Çok şeyle suçlanabilirim; suçlayanlara da hak verilebilir. Ama asker kaçağı ya da düşmanı olmakla itham edilmem sicilime ters düşer. Savaşlara en belalı dönemlerinde kendi kararımla katıldım. Askerlik uğraşına körü körüne karşı çıkmadım hiçbir zaman. O konuda komplekssiz konuşabilirim sanıyorum.
Gündeme gelen "bedelli" ve "vicdanî ret" tartışmaları böldü kamuoyumuzu. Bir yanda pratik açıdan o uygulamaların sağlayacağı sosyal ve ekonomik yararlar vurgulanıyor. Öte yanda "idealist" bakışla itirazlar var:
"Türkler asker millettir; böyle şeyler yakışık almaz." "O uygulamalar daha önce askerlik yapmış, hele hele şehit düşmüş vatandaşlara haksızlık olur." "Bedelli askerlik zenginle yoksul arasındaki eşitsizlikten kaynaklanan bir ayrıcalıktır," v.b.
Hangi yaklaşım doğru?
Pratik açıdan bakılırsa önerilen uygulamaların topluma sağlayacağı somut yararlar önemli. Verimli çağdaki yüz binlerce erkeğin uzun süre üreticilikten uzaklaştırılıp uygun adım yürümeyi, hep birden sağa sola dönmeyi öğrenme türünden "eğitim" uğruna asalak duruma getirilmekten kurtulacağını düşünmek yeter. Çok daha az harcamayla çok daha etkili profesyonel güç oluşturmak akılcıdır elbette.
"İdealist" gözle bakılırsa?
İnsanın toprağını ya da namusunu savunmak için çarpışması onurlu bir davranıştır. Saldırı amacıyla dövüşmek o kapsama girmez. Üretmektir onur, başkasının ürettiğini kapmak değil."Asker millet" eğer vatanını düşmandan korumayı bilen millet demek ise, tamam. Ama başka ülkeleri talan etmeyi geçim yolu yapmış ulus anlamına geliyorsa, kişilerde ayıplanan davranışın topluluklar söz konusu olunca onur kaynağı gibi görülmesini anlamak zordur. Mustafa Kemal de zorunlu olmayan savaşın cinayet sayılması gerektiğini söylerken bunu belirtiyordu.
İdeal bir dünyada ortadan kalkacağı umulan meslekler var. İdam olmayınca cellatlık, cezaevi olmayınca gardiyanlık, sınırlar olmayınca gümrükçülük anlamsız ve gereksiz kalacağı gibi, savaşlar olmayınca askerlik de tarihe karışacaktır.
Şimdilik bunlar hayal tabii. Zayıflara saldırı tehlikeleri sürdükçe güçlü olmaya bakacak, gerekirse dövüşeceğiz. Ama ideal dünya yönünde atılacak her adım bir uygarlık kazancıdır. Türkiye'nin üstünden vesayet kalkmasına her şeyden önce o nedenle seviniyor, şimdi tartışılan uygulamaları da o açıdan doğru buluyorum.