Bir şeye karşı olmak başkadır, onu yasaklamak başka.
Ayyaşlığı kimse onaylamaz. Ama geçen yüzyılda Amerika'da denendiği gibi içkiyi yasaklarsanız, alkolü gizli kazanç kaynağı yapıp suç örgütlerinin ekmeğine yağ sürüyorsunuz. Sarhoşluğun sakıncalarını kafalara sokmaya çalışmak çok daha etkili yol.
Kürtaj acı ve korkunç bir olaydır. Doğum kontrol yöntemi gibi kullanılması önlenmeli, tehlikeleri herkese anlatılmalı, özellikle erkeklerin istenmeyen gebeliğe yol açmama konusundaki sorumluluklarını fark etmeleri ve birkaç basit yöntemi öğrenmeleri sağlanmalıdır. Ama yasal yasak kürtajı önlemez, yer altına iter.
Kuzum, her şey gibi bunu da kavga gürültü konusu yapmayalım, hele hele siyasal çekişme sorununa dönüştürmeyelim; etkilenecek genç (ve çoğu "cahil") kadınlara acıyarak çözüm arayalım.
Şefkat en yararlı nimettir.
***
Her alet hem hayır hem de şer için kullanılabilir. Bıçakla tümör alıp can kurtarıldığı gibi, cinayet işleyip can almak da mümkündür.
Kafa yapımızın davranış yönlendiren aleti akıl değil, duygu oluyor çoğu zaman. O da iki yanı keskin bir bıçak. Örneğin aşk insana hem nefis şiirler yazdırtabiliyor, hem de kıskançlık cinneti yaşatıp cinayet işletebiliyor yine.
Sözü genellikle kurcalanmaması gerektiğini düşündüğüm bir konuya, dine getireceğim. O da akıldan değil, duygudan kaynaklanır. Bir yaratanın varlığını kendi içinizde sezerseniz sezer, sezmezseniz sezmewzsiniz. Mantıkla çözülemez o sorun.
Din duygusu "
Benim inancım seninkini döver" inadına alet edildiği zaman kanlı savaşlara, coşkulu gaddarlıklara, sistemli engizisyonlara yol açmış, şefkat ve sevgiyle birleştirilince de en değerli yaratıcılıkların, güzelliklerin, uygarlık ürünlerinin kaynağı olabilmiştir.
Dün yaşadıklarım düşündürdü bunları bana.
Dindar değilim; öyle yetiştirilmedim. Ama anneannemin başörtüsünün, Yunus'un iç dünyasındaki yüceliğin, Kara Kuğuların yiğitliğinin tadına varabiliyorum kendi gönlümde.
Çamlıca tepesine cami kondurma tasarısı önce kafamda eski şartlanmaları depreştirdi, "
İstanbul'da binlercesi varken yenisi gerekir mi?" diye.
Sonra kendimi azarladım:
"
Demokrat geçinirsin. Halkının büyük çoğunluğu o görüntüden haz alacaksa, sakıncası ne? Ülkede milyonlarca bayrak varken, bir direğe yenisi çekilirken çok kişinin gözleri yaşardığında gerekli olup olmadığını soruyor musun?"
Dün akşam da Harvard Üniversitesi Radcliffe Korosunun konserindeki çoğu din içerikli parçalardan da kendim derin haz aldım.
Hıncal Uluç'un kültür mabedi dediği İstanbul Kültür Üniversitesi kente nefis estetik şölenleri sunmakta. Dünyanın en ünlü kız korolarından biri olan topluluğun konserini o düzenlemiş. Kültür Kolejlerinin Gençlik Korolarıyla birlikte bana harika armağanı nerede verdiler, biliyor musunuz? St. Antuan kilisesinde!
Camisi, kilisesi, koroları, üniversiteleri, insan zekâsı ve ruhunun bütün nimetleriyle dünyamız çok güzel olabiliyor. Yanlış kavgalardan zaman ayırıp tadını çıkarmaya bakın.