Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Kadın eli

Şiddet doğanın yararlı bir gerçeğidir. Evet, yararlı. Ortama uyum sağlayamayan canlılar evrim sürecinin dışına itilmeseler, sürünün hızına yetişemeyip geride kalan hayvanları yırtıcılar parçalamasa ekoloji dengeleri altüst olur, her şey çıkmaza girer.
İnsan topluluklarının yaşantısında da çatışmalar kaçınılmazdır. Karşıtlar çarpışır, kurulan yeni denge daha iyi bir düzense ilerleme sağlanmış olur.
Şarta bağlı tabii: daha iyi ise! Çünkü tersi de olabilir: Şiddet kullanımıyla kurulan yeni denge geriye götürebilir insanları.
Örneğin Türk ordusunun Yunan istilacılarına büyük taarruzu da şiddetti, Amerikan ordusunun Irak'a saldırısı da. Birincisi dünya düzenini ileriye götürdü, ikincisi geriye.
Şiddet ille kaba güç içeren eylem biçimini de almaz. Aşağılayıcı bir tavır, küçümseyici bir bakış, kırıcı bir söz hedefteki kişiyi bir yabancının yumruğundan çok daha derinlemesine sarsabilir.
Sürekli düşmanlıklar, önyargılar, kinler pasif şiddet sınıfına girer. Onların da yararlı olanı ve olmayanı vardır. Babası faşistler tarafından öldürülmüş bir oğlun dinmeyen öfkesi haklıdır, anlamlıdır, yararlıdır. Er geç hesap sorulmasına ve toplumun zorbalıktan arınmasına yol açar. Ama Bizans'taki Mavi'ler ile Yeşil'lerin birbirlerini boğazlaması ya da günümüzdeki futbol fanatiklerinin taraftarlığı kan davasına dönüştürmesi zırvadır.

***

Diyeceğim, soyut bir uzlaşma havariliği uğruna şiddetin her türünü her durumda kınamak yanlış olur. Ancak, topluma somut zararlar verdiği zaman da durumu görmek ve düzeltmek de şarttır.
Bugün Türkiye'de fanatikleşmiş bir kamplaşma saçmalığı var.
Sosyal adaleti geliştirecek hesaplaşmalar pek görülmüyor da, kemikleşmiş önyargılardan kaynaklanan husumet saflaşmaları koyulaşarak sürüyor.
Ya bu "yanda" olacaksınız, ya öteki "yanda". Bir tarafta gördüğünüz iyi bir şeyi desteklerseniz karşıdakiler hemen sizi dalkavuk ilan eder. Yandaşı sayıldığınız saftaki bir tersliği eleştirirseniz anında dönek olursunuz. Yani ifade özgürlüğünü gerçekten kısıtlayan bir örtülü şiddet yaşanıyor. Bu da güçleştiriyor sorunların çözülmesini.
Tam anlaşma sağlanıp düze çıkılacakken tezgâhlanan canavarca PKK saldırısına elbette şiddetle tepki göstermek gerekti. Sineye çekmek devleti şamar oğlanına döndürür, terörü büsbütün azdırırdı.
Ama çözüm devletin güç üstünlüğünü kanıtladıktan sonra Kürt çoğunluğuna müşfik davranmasından, onu PKK caniliğinden uzaklaştırıp akıl yoluna çekebilmesinden geçiyor. Bülent Arınç'ın son yaklaşımı panzehirdir.
Çizgisi bu durumla kesişen ve genelde Kürt feodalitesi kalıntılarından kaynaklanan bir başka büyük sorunumuz var: kadına şiddetin hızla yaygınlaşması.
Kızmak, lanetlemek, içeri tıkmak falan normal tepki ama çözüm oluşturmuyor. Önlem almanın yanı sıra canilerin niçin öldürdüklerini ve onları cinayete yönelten ortamın özelliklerini kavramak, sonra anlayışla gidermeye çalışmak da gerekli.
***

Geçen hafta sonunda yaşadığımız olay bana önce üzüntü, sonra -toplumdaki ilerleyişi göstermesi bakımından- umut verdi.
Özel yaşantısına gölge düşürecek bir ima ile genç bir Kürt şarkıcı kadına hakaret edildi. Eskiden olsa pek üstünde durulmaz, ağızdan kaçmış münasebetsiz bir laf diye geçiştirildi. Bu sefer devletin en üst kademelerinde ciddiye alındı, özürler dilendi, yaralanan onura merhem sürüldü.
Geleceğini bildiğim "Sen de mi yağcılığa başladın" türünden avanaklık tepkilerini peşinen göze alıp söyleyeyim: Başbakan'ın eşinin bu ilerlemede büyük rolü olduğunu düşünüyorum.
Asık surat galerisi ortamımızda şefkatli ve güler yüzlü yaklaşımının başka sorunları da etkilediğini gösteren belirtiler var.
Kendisiyle tanışmadım. Ama Gazzeli çocuklarla ilgili toplantıdaki konuşması gibi durumlarda kendini tutmaya çalıştığı halde nasıl ağladığını gördüm. Ona da mı takiye denilecek? Öyleyse Emine Erdoğan Hanım'a en büyük oyunculuk ödülü verilmeli.
Daha iyisi, ondan bir ricada bulunalım: Erkek şiddetinin müzminleştirdiği bütün sorunlarımıza kadın eli değdirsin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA