Batı Türkistan coğrafyasının merkezi konumundaki ülkesi olan Kazakistan, S.S.C.B'nin dağılmasıyla bağımsızlığını kazanan Türk Cumhuriyetleri içinde birçok alanda öncü role sahip bir ülkedir. Avrasya'nın merkezinde konumlanmış olan Kazakistan, kuzey ve batıda Rusya Federasyonu, doğuda Çin, güneyde Türkmenistan, Özbekistan ve Kırgızistan ile sınır komşusudur. Bu yapısıyla iki süpergüç arasında büyük kara parçasına sahip ve Batı ile iyi ilişkileri olan Kazakistan, aynı zamanda İslam Dünyası ile de iyi ilişki kurabilen stratejik konuma sahip bir bağımsız Türk devletidir. Ulu Bozkır'ın merkezinde yer alan Kazakistan, Trans-Hazar Koridoru vasıtasıyla Ulu Bozkır'dan Anadolu Bozkırı'na uzanan bir jeopolitik vizyonu yansıtmaktadır.
Kazakistan Sovyet sonrası bağımsızlığını kazanan ülkeler arasında siyasi ve ekonomik açıdan en istikrarlı ülke olduğunu söylemek mümkündür. Bağımsızlıktan bu yana Ocak 2022'de yaşanan protesto olayları dışında ülkeyi istikrarsızlığa sürükleyen herhangi bir olay yaşanmamıştır. 2000'li yıllarda Bölgede yaşanan kadife devrimler karşısında Kazakistan istikrarını koruyabilmişti. Kazakistan kendi iç istikrarı yanında bölgesel ve küresel çerçevede izlediği dış politika sonucu aynı zamanda Avrasya barış ve istikrarına da ciddi katkı sağlamaktadır. O nedenle Kazakistan, Orta Asya Bölgesi için bir istikrar vadisi ve denge merkezidir. Bölge ülkeleri üzerinde önemli bir nüfuza sahip olan Kazakistan bölge ülkelerinin izleyecekleri ya da bölgeye yönelik izlenecek politikanın belirlenmesinde öncü role sahiptir. O nedenle 4 bağımsız Türk Devletinin yerleştiği Orta Asya coğrafyasında Kazakistan lider bir konuma sahiptir. Bu konumunu Türk Konseyinin kurulmasından, teşkilatlanmasında ve Türk Devletleri Teşkilatı şeklini alması yönünde kullanan Kazakistan'ın Türkiye ile kuracağı stratejik müttefiklik, Türk Dünyasının geleceğinin şekillenmesinde ve ilişkilerin derinlik kazanmasında belirleyici bir güç olacaktır.
Kazakistan'da son dönem yaşanan olaylar ve akabinde Rusya-Ukrayna savaşının patlak vermesi gözlerin zengin petrol rezervlerine sahip Kazakistan'a çevrilmesine neden oldu. Avrupa Birliğinin Rusya gazına alternatif arayış içinde bulunduğu bir dönemde Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım-Jomart Tokayev'in çok geniş bir heyetle Ankara'yı ziyaret etmesi ve ele alınacak konular arasında enerji kaynaklarının da yer alması Kazakistan doğal gazının Azerbaycan üzerinde Avrupa'ya sevki konusunun tekrar tartışılmasına yol açtı. Bu projenin hali hazırda işlerlik kazanıp kazanmayacağı konusu henüz netlik kazanmasa da böyle bir projenin Türk Devletleri Teşkilatı açısından stratejik bir önemi haiz olduğu kesindir. Bu projenin realize olması Özbekistan ve Türkmenistan açısından yeni imkanlar oluşturacak ve bu durumun oluşturacağı domino etkisi Orta Asya ve Kafkasya bölgeleri için yeni jeopolitik durum yaratacaktır. Basın açıklamasında Tokayev'in, "Özellikle Trans-Hazar uluslararası taşımacılık güzergahının potansiyelini tam olarak kullanmaya iki ülke de niyetlidir. Jeopolitik durumun çetin bir hal aldığı dönemde bu güzergahın önemi daha da artmıştır" şeklinde değerlendirmede bulunması bu açıdan önem arz etmektedir.
Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım-Jomart Tokayev'in Türkiye'ye geliş tarihi de sembolik bazı noktaları içermektedir. Bu ziyaret, Yassıada'da gerçekleşen Türk Konseyi 8. Zirvesi sayılmazsa Tokayev'in Haziran 2019'da seçildikten sonra Türkiye'ye yaptığı ilk resmi ziyarettir. Nitekim T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan basın açıklamasında bu ziyaret "Cumhurbaşkanı Tokayev'in göreve gelmesinin ardından Türkiye'ye gerçekleştireceği bu ilk devlet ziyareti" olarak nitelendirildi. İkincisi, bu ziyaretin Cumhurbaşkanı Tokayev'in ifadesiyle, "ülkesindeki durumu kökten değiştiren" Ocak ayında yaşanan üzücü olayların ardından ilk yurt dışı gezisini Türkiye'ye gerçekleştiriyor olmasıdır. Ocak ayında yaşanan olaylar sürecinde Kazakistan'ın Kolektif Güvenlik Antlaşması çerçevesinde ülkesine yardım istemesi, Kazakistan'ın dış politikada eksen değişmesi mi yaşıyor, Türk Devletler Teşkilatı ile bağları zayıflatıyor mu? gibi sorular sorulmaya başlanmıştı. Bu gezi ile söz konusu sorular da cevap bulmuş olacaktır. Görüşme sonrası basın açıklamasında Cumhurbaşkanı Tokayev'in "Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan bilge ve saygın bir siyasetçidir. Onun vizyonu geniştir. Bu yüzden fikirleri çok değerlidir.", "Türkiye Kazakistan için çok önemli stratejik ortaktır", "Kazakistan için Türkiye'den hiçbir zarar gelmemiştir. Her zaman iyilik görmüşüzdür. Bugüne kadar böyle olmuş ve böyle devam edecektir" şeklindeki ifadeleri ve Kazak-Türk iş birliğini yeni düzeye taşımak için "Genişletilmiş Stratejik İş Birliği" hakkındaki ortak bildiriyi kabul etmeleri kardeş ülkeler arasındaki ikili ilişkilerin gelişerek ivme kazanacağı şeklinde okumak mümkündür. Ayrıca Türk Devletleri Teşkilatının da önemli rol üstlendiğine dikkati çeken Tokayev, geçen yıl Türk Devletleri İşbirliği Konseyinin tam teşkilat olarak tekrar kurulmasının memnuniyet verici olduğunu, bunun herkesin ortak başarısı olduğunu ifade etmesi Kazakistan'ın bundan böyle de Türk Devletleri Teşkilatının itici gücü olacağı şeklinde yorumlamak mümkündür.
Bilindiği üzere Kazakistan'ın Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev yönetim dönemi boyunca Türkiye'ye özel bir önem vermiş ve Türk Dünyası çalışmalarında öncü rol oynamıştı. Kurucu ve karizmatik Cumhurbaşkanı Nazarbayev'den görevi devralan Tokayev, Kazakistan'da birtakım reformları hayata geçirmiş ve idari kadroda ciddi değişiklikler yapmıştı. Bununla birlikte ülkede yaşanan olayları da dikkate alan Tokayev, iç dengeleri yeniden kurmaya çalışırken diğer yandan da bölgedeki yeni dengeleri kurmaya çalışmaktaydı. Bu nedenle bu yeni dönemde oluşacak dengede Kazakistan - Türkiye ilişkileri düzeyi merak konusuydu. Bu ziyaret ile söz konusu ilişkilerin düzeyi ve derinliği hususu tekrar teyit edilecektir. Nitekim Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan basın açıklamasında "Cumhurbaşkanı Tokayev'in göreve gelmesinin ardından Türkiye'ye gerçekleştireceği bu ilk devlet ziyareti sırasında yapılacak görüşmelerde, Türkiye ile Kazakistan arasındaki stratejik ortaklık seviyesindeki ilişkiler tüm boyutlarıyla değerlendirilecek; ikili ve çoktaraflı düzeyde işbirliğinin geliştirilmesi için atılabilecek adımlar ele alınacaktır.
Temaslarda ikili ilişkilerin yanısıra ayrıca, güncel bölgesel ve uluslararası meseleler hakkında fikir teatisinde bulunulması da öngörülmektedir.
Ziyaret vesilesiyle, ikili ilişkilerin ahdi zeminine önemli katkılar sağlayacak muhtelif anlaşma, protokol ve mutabakat metinlerinin imzalanması da gündemdedir" denilerek bu hususa vurgu yapılmıştır.
Kazakistan - Türkiye ilişkileri çok yönlü olup, stratejik müttefikliğe doğru şekillenmektedir. Türkiye ile Kazakistan arasında birçok konuda ve birçok sektörde ciddi anlamda işbirliği bulunmaktadır. Özellikle 2009 yılında iki ülke arasında imzalanan Stratejik Ortaklık Anlaşması ve 2012 yılında kurulan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi siyasi ilişkilere yeni bir boyut kazandırmıştır. Türkiye ve Kazakistan, Türk Keneşi ve akabinde Türk Devletleri Teşkilatı kurulmasında ve sürekliliğinin sağlanması konusunda birlikte aktif rol alan ülkelerin başında gelmektedir. Kazakistan, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi) himayesinde teşekkül olunan kuruluşlara fikir babalığı yapmanın yanında bu kuruluşların işleyişinde de önemli rol almıştır. Türkiye – Kazakistan ilişkilerinin gelişerek derinlik kazandığı bir diğer alan da askeri – teknolojik alandır. Türkiye'nin Kazakistan askerlerine askeri okullarda eğitim imkânı sağlaması yanı sıra Kazakistan'ın askeri birimlerinin donatımının sağlanması ve Kazakistan Silahlı Kuvvetleri'nin reform sürecinde önemli bir rol üstlenmesi iki ülke ilişkisinin stratejik derinlik kazanmasına neden olmuştur. Kazakistan, Türkiye'den modern silahlar satın alınması yanı sıra ortak askeri sanayi tesisleri kurulması yönünde de işbirliğine girmektedir.
Türkiye, Kazakistan'ın doğrudan yabancı yatırım yaptığı ilk 10 ülke arasında yer almasına rağmen iki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkiler incelendiğinde ise, siyasi ve kültürel alanlarda yaşanan olumlu gelişmelerin tam anlamıyla ticari ilişkilere yansıdığını söylemek mümkün değildir. Türkiye-Kazakistan yatırım ilişkileri ve ticari alanda kaydedilen gelişmeler henüz istenilen seviyeyi yakalayabilmiş değildir. Kazakistan'ın yıllık dış ticaretinde Türkiye'nin payının sadece %5 civarında olması bu durumun en açık göstergesidir. Hatta iki ülke arasındaki yatırım ilişkileri ticari ilişkilerin de gerisinde kalmıştır. Bu bağlamda, her iki ülkenin ticari ilişkilerinin gelişmesinin önündeki engellerin hızlı bir şekilde kaldırılması gereklidir. Bu hususları basın açıklamasında dile getiren Cumhurbaşkanı Tokayev, karşılıklı ticaret hacminin 5 milyar dolara ulaştığına da dikkati çekerek "Bu göstergeyi 10 milyar dolara ulaştırmayı hedefliyoruz" ifadesinde bulunarak durumun farkında olunduğunu belirtmişlerdir.
Bu ziyaretin oluşturacağı sinerji hem Türkiye – Kazakistan ilişkilerinin müttefiklik düzeyine yükselmesi hem de Türk Dünyasının geleceğinin şekillenmesi açısından büyük bir öneme sahiptir. Türkiye-Kazakistan arasında cereyan eden çok yönlü ilişkilerin stratejik derinlik kazanması hem bölge barışına katkı sağlama açısından hem de Türk Dünyası şekillenmesinde yönünde belirleyici olacaktır.