Bir bölüm ruhbilimcinin savunduğu bir tez vardır: davranışlar duygulardan değil, duygular davranışlardan kaynaklanır.
Nâzım aynı şeyi bir dizeyle söyledi: "Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar."
Deneyin bakın. Keyfinizin kaçtığı bir sırada kendinizi zorlayarak gülümseyin; saniyeler sonra içinizdeki sıkıntının hafiflemeye başladığını göreceksiniz.
Tersi de oluyor. Botoks diye bir şey var ya. Ayrıntılarını bilmiyorum ama, cilt altına dolgu yapılıp kırışıklıkların azaltılması gibi bir işlem galiba. Yeni açıklandı: ağız çevresine uygulandığı zaman bir süre gülmemek ve gülümsememek gerekiyor, o da depresyona yol açıyormuş.
Bunu duyunca bizim memleketin ufuklarını sarmış görünen ve dağılmak bilmeyen kasvet bulutunu düşündüm. Tevfik Fikret ona "inatçı sis" diyor. Nasıl inat edebilir bir sis? Niçin bir türlü kalkmaz?
Belki neşeye yatkın olmayışımızdan, kaşlarımızın müzmin çatkınlığındandır. Her durumu üzüntüyle, kaygıyla, öfkeyle karşılamaya alıştırdık kendimizi.
Karamsarlık tiryakiliğimizden sıyrılmaya, her tersliği felaket gibi görmeyip tuhaflık sayarak azıcık alaya almaya çalışsak nasıl olur?
***
Saadet Partisi'nde pek mutluluk yok.
En dindar bilinen politikacıların topluluğuna vekar ve huzur yakışır. Ama maalesef en çetin çatışma onun içinde.
Er geç çözüm bulunup bir sonuca varılacak elbette. Ben şunu merak ediyorum:
O sonuç kanlı mı olacak, kansız mı?
***
Siyaset kurtları gerçek kişiliklerini dışa vurmamaya çok özen gösterir, düşüncelerini kamuoyuna hep makyajlı sunarlar. Bereket versin pek çoğunun acayip bir unutkanlık huyu var da içyüzlerini öğreniyoruz:
Önlerinde ya da boyunlarındaki mikrofonların açık bırakılmış olduğunu fark etmeyip sansürsüz konuşuyorlar.
Netanyahu'nun da bir gün öyle bir falso yapıp "Amerika'yı parmağımızda oynatmamız çok kolaydır" demiş olduğu açığa çıktı. Gerçi süper gücün sık sık İsrail oyuncağı durumuna düştüğü bilinen bir gerçek zaten. Ama o kadar rahatça vurgulanması dünyaya şok yaşattı.
Küçük gücün büyüğe egemen olduğunu görünce Amerikalılar "Kuyruk köpeği sallıyor" derler.
Sallamakla yetinse iyi. Isırıyor da. Bakalım Obama ne zaman akıl edecek kuduz aşısı yaptırmayı?
***
Gizli kapaklı işlerde gizemli bir heyecan tadı vardı. Çocukluğumuzda maskeli Zorro'nun kılıç oynatışını seyrederken yüreğimiz titrerdi.
Derin devlet kisvesiyle yapılan bezirgânlık ve soytarılıklar "yeraltı örgütü" efsanelerinin suyunu çıkarttı.
Gladio serüvenlerinin en yoğunlaştığı yer olan İtalya'nın yönetim çevrelerinde dünyanın en münasebetsiz politikacısı unvanına açık arayla layık Berlusconi koltuklara oturdu. Şimdi anlaşılıyor ki oranın bir dehşetengiz gizli nüfuz şebekesinin başı da oymuş. Ve örgütteki adı Sezar imiş!
Sağ olsaydı Roma tarihinin en şakaya gelmez liderini Brutus'un hançerinden önce bu adaşlık öldürürdü herhalde.
Not: biz politik çevrelerimizin düzeyini sürekli eleştirmekteyiz ama abartmayalım. Berlusconi'nin yaptıklarının yüzde biri kadar bir ihtiyatsızlık yüzünden lider emekli edebiliyoruz.
(Yoksa riya kuyruğumuz siyasetimizi mi sallıyor?)