Mısır, 29 yıl 120 gün iktidarda kalan Mübarek'ten sonra, 5. Cumhurbaşkanını seçmek üzere sandık başına gitti. 1953'ten bu yana, (Sedat'ın öldürülmesinden Mübarek'in iktidara gelişine kadar 8 gün başkanlık yapan Sufi Ebu Talip ve Mübarek'in devrilmesinden sonra "geçici başkanlık" yapmaya devam eden Hüseyin Tantavi'yi saymazsak), Mısır, 59 yıl sonra nihayet, ilk sivil Cumhurbaşkanına kavuşmuş olacak.
2012 Mısır Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en ilgi çeken yanı, ilk kez, sonucu henüz belli olmayan bir seçim olması. Adaylardan kimin seçimi kazanacağının bilinmemesi, ilk kez sivil ve seçimle gelen bir lidere kavuşmaktan daha dikkat çekici bir olaya dönüşmüş durumda. Kahire'de seçim analizlerinin en fazla iki-üç isim üzerinden yapılıyor olması bile, kafaların karışmasına fazlaca yetmişe benziyor. Nasıl karışmasın! Mısır'da Cumhuriyet kurulduğundan bu yana ilk kez, 'iktidara el koyan' bir irade henüz ortada görünmüyor.
Özellikle son otuz yılın iktidar tarihine bakınca Mısır siyasal psikolojisini daha kolay anlamak mümkün olabilir. 6 Ekim'de Sedat'ın öldürülmesinden sonra, 13 Ekim 1981'de yapılan referandumda Mübarek oyların yüzde 98.5'ini alarak iktidara gelmişti. 5 Ekim 1985'te yapılan ikinci referandumda Mübarek yüzde 97.1 ile ikinci kez iktidara geliyordu. 1993'te Mübarek üçüncü dönem iktidarını yüzde 96.3 ile garantilemişti. Dördüncü dönem 'adaysız seçim' 1999'da yapılmış ve Mübarek yüzde 93.8 oy almıştı. Mısır'da son başkanlık seçimi 2005'te yapılmıştı. Yüzde 22 katılımın olduğu bu seçime ilk kez farklı adaylar katılmış, 'yarıştan' Mübarek 88.6 ile birinci çıkmıştı.
Eski rejim yeni aktörlerle yarışacak
Mısır'daki cumhurbaşkanlık seçimlerini özetlemek için bir cümle kurmak gerekse şu yeterli olurdu: Birinci tur öncesi, "ex-fulul (Amr Musa) ile ex-İhvan (Ebu'l Futuh) tartıştı; ikinci turda, fulul (Ahmet Şefik) ile İhvan (Muhammed Mürsi) yarışacak." Başka bir ifade ile Mısır'ın yeni aktörleri arasında geçeceği tahmin edilen ve pekâlâ mümkün olan seçim yarışı; müesses nizamın aldığı tedbirler ile İhvan ve eski düzen arasında bir seçim rekabetine dönüşecek.
Seçimlerin birkaç sürprizi de var elbette. Batılı şirketler ve resmi bir kurum olan Al- Ahram anketlerini boşa çıkaran bir sonuçla; Mısır dışında 33 ülkede yapılan seçimlerde Mısırlılar, Muhammed Mürsi'yi açık ara birinci, Abdülmünim Ebul Futuh'u ikinci, Hamdin Sabbahi'yi üçüncü, Ahmet Şefik'i ise dördüncü sıraya koymuştu. Mısır dışı oyların seçimlere yansıması sürpriz olmazdı. Ancak beklenen olmadı. Eğer salı günü açıklanacak resmi sonuçlara kadar bir başka sürpriz olmazsa, Mısır'da sıralama şu şekilde gerçekleşecek: Mürsi, Şefik, Sabbahi ve Ebul Futuh. Bu listenin başında Amr Musa'nın ve/ ya Ebul Futuh'un isminin olmaması, I. tur öncesi yapılan spekülasyonun büyüklüğüne işaret ediyor. Dolayısıyla I. tur öncesi eski rejimden kopmuş bir aktör ile İhvan'dan ayrılmış bir ismin arasında yapılan tartışma, yerini II. turda eski rejimin kalıntısı (Mısırlıların deyimi ile 'Fulul') ile İhvan'ın adayı arasındaki seçim rekabetine bırakmış olacak.
