ABD ve Rusya'nın Ankara büyükelçilikleri tarafından son günlerde yapılan Türkiye konulu açıklamalar ve sosyal medya paylaşımları propaganda kavramının iki zıt kutbundaki anlayışların yeni bir yansıması aslında. Soğuk savaş döneminde edinilen propagandaya yaklaşım biçimini iki ülke de sürdürüyor.
İki ülke de açıkça Türkiye kamuoyunu etkileme çabasında. Bu net şekilde görülüyor. Türkiye'nin ABD ve Rusya ile eşit mesafeden sürdürme gayretinde olduğu dengeli ilişkilerin aktörlerden biri lehine bozulmasını istiyor iki taraf da. Türkiye ise dünyanın süper güçleri konumundaki bu iki ülkeyle olan ilişkilerini kendi milli çıkarları dikkate alındığı ölçüde sürdürme konusunda kararlı. Asimetrik ilişkiyi reddediyor Türkiye.
Elçilerin açıklamaları
Askerlerimiz Suriye'de Rusya'nın desteklediği Esed rejimi tarafından şehit edildikten sonra ABD ve Rusya elçiliklerinde propaganda hareketliliği yaşanıyor. Olayın ertesinde Ankara'ya gelen ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey ilginç bir şekilde çat pat demeden Türkçe konuşarak mesajını paylaştı. Konuşmasında "şehitlerimiz" ifadesini kullandı, "başınız sağ olsun" dedi, Türkiye'nin yanındayız bağlamında açıklamalar yaptı. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Türkiye'nin yanında olduğuna yönelik açıklama yaptı ve Rusya'nın İdlib'deki tutumunu eleştiren mesajlar verdi. Öncesinde ise ABD Büyükelçiliği İdlib'de Türkiye'nin tezlerini destekleyen benzer paylaşımlar yapıyordu.
Rusya'nın Ankara Büyükelçiliği ise 12 Şubat'ta yaptığı sosyal medya paylaşımında ABD'nin Türkiye konusundaki açıklamalarının güvenilmez olduğuna yönelik içeriğe yer verdi. Rusya Büyükelçiliği tarafından "Takdiri size bırakıyoruz" başlığıyla paylaşılan twitter mesajında ise iki fotoğraf bulunuyor. Fotoğraflardan birinde ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun fotoğrafı, Türkiye lehine yaptığı açıklamalarından birkaç cümle eklenerek verilmiş, diğerinde ise ABD'nin PYD-PKK ile ilişkisini gösteren Pentagon'un yeni bir 10 bin kişilik terör grubu oluşturulmasına yönelik bütçe talebi bulunuyor. Bunun için de Anadolu Ajansı tarafından hazırlanan infografik kullanılmış. Yani Rusya diyor ki ABD size yalan söylüyor. İdlib'de sizi destekliyor gibi görünmesine bakmayın PYD-PKK ile ilişkisini sürdürüyor.
ABD ve Rusya: Al birini vur ötekine
İdlib bağlamında Türkiye ve Rusya arasında yaşanan son gerilimin arkasında da bu prensip yer alıyor. Çünkü Rusya daha önce pek çok kentte yaptığı süpürme harekatlarından birini de İdlib'de gerçekleştirerek burayı insansızlaştırmak istiyor. İşlenen cinayetlerin ve sivil katliamların nedeni bu. Acımasız bir şekilde düzenlenen saldırılardan dolayı 2-3 milyon sivilin Türkiye'ye göç etme ihtimali çok yüksek. Sivillerin arasına karışabilecek teröristlerin sınırı geçme ihtimalini de buna ekleyelim. Aynı şekilde Türkiye ile Rusya arasında yapılan Soçi anlaşması ihlal edilmiş oluyor.
Türkiye'nin milli çıkarları dikkate alınmadığı için Türkiye kendi göbeğini kendisi kesmek zorunda. Bu yüzden sürece müdahale etti. İdlib'den Türkiye'ye yönelen mülteci dalgası ve diğer tehditlerin sınırın diğer tarafında karşılanması ve durdurulması için diplomasiye ek olarak askeri seçenek sahaya sürüldü. Türkiye ve Rusya arasında son üç yılda ortaya konulan yakınlaşmaya rağmen Rusya'nın sergilediği bu tutumun ilişkileri giderek daha fazla çıkmaza sokma ihtimali yüksek. Nitekim son süreçte iki ülke temsilcileri arasında yapılan müzakerelerden beklenen sonuçlar çıkmadı.
