Siz bu yazıyı okuduğunuz dakikalarda, kim bilir ülkemizde ve dünyada kaç kadın tacize uğruyor?
Kim bilir kaç kadın şu anda sapık vicdanlara karşı çırpınıp duruyor?
Bazen gözümüzün önünde yaşananları göremeyiz.
Ya da görmek istemeyiz.
Böyle bir şeyin duyulması işimize pek gelmez.
Üstelik "ayıp olur" diye düşünüp duyduklarımızı bile gizleriz.
Hele de tacize maruz kalan dul bir kadınsa "Kuyruk salladı" der, çıkarız işin içinden.
Aynen TRT'deki malum müdür gibi.
Ne demişti o?
"Delilin var mı?"
Manyağın ne zaman ne yapacağını kim kestirebilir ki o zavallı kestirsin?
Olan yine kadına oluyor.
Çileyi o çekiyor.
O bir anadır oysa.
Evladına kol kanat geren bir ana…
Çocuğuna bakabilmek için saçını süpürge eden bir ana…
İsviçreli eğitim reformcusu Johann Heinrich Pestalozz annenin önemini anlatmak için, "Ana ailenin güneşidir. Bir ailede o olmazsa orada büyüyen çocuklar gölgede kalmış meyve gibi olgunlaşmazlar" der.
İşte o analardan biridir S.
TRT'deki müdürünün ahlaksız teklifini reddettiği ve namusunu koruduğu için başına gelmedik kalmayan talihsiz bir ana...
"Çocuğum olmasaydı sürgün olmayı dert etmezdim bile" diyerek ağlayan bir ana.
***
"TRT'deki Ahlaksız Teklif" başlıklı yazıma duyarlı okurlarımdan e-posta yağdı dün.
Haber siteleri de bu çirkin olayı sayfalarına taşıdı…
Gün boyu arayan ve yazan TRT çalışanları,
"Güzide bir camiayı karalayan bu namuzsuz kim?" diyerek adeta isyan etti.
Kadir Vural isimli okurum da iki cümleyle tacizci sapık müdüre olan tepkileri özetledi.
Vural,
"Bunu lütfen takip edin beyefendi. Neticeden biz okuyucularınızı da haberdar ederseniz müteşekkir oluruz. Zalimlere birilerinin haddini bildirmesi gerekir değil mi?"
Zalimler…
Evet, namusuyla çalışan kadına sarkmakta sakınca görmeyen sapık itler...
Elbette ona haddi bildirilecek.
Müsterih olun.
***
Zavallı S. dün gazeteye geldi.
Hem ağlıyor hem de korkusundan zangır zangır titriyordu.
"Bunlar şimdi beni Fizan'a sürerler" dedi.
Yüreğim acıdı.
Rahmetli arkadaşımın eşi, hem dünyalar tatlısı kızına hem de 85 yaşındaki alzheimer hastası olan anasına bakıyordu.
Merak etmemesini söyleyip onu teselli etmeye çalıştım.
Ama onu teskin edemedim.
"Kızım senin bir kabahatin var mı?" dedim utana sıkıla…
Yani
"İstemeden böyle bir işaret vermiş olabilir misin?" demek istedim...
Yüzündeki ifade
'asla' diye gerildi hemen…
***
Adam bir iki yıl önce İstanbul'da bir hastanenin
'alım satım, ikmal' işleriyle uğraşıyormuş.
Adamını bulup kapağı TRT'ye atmış.
Orada da önceleri alım satım işine bakmış…
Ardından TRT'nin çok daha önemli bir birimine müdür yapılmış.
Sonra da S.'yi izlemeye almış.
İşe gidiş geliş saatlerini kameradan takip etmiş.
Biraz geç kalınca hemen cep telefonundan aramış...
Dahası
"Ben biraz doktorluktan anlarım" diyerek, alzheimer hastası annesinin raporlarını bile istemiş.
Evrakları incelerken de ağzındaki pis baklayı çıkarmış…
"Dul bir kadınsın. Annen alzheimer hastası. Bir de kızın var. Burada sıkıntı yaşamak istemiyorsan benimle iyi geçinmek zorundasın."
Gerisini zaten biliyorsunuz.
***
En değerli varlık olan kadınları süs köpeği gibi yanında gezdiren nice odun gördüm.
Onu hediye ve takılarla donatarak kendi zenginliğinin sembolü haline getirip çevresine sunan nice manyağı da tanırım.
Hatta kadına süs eşyası muamelesi yapanlarla karşılaştım.
Yaptığı çirkinliğin bedelini kadına ödeten sadistlere de şahit oldum bunca yıl…
Ama bu kadar pişkinini, bu kadar terbiyesizini, bu kadar ahlaksızını görmedim biliyor musunuz?
***
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin'le konuşmadım.
Tanışmıyoruz da.
Ama nedense genel müdürün, eşini kaybetmiş, kızı ve hasta annesiyle hayat mücadelesi veren S.'ye sahip çıkacağına inancım büyük.
Çünkü onun yüreğinde Allah korkusu var.
Çünkü onun vicdanı var ve
'doğru' yapacağına inanıyorum.
'Ahlaksız teklif'in sahibi o müdür hakkında ne gibi işlemler yapıldığını yakından takip edeceğiz.
O makamlar, kaderin sillesini yemiş yalnız kadınlara sarkmak için verilmedi.
***
Son söz.
'Kadınlar biraz çocuktur' demişti bir arkadaşım.
Çocuğa gösterilen ilgi ve şefkate de layıktırlar.
Her kadın dinlenmeyi ve dikkate alınmayı çok ister.
Ama çocuk gibi davranmayı severler, taciz edilmeyi değil.
Hadi İbrahim Bey, şimdi top sizde…