Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Zor şifa

Vakit buldukça televizyonda en çok doğa belgesellerini izliyorum. Ama yırtıcıların avlanmalarına ilişkin bölümlerde gösterilen temel yöntem sinirimi bozuyor:
Sürüleri kovalarken yavruları analarından ayırıp parçalıyorlar. Dişi hayvan durup dönüyor, bir şey yapamayacağı için bakakalıyor.
"Doğanın temel yasası güçsüzün alta düşmesidir, genelde yavrularla dişiler o durumda olduğuna göre yaşadıkları normaldir" diyebilirsiniz tabii.
Ama o "tabii" vahşet uygarlık -yani doğayı aşabilme- iddiasındaki insan toplumlarında yaşanınca gayritabii oluyor.
Dünkü grup konuşmasında Başbakan terslik faturalarını en çok kadınlarla çocukların ödediğini belirtti. Doğrudur. Çeşitli namussuzluklar ortaya döküldükçe onur temizliği adına aile kararıyla bir herif-i naşerifin katledildiğini hiç duymadık. "Namus cinayeti" kurbanları hep kadın. Ve çocuk gelinler, çocuk çıraklar, çocuk dilenciler, çocuk mahkûmlar, Pozantı iğrençlikleri... Gırla gidiyor.
Bakalım haberini verdiğim "Kadına Şiddete Hayır" toplantısında bugün Fatma Şahin Hanım yabaniliklere karşı hangi somut önlemlerden söz edecek?

***

O toplantıya davet dolayısıyla Ayşe Kulin'le tanıştım, kişiliğini çok ilginç buldum.
Kitaplarından birkaçını okumuştum; şimdi hepsini hatmediyorum.
Vaktiyle geniş ailesinde Menderes'in partisinin hem yandaşları, hem de karşıtları varmış. 27 Mayıs darbesinden önce birileri o yüzden haksızlıklara uğrayıp ötekiler hoşnut iken iktidar değişince durum tersine dönüvermiş. Şöyle yazıyor Kulin:
"Tuhaf bir ülkeydi benim memleketim.
Birilerinin başı mutlaka dertte oluyordu. Memleketin tüm insanlarının dertsiz tasasız yaşayabilecekleri bir günün güneşi henüz doğmamıştı bu topraklarda!
"
O güneşin ebeliğini el birliğiyle yapalım, dert tasa altında ezilen güçsüzleri bir an önce ışığa çıkaralım derim. Kadınlarla çocuklardan başlayarak...
***

Bu yalnız insancıllık konusu mu? Pratik, politik, ekonomik sakıncaları yok mu ters yönde dayatmaların?
Olmaz olur mu! Mısır'a bakın. Devrim yaptı sanıldı, sevinildi. Oysa bocalıyor, bocalayacak. Çünkü kadınları dışlayarak nüfusun yarısını etkili üretim dışında bırakan bir toplumun hızlı kalkınma gerçekleştirmesi hayal.
Orada ağır basan, ama laikliği benimsemiş bir "Erdoğan çizgisi" tutturamayan dindar kesimin adına Batılılar Muslim Brotherhood diyorlar. Yani Müslüman Biraderler: adı üstünde, erkek kardeşliği.
(Gerçi yanlış. Doğru ad el-İhvan elmüslimin.
İhvan da sadık dostlar demek.
Kadınları kapsayabilir. Ama kapsamıyor uygulamada. Kurucu Hasan el- Benna katıksız şeriatçı. Yeni Mısır'da kadınların adam yerine konulması güç.) Bakın, önyargılar dilimize bile sinmiş.
Adam yerine konulmak, adam gibi iş yapmak, adam olmak... Niçin kadın yerine konulmak, kadın gibi iş yapmak, kadın olmak yok?
Çok "erkek" toplumuz! İnşallah geçer.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA