Geçtiğimiz haftanın geniş gündeminde hükümet değişikliğiyle Pakistan da yerini aldı. İmran Han'ın siyasi koalisyonundaki 'küçük' bir uyumsuzluk muhalefete güvensizlik oylaması şansı verdi. İmran Han'ın Tahrik-I İnsaf Partisi ve Han yanlısı devlet görevlileri boykot ve istifa gibi siyasi manevralarla güvensizlik oylamasını engellemeye çalıştı. Parlamento'nun feshedilmesi girişiminde bulunan İmran Han, Yüksek Mahkemenin aleyhte kararıyla güvensizlik oylamasına tabi tutuldu ve meclisin 342 sandalyesinin 172'si İmran Han aleyhinde oy kullandı. Böylece ana muhalefet lideri Şahbaz Şerif'in başbakanlık yolu açıldı. Yolsuzluk suçlamasıyla görevinden ayrılan ve tutuklanan eski Başbakan Navaz Şerif'in kardeşi olan Şahbaz, normalde abisinin gölgesinde kalmış bir politikacı. Ancak hitaplarında heyecanlı ve coşkulu olması dikkat çekiyor.
Geçmişte İmran Han'ın iktidara gelmesini üç farklı hususa bağlamak mümkün. Han'ın sporcu kişiliği millî bir sembol olarak halk tarafından bir anda benimsendi. Diğer bir ifadeyle ülkenin sorunlarını kitlelere 'unutturan' spor ve magazin, Pakistan'da siyaseti de popüler kültürün bir parçası yaptı. İkinci husus Pakistan'da ordu – siyaset ilişkisi. İmran Han, askerlerin genel olurunu alıp başbakanlık koltuğuna oturdu. Ordu, İmran Han döneminde geri planda kalırken siyaseti uzaktan takip etti. Son olarak İmran Han idari reform vaadinin altı çizerek Pakistan siyasetine girdi. Refahın artırılması ve sağlık gibi kritik sektörlerde iyileştirme söylemlerinin ana temasını oluşturdu.
İmran Han'ı iktidara taşıyan bu üç konudan birincisi halâ geçerliliğini koruyor. Pakistan halkının meydanlarda İmran Han lehine toplanmış olması ikonik bir kişiliğin halka güven verdiğini gösteriyor. Ancak ikinci husus biraz çetrefilli. Ordu, siyasi krizde ön plana çıkmamayı tercih etti. Diğer bir ifadeyle sessiz bir duruş ile İmran Han'ın başbakanlıktan uzaklaştırılmasına yeşil ışık yaktı. Son konu başlığı olan idari reform ise İmran Han'ın kendisiyle imtihanı idi. Maalesef arzu edilen yapısal reformlar gerçekleştirilmedi. Bu eksikliğin nedenleri; küresel ekonomik daralma, siyasi gerginliklerin ülkede tıkanmya neden olması, pandeminin etkileri, Afghanistan krizi, Hindistan ile yaşanan gerginlikler ve en önemlisi Pakistan Talibanı'nın terör saldırıları şeklinde sıralanabilir. Ayrıca Han'ın Pakistan Gizli Servisi Başkanı atamasında 'talep' edilen adayı atamamış olması ve Pakistan ordusundaki terfilerde kendi tercihlerine meyletmesi de dikkate alınmalı.
İmran Han, iktidarı devrederken siyasi krizin aslî nedeni olarak dış politika odaklı söylemleri seslendirdi. Kendisinin daha yakın durduğu Çin ve Rusya blokuna karşı Batılı devletlerin -ki ABD'yi işaret ediyor, Pakistan'a kendi adayını dikte etmeye çalıştığını ifade etti. Dolayısıyla yeni hükümetin Pakistan halkının değil, Batı'nın tercihi olduğunu ima etti. Pakistan'ın son yıllarda ABD ile sorunlar yaşadığı malûm. Güney Asya'da Taliban ve Afghanistan ile ilgili kaygılar geçtiğimiz seneye damga vurdu. ABD, Orta ve Güney Asya'ya erişimini kaybetti. Ayrıca Çin ve Rusya'ya yakın tavrıyla bilinen Hindistan, ABD'yi bölgede üslenmek için 'bir yerler' aramaya itiyor. Hindistan ile sorunlar yaşayan Çin, İmran Han için Hindistan'a karşı bir denge unsuru idi. Ancak bu tercih Çin'i rakip olarak gören Batıyı Pakistan'a karşı ihtiyatlı olmaya itiyor. Öte yandan Pakistan iç siyasetinin dış destekli bir komplo ile İmran Han'ı iktidardan uzaklaştırdığını iddia etmek için yeterli kanıt olmadığını da itiraf etmek gerekir.
Şahbaz Şerif'in iktidara gelmesiyle, İmran Han dönemindeki yapısal sorunların bir anda çözülmesi pek mümkün görünmüyor. Örneğin 220 milyon nüfusu olan Pakistan'da idari reform, eyalet sistemi nedeniyle pek kolay değil. Askerlerin siyasete müdahalesini sonlandırmak keskin çıkışlar yapılmasını gerekli kılıyor. Son bir yılda Pakistan'da yüzde 15'lere varan enflasyonunun küresel ekonomik eğilim nedeniyle daha da vahim hale gelmesi bekleniyor. Dolayısıyla Şahbaz Şerif'in siyasi veya ekonomik gidişata sihirli bir çözüm getirmesi beklenmiyor.
Sonuçta kesin olan bir konu var: İmran Han'ın iktidardan uzaklaştırılması teknik olarak yasalara uygun. Ancak 2023 yılı Ağustos ayında genel seçimler yapılacağı dikkate alınırsa, 2022 yılının siyasi krizinde son sözü halk sandıkta söyleyecek. O zamana kadar da siyasi gerginlik devam edecek.