Uludere'deki vahim olay çok tartışıldı, hâlâw da tartışılıyor…
Savaş uçaklarının bombaladığı 34 sivilin ölümünün ardından TSK da örgüte yönelik operasyonlarını durdurdu.
Yani 34 sivilin ölümü PKK'nın ekmeğine yağ sürdü.
Terörle mücadele yavaşladı.
Galiba Kandil'deki ve Meclis'teki kişilerin amacı da buydu.

Olayı araştırmak için TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyeleri inceleme başlattı…
Komisyon, yakınlarını kaybedenler, köylüler, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, savcılık, kaymakamlık ve valilik yetkilileriyle tek tek görüştü.
Sonra da üst düzey askeri yetkililerle...
TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu bölgede incelemelerini sürdürsün, biz Güneydoğu'da yapılan kaçakçılığın kuralları neymiş ona bakalım bugün.
Mesela her aklına esen Uludere'den ya da başka bir noktadan kaçakçılık yapabilir mi?
Kaçakçıları haraca bağlayan PKK'nın, bu iş için 3 koşulu var.
Olmazsa olmaz koşullar şöyle:
Birincisi, kaçakçıyı örgüt seçer.
PKK, "Ahmet, Mehmet, Baran, Bado ve Cercür sınırı geçebilir" der ve kesip atar… Kaçakçılar bu şartlarla akredite edilmiştir.
Örgüte boyun eğmeyenler ve yataklık yapmayanlar sınıra yaklaştırılmaz.
Örgütün yükünü taşıyan kaçakçı, paketin içinde ne olduğunu da bilmez.
Ya da öyle görünür…
Bir paket sigara Haftanin Kampı'nda 3 lira…
Sınırı geçtin mi aynı paket bakkalda 10, tablada 9 liraya satılıyor.
Sigaradaki kâr çok büyük yani.
Her kaçakçı yük başı 50 lira alır...
Bu paranın yüzde 10'u PKK'nındır…
Bir katır yükünün taşıma bedeli ise 500 liradır…
Bunun da yüzde 10'u PKK'ya gider…
Haftanin Kampı'nda kurulan 3 uyduruk gümrük kapısındaki görevliler haracı almadan kaçakçıyı dışarı çıkarmaz…
Sigara da, şeker de, kanser yapan kaçak çay da hep bu şekilde Türkiye'ye girer…
Motorini unuttuk sanmayın…
Bunda da yol ve yöntem aynıdır.
Kaçak mallar yüzünden ülkemiz milyarlarca lira vergi kaybı yaşar.
Sınırlarımızdan sadece sigara, çay, şeker veya motorin girmez içeri.
Eroin ve esrar da girer.
Silah ve mühimmat da…
Nitekim, "bir kilo toz bir otobos" sözü uyuşturucu ticaretini cazip kılmak için kullanıldı hep.
Güvenlik güçleri, Hakkari Çukurca'da 49 numaralı hudut taşı üst bölgesinde PKK'ya ait çok sayıda silah ve mühimmatın bulunduğu bir cephanelik ele geçirdi…
Bulunan silahlar bölgedeki olayın ciddiyetini de tescil ediyor. Bu silahları oraya kim getirdi?
Uçaksavar mermileriyle kaç uçağımıza ateş açıldı?
Geri tepmesiz topla kaç karakolumuz vuruldu?
Doçka, Rus yapımı bir silahtır. Uçaksavar olarak kullanılan çok ağır bir silah...
Normal bir insan bunu taşıyamaz.
Örgüt bu silahı taşımak için katırları kullanır…
Geri tepmesiz top, hava ile soğuyan, tek atışlı, atış tertibatına sahip, portatif bir silahtır. Ağırlığı 20.8 kilogramdır. Bunu da katırlar taşır.
PKK, bu silahları kime karşı kullanıyor?
Biliyorsunuz değil mi?
25 yılda 28 karakol saldırıya uğramış.
Kanlı saldırılarda 316 askerimiz şehit olmuş.
Örgüt her baskında bu ağır silahları kullanmış…
Geçen yıl Aktütün Karakolu'nda 22 askerimiz de bu silahlardan çıkan mermilerle şehit düştü...
Daha ne diyelim beyler...