Namaz kılarken,
Aklına ilgisiz bir şey gelip takılır.
Namazın neresinde olduğunu, ne okuduğunu da unutursun…
Böyle durumlar için "Şeytan üfledi" derdi ninem.
"Namaz içinde şeytan üfleyince, esnemeye başlar insan.
Sonra da şeytana uyarsın, sözünü dinler, dediklerini yaparsın" diye sıkı sıkı tembihlerdi bizi rahmetli.
***
Şeytan dur durak bilmez…
Mesela namaz vakti iş başındadır.
Namaza kalkmak isteyeni tutar.
Ona vesvese verir.
"Henüz vakit var. Sen de meşgulsün. Hele şimdilik işine bak. Sonra kılarsın" der.
***
Şeytan namaza engel olamamışsa
'insan şeytanları' devreye sokarmış.
Yine de başaramazsa, Bu kez namazın içinde,
"Sağa, sola bak" dermiş.
Yani hiç durmazmış şeytan.
Hiç...
***
Namazı bozmak için elinden geleni ardına koymaz kâfir… Namazda olur olmaz şeyler akla getirir, huzuru bozar.
Yalnız namaz kılanı hızlandırır, namazı bozar.
Cemaatle namaz kılanın başına gem vurur. İmamdan evvel secdeye götürür, rükû'dan kaldırır.
Yani durmaz şeytan…
Namazı bozmak için seferber olur namussuz…
***
Namaz kılanı şaşırtmak ve namazı bozmak için var gücüyle çalışan şeytan hiçbir şey yapamazsa bu defa namaz kılana parmaklarını çıtlatmasını emreder.
Müftü ya da imam değilim; size vaaz verecek kadar bilgim ve ilmim yok.
Sadece ninemin şeytanla ilgili sözlerinden hatırımda kalanları anlattım.
Aslında sözü başka yere getireceğim.
***
Sözüm, Sayın
Başbakan Erdoğan'ın zarar görmesi için 10 yıldır bıkıp usanmadan uğraşanlara…
Adamlar bıkmıyor,
Uslanmıyor,
Durmuyor…
Mutlaka bir bahane buluyor.
Bazen öyle şeylere tanık oluyorum ki,
"Düşman yapmaz bunu" diyorum.
Onlarsa tınmıyor bile…
***
Önce darbeyi denediler…
Balyoz, Ergenekon,
e-muhtıra,
Ve diğerleri…
Sonuç alınamadı…
Şeytan köşeye çekilmedi tabii,
Aksine pusuya yattı…
***
Türkiye ekonomik olarak çok kötü yıllar geçirdi.
Sürekli siyasi istikrarsızlık yaşadı.
Darbeler, Askeri vesayet ekonomik kalkınmayı önledi.
ABD'den yayılan kriz dünyayı vurdu…
Fırsatı kaza etmeyen şeytan hemen duruma el koydu…
Battık, batıyoruz kampanyaları başladı.
İş Cumhuriyet mitingleri gibi gösterilere dönüştü…
***
Başbakan'ın
"Kriz bizi teğet geçer" sözü ile alay edildi.
Ama malûm kesimin beklediği olmadı.
Aksine en büyük ekonomik çıkış başladı.
Yüzde 8'lik bir büyüme yakalandı.
Avrupa ülkeleri krizle boğuşurken,
Türkiye'nin büyümesi herkesin ilgi odağı oldu.
***
Devreye PKK girdi…
Malûm kafa,
Şehit cenazelerinde bakanlara saldırdı.
Hükümeti yuhaladı.
Seçimde Erdoğan'ın gideceğine kesin gözüyle baktılar…
Velhasıl yığınla alavere dalavere çevrildi, Hükümetin gitmesi için.
IMF'den para almayı öneren bile çıktı…
Ama aksi oldu.
Türkiye IMF'ye borç para verdi…
***
Hükümeti yıkmak için yapılan numaralardan hiçbiri sökmeyince ekibin yurt dışı ayağı devreye sokuldu.
Financial Times ve
Economist gibi yayın organları...
İkisinin de merkezi
Londra'dır.
En önemlisi Londra dünyanın finans merkezidir.
Çeşitli fonlar buradan idare ve kontrol edilir.
Financial Times,
"Türkiye'nin Gaddar Hükümeti" başlıklı bir haber yayınlamıştı.
Bu boşuna değildi.
Şeytan bu kez faiz lobisi şeklinde ortaya çıktı.
Vesaire...
***
Şeytan durmuyor yine.
Bu kez Suriye üzerinden Hükümete vurmak istiyor…
Estirilen havaya bir bakın.
Yapılan şeytanlıkları hatırlayın…
Sonra karar verin…
Önümüzdeki yıl önemli.
Hem de çok önemli…
Önce yerel seçimler var,
Ardından Cumhurbaşkanlığı seçimi...
Düşünün ve sorun isterseniz:
Şeytan neyin peşinde?