"-Hayır, teslim olmayacaksınız...
-Peki, ne yapalım ?
-İntihar edeceksiniz!"
Yer: Ilıcalar beldesi, Bingöl kırsalı. Tarih: 9 Şubat 2012.
PKK'lı teröristlerin Ilıcalar'a geldiğini belirliyor askeri istihbarat.
Hemen harekete geçiyor komandolar.
"Peri-Mahir" kod adlı Haşim Kaya da var 14 terörist arasında.
Örgütün sözde Erzurum sorumlusu...
***
Ve her zamanki gibi ilk çağrı Jandarma Tim Komutanı'ndan geliyor.
İnsan hayatına değer veren, mantıklı o ses şöyle diyor:
-Teslim olun, aksi halde canınıza kastetmiş olacaksınız.
Teslim olun ve devletin sıcak kollarına bırakın kendinizi, hukuka inanın...
***
Ama olmuyor...
İnanmıyorlar...
Teslim olmayı reddedip çağrıya ateş açarak karşılık veriyor PKK'lı itler.
Ve korkunç bir çatışma başlıyor.
Ilıcalar beldesinde, sabahın kör karanlığındaki sessizliği yırtıyor makineli tüfeklerin ürkütücü sesi...
Belde, tarihinin en büyük ve kanlı çatışmasına sahne oluyor. Tan yeri ağarırken dağlarda yankılanıyor G-3 ve Kalaşnikoflardan çıkan mermilerin sesi...
***
Sonuç mu? Elbette üzücü insanlık ve hayat adına ama
"kendi düşen ağlamaz!"
9 PKK'lı öldürülüyor, ikisi sağ, üçü de yaralı olarak ele geçiriliyor.
***
Köy korucularından da destek alınarak yapılan operasyonun ardından
"İşlem" başlıyor. Yaralı teröristler hastaneye tedaviye, sağ olanlar ise ifade vermeye götürülüyor.
Ve ortaya,
"Bu mu bir ideal uğruna savaşmak" diye isyan ettiren acı gerçek çıkıyor.
***
Terör örgütü PKK'nın iğrenç yüzü bir kez daha çıkıyor ortaya.
İnsan hayatının zerre kadar önemi olmadığı bir anlayış olanca çıplaklığıyla bağırıyor terörist ifadelerinden. İrin akıyor PKK'dan bir kez daha.
***
Çünkü...
Çatışma öncesi, teslim olmaktan söz edenler çıkıyor bir ahırda kıstırılan PKK'lıların arasından...
Ama
"Hayır" diyor kesin bir dille Peri-Mahir kod adını kullanan Haşim Kaya.
"Hayır, teslim olmayacaksınız"
Dozu düşük de olsa
"Neden?" diye soruyor içlerinden bazıları.
Şöyle diyor gözü dönmüş kanlı katil:
"Benim çok eylemim vardır.
Teslim olursak, benim ve ailemin örgüt tarafından infazı kaçınılmaz olur."
"Ama ölürüz, baş edemeyiz" diyor bir ikisi...
Silahla tehdit ediyor sözde eyalet sorumlusu Haşim Kaya.
***
Sonra?
Sonrası kötü, acımasız ve dipsiz bir kuyu...
El bombalarını patlatıyorlar PKK'lılar.
Yaralı ya da yaralanmadan sağ kalanlar ise o anda kendilerini geriye atmayı başarabilen 5 kişi sadece...
Haşim Kaya'nın, onlarca eylemde onlarca cana kıydığını anlatıyor arkadaşları.
Bir ölüm makinesinden arda kalanlar bunlar...
***
Aklımdan
"çığ düştü öldüler" diye PKK'nın yaydığı yalan geçiyor.
Hani,
"Ana dil", "Özgürlük", "Barış", "Sevgi!" filan denilerek önce
"dağa çıkan"
Sonra
"dağa kaldırılan" PKK'lı kızlar var ya, onlar. Onları da infaz ediyor PKK...
İşte PKK ve onun şehir yapılanması olan KCK'nın gerçek yüzü...
İntihar, infaz ve yalan...
***
Soruyorum:
Hani
Barış, nerede
Demokrasi diyen
Parti?
Özgürlük mü oldu
"intihar ettirmenin" adı?
Linç ettiklerini
"çığ düştü" yalanıyla örten PKK...
Hangi hakkın, emeğin, özgürlüğün peşinde?