Nasılsa kalem elinde… Eleştir dur.
Vur vurabildiğin kadar, Hiç acıma.
Saldır, Uludere üzerinden de vur… Kim bu saldırdıkların?
Bizim askerimiz.
Vatan savunuyorlar.
Yani her gün ölümle dans ediyorlar.
Hainlerin işine gelir mi?
***
Sırça köşkünden atıp tutan malum yazar çizer takımı; sözüm size…
Viski yudumlarken askere hakaret eden zirzoplar…
Dinleyin beni!
Hiç düşündünüz mü PKK'nın şehit ettiği Binbaşı Ercan Kurt'u?
Eşini ve çocuklarını.
Ya Binbaşı Bedri Karabıyık ile Binbaşı Zafer Kılıç'ı?
Ve diğerlerini...
Kimdiler?
Nasıl yetiştiler?
Niye öldüler?...
Biliyorum gerçeği söylemek hiç işinize gelmez.
***
Kar, kış, yağmur, çamur demeden dağda ne eziyet çekerler bilen var mı?
Mesela binbaşı olana kadar kaç şehir dolaşırlar?
Çocukları kaç şehir gezdikten sonra ilkokulu tamamlar?
Kaç öğretmen, kaç arkadaş değiştirirler?
Nasıl bir travmadır bu?
Bilen var mı?
Ya düşünen?
Her gece ölüme yürümek nasıl bir duygudur acaba?
Kaç yürek dayanabilir bu çileye?…
***
Otuz kiloluk teçhizatı ile gece sarp kayalıklara tırmanan, küçük bir hışırtıya bile kulak kesilen, patlayan mayınla şehit olan teğmenin binbaşı oluncaya kadar yaşadıklarını bilen var mı?
Satılmışlar cevap versenize!
Susarsınız değil mi?
Hoş bilseniz de konuşmazsınız ya...
Çünkü sizler askerin moralini bozmak için programlanmışsınızdır.
Başbakan Erdoğan boşuna haykırmıyor…
Malum köşe yazarlarına iş olsun diye çakmıyor.
***
1998 Ağustos'unda teğmen rütbesiyle orduya katılan bir jandarma subayı, binbaşı oluncaya kadar neler yaşar yazayım da bari okuyun.
Ercan Kara Harp Okulu'nu yeni bitirmiştir.
Heyecanlıdır.
Töreni izleyen babası Murat ile annesi Ayşe de gururludur…
***
Yeni teğmen, bir yıl subay temel kursuna katılır.
Ardından batı illerinden birinde karakol komutanı olur.
İki yıl buradadır artık.
Burada da evlenir.
***
Ercan üsteğmenliğinde ilk şark görevine gider.
Terör bölgesinde çakı gibi Komando Takım Komutanıdır.
Öğretmen eşini de yanına almıştır.
Şark hizmeti sırasında eşinin hamile olduğunu öğrenir.
Ve ilk çocukları burada doğar.
***
İki yıl sonra yüzbaşı olur.
Batıda küçük bir ilçeye Jandarma Bölük Komutanı olarak atanır.
İkinci yavrusu da burada dünyaya gelir.
Ardından ikinci şark görevi...
Eşi yanındadır.
Orada da üç yıl kalırlar.
Genç subay terörist peşinde koşar yine.
"Benim meskenim dağlardır dağlar" der.
Mehmetçiği şehit eden kahpelere soğuk kış günü üstündeki kabanını verecek kadar da güzel yüreklidir.
***
Puştları korku sarar.
Pusu kurarlar her defasında.
O korkmadan haini ininde kıstırır.
Bir üç yıl da böyle geçer.
Yüzbaşı rütbesi ile bu kez eğitim subayı olarak batıya atanır.
Büyük çocuğu okula başlamıştır artık.
Yeni terfi,
Yeni heyecan demektir.
Ve binbaşıdır artık.
***
Terfiyle birlikte üçüncü şarkı da gelir.
Bu kez eşini ve çocuklarını yanında götüremez.
Çünkü görev yeri Kato'dur, Gabar ve Cudi dağlarıdır.
Ölümün kol gezdiği yerler.
Komando Binbaşı Ercan, askerleriyle birlikte Cudi'de terörist peşinde koşup durur.
Ama Lice'de patlayan mayın bu hikayeyi acı şekilde sonlandırır.
Şehit olur Ercan.
***
Ercan Teğmen, binbaşı olana kadar tam 14 yıl geçirdi.
7 kez başka yerlere atandı,
6 kez ev taşıdı,
2 kez de eşya yeniledi.
Eşi öğretmendi.
Onun da 5 kez tayini çıktı.
Ama üçüncü şarkına gidemedi.
Çünkü yeni tayin yeri sınırdaki bir askeri üstü.
Şehit binbaşının oğlu birinci ve ikinci sınıfı İzmir'de, 3 ve 4'ü Ankara'da diğer sınıfları da başka bir şehirde okumak zorunda kaldı.
Çocuk ilkokulda 3 kez yer değiştirdi…
***
Diğer ayrıntıları ve çekilen çileleri yazmadım daha…
Sıkıldınız değil mi?
Sırça köşklerinden ahkâm kesen mankafalar,
Acımasızca eleştirdiğiniz askerimiz, yurdumuzun güvenliğini sağlayan Türk ordusunun kahraman bir subayıdır.
İnsanda biraz vicdan olur be!…