Gerçeklik yerine kurgu
Bu süreçte ABD tarafından verilen ılımlı Türkiye mesajlarının zamanlamasının manidar olduğunu söylemeye bile gerek yok. ABD'nin de Türkiye'nin çıkarları aleyhine hareket ederek terör örgütleri PKK-PYD ve FETÖ ile yakın ilişkisini sürdürmesi iki ülke arasında önemli bir güven sorunu oluşturmuştu.
ABD, hiçbir şey yapmadan sırf Rusya aleyhine açıklamalar yaparak veya Türkiye'ye pozitif mesajlar vererek bu yeni süreçten faydalanmanın peşinde. Bunun diplomasi düzeyinde belirli bir etkisi olduğu muhakkak. Fakat realitede ABD'nin atması gereken adımlar belli. Zaten Rusya da o somut ilişkiyi öne çıkartarak Türkiye'ye ABD'nin ne olduğu konusunda mesaj veriyor.
Bu tablo içinde ABD ve Rusya'nın Türkiye'nin çıkarlarını dikkate almadan salt kendi çıkarları doğrultusunda verdikleri pozitif Türkiye mesajlarının karşılığı ise tam olarak "imaj her şeydir" yaklaşımını doğrular yönde. İki ülke de Türkiye'deki kamuoyunu kendi lehine dönüştürme çabasında. Gerçekte kendi çıkarlarına olan içeriklerin ve mesajların paylaşılmasındaki yaklaşımı bu anlayış oluşturuyor. Sonuçta bir propaganda savaşı ile karşı karşıyayız.
Soğuk Savaş bitti propaganda tarzı değişmedi
Soğuk Savaş döneminin iki kutuplu dünyası içinde propaganda kavramı da ülkelerin anlayışına göre şekillenmişti. İletişim fakültelerinde anlatılan bir konudur. Soğuk Savaş sürecinde Rus bilim adamları belirli çalışmalar için ABD'ye giderler. Buradaki gözlemlerinde Amerikan toplumunun siyasi irade karşısında oldukça uyumlu olduğuna ve arzu edilen şeyleri yaptığına tanık olurlar. Gördükleri bu tablo karşısında Rus bilim adamları muhataplarına şunu söylerler: Derler ki biz Rusya'da insanlara bu şekilde istediğimizi yaptırabilmek için pek çok şiddet uyguluyoruz, fakat siz bu tarz hiçbir şey yapmada benzer sonuçlara ulaşabiliyorsunuz. Bunun sırrı nedir. Anlatı bu şekilde. Bunun nasıl olduğu konusu modern demokrasilerin kitle iletişim araçları bağlamında ürettikleri yeni durumla ilişkilendirilerek açıklanabilir. Fakat konumuza dönersek aslında ABD'li elçilerle Rusya Büyükelçiliği tarafından yapılan açıklamaların aynı renkleri taşıdığını söylemek gerekir. Propagandaya yaklaşım biçimleri hiç değişmemiş. ABD daha ılımlı Rusya ise daha sert tonlarını koruyor.
Sonuçta Rusya Büyükelçiliği'nin ABD bağlamındaki içerik konusunda haklı olduğunu söyleyelim. Zaten Türkiye'de bunu bilmeyen yok. Ama aynı zamanda Türkiye'de Rusya'nın İdlib'de ve genel olarak Suriye'de sadece kendi çıkarları için hareket ettiğini ve Türkiye'nin milli çıkarlarını dikkate almadığını da biliyor Türkiye. Toplum, iki tarafa da notunu vermiş durumda. Gerçek ile sahteyi çok iyi ayırt ediyor. Bu yüzden Türkiye'de toplum ve kamuoyu elçiler ve elçilikler üzerinden iki ülkenin giriştiği propaganda savaşını istihza ile seyrediyor.