Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani Rusya'nın Soçi şehrinde bir araya gelerek Suriye'nin geleceğine dair önemli konuları masaya yatırdılar. Soçi zirveleri olarak tanımlanan serinin beşincisi olan toplantı siyasi çözüme geçişin temel parametrelerinin görüşüldüğü bir zirve oldu. Taraflar Suriye'nin geleceğine dair yaklaşımlarının ortak zeminini güçlendirirken üçlü mekanizmanın işlerliğini de teyit ettiler. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın toplantı sonundaki "Siyasi çözüm umutları hiç bu kadar yeşermemiştir" açıklaması Suriye'de siyasi çözüm konusunda önemli mesafe alınmış olduğunun bir yansımasıdır.
Geçtiğimiz günlerde her üç aktör tarafından da gayrimeşru aktör olarak kabul edilen Heyet-i Tahriru'ş-Şam (HTŞ) örgütünün İdlib'de gerçekleştirdiği saldırılar ve bu saldırıların üçlü mutabakata etkileri ele alındı. Bu saldırıların üçlü arasındaki işler mekanizmayı hedef alan dış aktörlerce tetiklendiğine dair görüş birliğini varıldı. Suriye'de siyasi çözüm parametreleri belirdikçe böylesi bir çözüme karşı çıkan oyunbozanlar daha aktif bir şekilde sürece dahil olmaya çalışacaklar. Suriye rejimi de zaman zaman oyun bozucu hamlelerle sahada Türkiye açısından risk oluşturacak adımlar atmakta. Türkiye bu konudaki kaygılarını da Soçi'de muhataplarına aktardı. ABD'nin Suriye'den çekilme kararı ise taraflarca ihtiyatla karşılanan bir gelişme oldu.
Suriye krizinin siyasi çözüm sürecine gitmesinin halihazırda önünde engeller bulunmakta. Özellikle Türkiye'nin güvenliği açısından çeşitli belirsizlikler halen söz konusudur. ABD'nin Suriye'den çekilme kararı ne zaman ve nasıl gerçekleşecek? İdlib'de toplanan radikal unsurlar ve HTŞ unsurlarına karşı ne şekilde bir mücadele çerçevesi belirlenecek? Türkiye tarafından rahatsızlık konusu olan YPG Suriye'nin geleceğinde ne gibi bir rol oynayacak? Türkiye'de bulunan Suriyeli mültecilerin dönüşlerini sağlamak için uygun ortam oluşturulabilecek mi? Bu sorulara net olarak cevaplar verilmedi ancak üç ülkenin siyasi çözüm konusunda engel teşkil eden bu noktaları birlikte çözme konusunda ortak adım atabilecekleri teyit edilmiş oldu. Rusya ise Türkiye'nin gündeme getirdiği güvenli bölge fikrine mesafeli tutumunu muhafaza etti ancak Rusya Devlet Başkanı Putin mültecilerin dönebilecekleri şartları oluşturması gerektiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan toplantıda uluslararası aktörlerin ve AB'nin Suriye konusundaki taahhütlerine bağlı kalmadığına yönelik eleştirilerini dile getirdi. İran ve Rusya liderleri de Türkiye'nin güvenlik kaygılarının dikkate alınması gerektiğini vurguladılar.
Soçi'de devam etmekte olan toplantılar Suriye açısından istikrar umutlarını yeşertmekte ancak İsrail ile İran'ın Suriye'de devam etmekte olan dolaylı savaşlarının Suriye'de krizi her an yeniden tırmandırma ihtimali mevcuttur. İsrail, ABD'nin Suriye'deki varlığını muhafaza etmek için İran ile gerilimi kontrollü bir şekilde artırabilir. Böylesi bir durum Suriye'de normalleşme sürecini sekteye uğratabilir.
Zirve, Polonya'nın başkenti Varşova'da ABD ve İsrail önderliğinde toplanan "Ortadoğu'da barış ve güvenlik" başlıklı İran karşıtı toplantının aynı güne denk getirildi. Düşük düzeyde de olsa Varşova'daki İran karşıtı toplantıya altmış ülkeden temsilci katıldı. İran, Rusya ve Türkiye'nin oluşturduğu üçlünün karşısında ABD ve İsrail merkezli alternatif bir birliktelik görüntüsü verilmeye çalışılması dikkate değerdir. Bu birliktelik göründüğünden zayıf ve iç bütünlükten yoksun olsa da İsrail ve Suudi Arabistan'ın bölgenin geleceğine dair yaklaşımlarını yansıtması açısından önemlidir. Soçi ve Astana gibi süreçler başarılı olmaya başladıkça bu mecraların alternatifleri hatta karşıtları da belirmeye başlayacaktır.