, ısırarak kopardığı parçayı ağzına attı, sakız gibi çiğnedi. Dudak kenarlarından çenesine kan sızdı. Modern teknoloji sayesinde o görüntü bütün renkleriyle kayda alındı, internete yayıldı, ekranların sunağında dünyanın gözüne sokuldu.
Adam kimdi, hasmı kim? Hangisi ne kadar haklı, öteki ne kadar haksız?
Bunlar temel gerçeğin yanında ayrıntı.
O gerçek şu: Günümüzde bir insan öyle davranabiliyor hâlâ.
Şimdi Erdoğan-Obama görüşmesiyle olumlu sonuçlar elde edilmesi bekleniyor ya. Umutlar gerçekçilik dışına taşmamalı.
Yüzeysel "ilerleme" gerisinde hemcinslerimizin büyük çoğunluğu düpedüz vahşi kalmış iken, gezegenimizin yakın geleceğinde anlamlı bir uygarlık kurulabileceğine inanıyor musunuz?
Dünya liderleri insanlığı insanlaştırma yönünde ne adım atabilecek? Asıl ona bakmalıyız.