Dağdaki yılan, yuvasından başını çıkarıp 'tıs'lıyor… Ağzı da kulaklarında… Çünkü izinsiz gösterilerle pazar günü İstanbul ve Diyarbakır'ın altını üstüne getirdiler.
Bir yandan gariban vatandaşın arabasını yakıp yıktılar, Esnafın pencere ve camlarını indirdiler.
Diğer yandan da Türk tarihine altın harflerle yazılan Çanakkale Destanı'nı anma törenlerini gölgelemek istediler.
Tüm bunları yaparken, sükunetini koruyan polisin iyi niyetini de istismar ettiler. Kandil'deki KCK şefi belli ki polisin ılımlı tavrını 'zafer' olarak algılamış. Hay aklına senin… Kendini ne zannediyor bu yılan?

Türkiye Cumhuriyeti'nin sinir uçlarıyla bu kadar oynanmaz ki… Gök kubbenin başınıza ne zaman ineceğini anlayamazsınız bile.
Sonra masum ayaklarına yatıp haykırmak yok!
Bak "demedi" demeyin.
Süslü sözlerle mağduru oynamak da yok!
Aklınızı başınıza alın derim.
Kaldırım taşlarını söküp cam çerçeveyi indirmek, halkın malını yakıp yıkmak, Tahammül sınırını aşmadı mı sanıyorsunuz.
Bu millet yedi düvele karşı koymuş asil bir millettir… İtten, köpekten korkmaz!
Bunu kafanıza sokun. Dağdaki it, Türkiye Cumhuriyeti'ni kastederek, "Onların sistemini reddediyoruz. Askere gitmeyi, Türkçe konuşmayı, vergi vermeyi artık sonlandırmalıyız.
Eğer o bizi tanımıyorsa biz de onu tanımıyoruz" diyormuş…
Vay vay vay…
İte bak yattığı yere bak… Sen kimsin be! Kızıltepe'den canlı çıkan tek kişi olduğu için yıllardır 'ajan' muamelesi gören ve sonunda BDP'den milletvekili seçilen Ertuğrul Kürkçü ve Sırrı Süreyya Önder de Mersin ve Adana'daki gösterilerdeydi… Adamlar Nevruz'u siyasi bir tercih olarak nitelendiriyor.
Yani yılan da, ajan da olayı bir prova sayıyor… Peki başarabildiler mi?
Hayır…
Artık Kürt halkı da bu tezgâhı yutmuyor. Yutmayacak da… Bilgin Ala isimli okurum yazmış dün… Hırsızlardan şikayetçi.
Durumuna aracılık etmemizi istedi, Biz de Ankara Emniyet Müdürü Sayın Zeki Çatalkaya'ya iletiyoruz.
Diyor ki Ala:
"Ben Ankara Batıkent/İnönü Mahallesi'nde oturuyorum. Uzun zamandır huzurla oturduğum bu mahallede son 1,5-2 ay içinde ciddi hırsızlık vakaları yaşanmakta ve polis ya yetersiz ya da olaylara ilgisiz kalmaktadır.
Oturduğum sitede, aralarında benimkinin de bulunduğu 10 daireye girildi. Yan ve karşı sitede de durum farksız. Polis sanki hırsızı yakalamak için bir çaba göstermiyor.
Hırsız evdeyken polisi aramamıza rağmen gelen giden olmuyor. Hırsız bundan cesaret alarak 'Girilmedik daire bırakmayacağım' diyor. Sizden ricam derdimizi Ankara Emniyet Müdürümüze aktarabilmeniz. Belki Batıkent Polis Karakolu'ndakilerin kulaklarını çeker."
Sayın Çatalkaya, okurumuzun dediklerini duydu.
Artık gerekeni yapar.