Geçtiğimiz aylarda yapılan parlamento seçimlerinde Selefilerin bütün tahminleri alt üst etmesine benzer şekilde, eski rejimin bir aktörü olan, Mübarek'in eski Başbakan'ı Ahmet Şefik'in II. tura yükselmesi, Mısır'daki siyasal yapının karmaşık yapısına dair önemli işaretler vermektedir. Ahmet Şefik'in II. tura çıkması, bir taraftan müesses nizamın oyunu Amr Musa'dan yana kullanmadığını gösterirken; diğer yandan da, rejimin Şefik için tam anlamıyla seferber olduğunu da göstermektedir. Seçimlere katılım oranının sadece %50'lerde kalmış olduğunu da akıldan çıkarmadığımız zaman, Şefik'in 'Mübareksiz bir Mübarekizm' projesinin ana aktörü olarak sahnede olduğunu görmemiz gerekiyor. Nitekim kırsaldan şehir merkezlerine bütün devlet mekanizmasının Şefik lehine ağırlığını koyduğu, seçim öncesi Mısır gözlemlerinden birisi olarak kayda geçmişti. Bu ağırlığın dinamikleri ise sosyal tabanda Hıristiyan oyları, elitler düzeyinde iş dünyası ile Batı ve bölgeden gelen destekler olarak açıklanabilir. İhvan'ı yeterince İslamcı bulmayan Selefilerin, İhvan'dan ayrılarak 'liberal bir söylem' kullanan Ebul Futuh'a destek açıklaması ne kadar tabii bir siyasi kayış ise, Şefik için yapılan kampanya da o kadar tabii idi.
Mısır seçimlerinde I. turda ilk dördü oluşturan isimlerin üç tanesi 'değişim veya yeni Mısır bloku' olarak okunabilir. Hal bu iken II. turda, yeni Mısır'ın eski Mısır'a mağlup olması hem düşünülemez, hem de kabul edilemez. Siyasal manzara ve atmosfer bu olmakla beraber, sahada fiilen işlerin nasıl yürüyeceği hala sürprizlere açıktır. Selefi oyların ne olacağı, müesses nizamın nasıl manevralar yapacağı, askeri vesayet ile yoğun ilişkileri olan ABD'nin takınacağı tavır ve bölgesel aktörlerin alacağı pozisyonlar da seçimlerin kaderinde etkili olacaktır.
İhvan korkusu
II. turda müesses nizamın '2006 Hamas sendromu' geliştirme ihtimali bulunmaktadır. Mısır cumhurbaşkanlığı seçimlerini Muhammed Mürsi ve Ahmet Şefik arasında geçecek bir seçim yarışı olmaktan çıkarıp 'İhvan tehlikesi' parantezinde boğmaya çalışabilirler. Seçim tartışmalarından ziyade İhvan tartışmasına şahitlik edebiliriz. Nitekim Mısır'daki liberal isimler ve akımlar, Batı medyası ve askeri vesayet düzeni parlamento seçimlerinden hemen sonra yeni bir söylem geliştirdiler bile. Adalet ve Hürriyet Partisinin seçim zaferi bu kesimlerin dilinde meşru bir iktidar zaferinden ziyade bir sihirli kelime ile anılır oldu: Kontrol!
Evet, AHP meclisi 'kontrol' etmeye başlamıştı. Yüzde elliye yakın bir oyla seçim zaferini elde eden partiye; meclisi ve komisyonları kontrol ettiği suçlaması yöneltiliyordu. Bu diskurun ana hedefi, parlamento seçimlerinden sonra yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde fiilen İhvan'ın önünü kesmekti. İlerleyen haftalarda bu söylem açıkça dillendirilmeye de başlandı. 'Meclisi ve komisyonları kontrol eden İhvan; Cumhurbaşkanlığını da alırsa felaket olur' yaklaşımı yaygın bir şekilde kullanılmaya başlandı. Mesela Batı medyası Mısır seçimlerine dair haberlerinde mezkûr cümleyi standart dibace olarak kullanmaktadır.
'Kontrol' Mübarek dönemine ait ya da hali hazırda askeri yönetim tarafından uygulanan bir siyasal teknolojinin ismidir. Seçimle iktidara gelmiş ve yine seçimle cumhurbaşkanlığı kazanacak olan bir siyasal aktöre en son atfedilecek şey 'kontrol'dür. İhvan yaşanan ve dozajı artacak bu tartışmalarda özür dileyici bir siyasal dilden uzak kaldığı sürece yeni Mısır'ın yeni aktörü olacaktır. Aksi takdirde, Fulul ile Batı arasına sıkışmış bir siyasal yapıya dönüşme tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır.