"O uşak gelir gelmez tayyareyi sordi..."
Rahmetli anam sağ olsaydı şimdi böyle derdi bize...
Bu onun lisanında "dikkatli olun" demekti.
O uşak...
'Niyeti kötü' demek! 'Tayyare'den söz etmekle de amacını belli etmiş zaten.

Bizim memlekette uyanık olmazsan,
Tetikte olmazsan,
Yaşayamazsın...
Gelen vurur,
Giden vurur.
Tarlanı bile alırlar elinden.
Aç kalırsın yani...
Yaşamak için ince siyaset şart...
Hele ahırda çok ineğin varsa,
Çay bahçen verimliyse,
Mandalinan ve kirazın bolsa,
Kızılağaç ormanın çoksa,
Arazin dikenden temizlenmişse,
Kapına yol gelmişse,
Evin güzelse,
Mutfağında su akıyorsa,
Bir de paran varsa...
Köyün dilinden düşmezsin...
Sevenin az,
Sevmeyenin çok olur.
Türkiye'de öyle değil mi?
Eskiden dışa bağımlıydık...
Pahalı diye fabrikaları kapatmıştık.
İnönü uçak fabrikamızı kapatmış,
Tren yolunu ihmal etmişti.
Uçağı ve gemiyi dışarıdan aldık hep.
Kıbrıs'ta Enosis planlarının yürürlüğe konulduğu tarihlerde,
Çıkarma gemimiz yoktu.
Havadan asker indirecek paraşütümüz de...
Benzinsizlikten uçaklarımızı uçuramıyorduk.
Ambargo kasıp kavurdu bizi yıllarca...
Ya şimdi?
İnsansız hava aracından tutun da kirpilere kadar,
Savunma sanayimiz harikalar yaratıyor.
Neler yapmıyoruz ki... Güçlendikçe,
Düşmanımız çoğalıyor...
Dışarıdakini anladık da,
İçeridekilere ne oluyor?
Mesela Ana Muhalefet,
PKK son kozunu oynarken,
Lafta bile olsa Hükümete destek vereceği yerde,
Obama'nın elindeki beyzbol sopasıyla uğraşıyorlar.
Gülünç,
Dahası komik...
Medyaya baktığımızda ise,
Bir düğmeye basıldığını görüyoruz.
Darbe yapamayan malum kafa,
Şimdi Cumhurbaşkanlığı konusunu diline doladı.
Maksat, AK Parti'de karışıklık çıkarmak.
AK Partili Türkeş'in Bodrum sefahati özellikle manşet yapıldı.
Hatay'da bir ay önce yaşanmış teşhis skandalı yeni gündeme getirildi.
Beyzbol sopası da son örnek...
Bakalım yarın şapkadan ne çıkar?

***

O uşağın gelir gelmez tayyareyi sorması boşuna değildi yani...
Yıllardır Ergenekon üzerinden Hükümete vurdular...
Hatırlarsınız değil mi?
En başta CHP kıyameti kopardı...
Sonra Silivri sanıklarını aday yaptı.
Darbe belgeleri için ne demişlerdi bunlar?
"Yalandır,
Düzmecedir,
Hasmanedir,
Komutanlar boşuna yatıyor,
Gazeteciler de öyle,
Hele de Haberal..."
Peki şimdi ne oldu?
Merak ediyorum yüzlerini şimdi,
Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök konuştukça ne hale geliyorlar acaba?
Sövüyorlar mı adama?
Hani,
Ayışığı,
Yakamoz,
Düzmeceydi...
Hani darbe bir masaldı,
Hani tatbikat planıydı onlar...
Şiştiniz mi şimdi?
Alooo...
Anacığım tecrübeliydi...
Babasını küçük yaşta kaybetmişti...
Anasına,
Yani anneanneme,
'Dado hala' derlerdi köyde.
Cevval bir kadındı...
7 çocuğunu,
Belinde silah,
Elinde orakla büyütmüştü...
Aç kalmışlar ama,
Hal belli etmemişlerdi.
Dado halanın kızıydı fistuğum...
Renk belli etmez,
Boş konuşmazdı...
Kendini değil, hep bizi düşünürdü.
Bakıyorum da muhalefet,
Siyasetini,
Türkiye'nin kalkınması,
Halkın refahı,
Vatandaşın huzuru üzerine kurmuyor...
Aksine dışarıdan aldığı destekle,
Türkiye'yi bataklıktan kurtaran Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı devirmek üzerine kuruyor.
İyi ki halkımız bu numaraları yutmuyor..

***

Tıpkı anam gibi,
Dado hala gibi,
İnce siyaset yapacaksın.
Ama ülkenin kalkınması için...
Batırmak için değil...