Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEHMET YÜCE

Azerbaycan ile Kırgızistan İlişkilerinde Yeni Bir Dönem mi Başlıyor?

S.S.C.B'nin dağılmasıyla bağımsızlığına kavuşan iki Türk Cumhuriyeti olan Azerbaycan ve Kırgızistan coğrafi konumları itibarıyla her iki ülke de stratejik bir konumdadırlar. Güney Kafkasya coğrafyasında konumlanan Azerbaycan hem bölgesinin sahip olduğu jeostrajik açıdan hem de kendi topraklarının konumu açısında büyük bir öneme sahiptir. Güney Kafkasya hem coğrafi konumu hem de sahip olduğu doğal kaynaklar itibarıyla stratejik bir yapı arz etmektedir. Güney Kafkasya, Asya ile Avrupa birleştiren bir geçit konumunda olduğu gibi İslam ve Hristiyan medeniyetlerinin kesiştiği bir bölge özelliğini de taşımaktadır. Asya–Avrupa arasında bir köprü oluşturan ve kültürlerin kesiştiği önemli bir kavşak noktası olan Güney Kafkasya verimli tarım arazileri yanında doğal gaz, petrol ve demir cevheri gibi madenler bakımından zengin kaynaklara da sahip bulunmaktadır. Enerji tüketimi, petrol ve doğal gaza bağımlılığı giderek artan dünyada petrolün kullanım alanlarının hızla artması nedeniyle dikkatler Kafkasya'ya çevrilmiştir. Bu zenginliğin işletilmeye başlanması, Kafkasya'da kısa zamanda akla durgunluk verecek değişikliklere neden olmuş ve bölge bütün dünyada tanınmaya başlamıştır. Azerbaycan coğrafi açıdan Güney Kafkasya'nın önemli parçası olarak Orta Doğu, Avrupa ve Asya'nın kesişmesinde yer almaktadır. Böyle bir coğrafi konumda yerleşmiş olması Azerbaycan'ın jeopolitik önemini artırmakta, onu bölgede ekonomik ve siyasal güce dönüştürmektedir. Azerbaycan jeopolitik imkânlarına dayanarak Avro-Atlantik, Uzak ve Orta Doğu ülkeleri ve Rusya ile çeşitli alanlarda kapsamlı işbirliği yapmaktadır.

Güneydoğuda Çin, kuzeyde ve batıda Kazakistan, güneyde ve batıda da Özbekistan ve Tacikistan ile sınırları bulunan ve denize çıkışı olmayan bir kara ülkesi durumunda olan Kırgızistan, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri içinde yüz ölçümü bakımından en küçük, yer altı kaynakları bakımından oldukça fakir ancak stratejik yerleşim bakımından merkez konumunda olan bir ülkedir. Özellikle ABD başta olmak üzere Rusya, Çin gibi büyük güçlerin 21.yüzyıldaki en büyük oyun alanı haline dönüşen Orta Asya'da Kırgızistan konumu itibarıyla dikkat çeken bir ülke olmuştur. Üç küresel güç ile ilişki içinde olan Kırgızistan "değişen dengeler" sonucu Rusya-ABD-Çin "şeytan üçgeni"nin tam ortasında kendini "güvende" tutmaya çalışmaktadır. Tüm bu durumlar Kırgızistan'ın hassas denge politikası izlemesini zorunlu kılmıştır. Bu durumu ülkenin izleyeceği dış politikanın belirlenmesinde ana unsur teşkil etmektedir.

Kırgızistan, ekonomisi tarım, hayvancılık ve yurtdışında çalışan vatandaşların gelirlerine dayalı, kara ile çevrili, denize sınırı olmayan, dağlık, düşük orta gelirli bir ülkedir. Bağımsızlığından bu yana Kırgız Cumhuriyeti, tarım, ticaret, altın üretim gelirleri, işçi dövizleri ve dış yardıma dayalı bir ekonomik yapı kurmuştur. Özellikle son dönemlerde ülke ekonomisinde işçi döviz gelirleri daha da önem kazanmıştır. Azerbaycan ise yeraltı kaynakları bakımından çok zengin bir ülkedir. Azerbaycan'da petrol ve gaz üretimi, rafine edilmesi ekonominin temelini oluşturmaktadır. Azerbaycan, ürettiği petrolün önemli kısmını ihraç etmektedir. Azerbaycan'ın başta petrol üretimi olmak üzere enerji kaynakları ihracatı Türkiye'nin ekonomik yapısı ve transit ülke konumu dolayısıyla önem taşımaktadır.

Burada iki ülkenin sosyo-ekonomik durumunun analizinin yapılması, iki ülkenin ilişkilerinin belirlenmesi açısından önem arz etmektedir. Stratejik konum itibarıyla her iki ülke önemli bir durumda iken, ekonomik kaynaklar açısından Kırgızistan oldukça fakir buna karşın Azerbaycan önemli enerji kaynaklarına sahip bir durumdadır. Kırgızistan ekonomisinin bel kemiğini işçi dövizleri oluştururken, Azerbaycan ekonomisi petrol ve gaz kaynağının üretim ve ihracına bağlıdır. O nedenle Kırgızistan işçi istihdamı dolayısıyla Rusya'ya bağımlı iken, Azerbaycan petrol ihracı dolayısıyla daha çok Avrupa ile yoğun ticari ilişki içindedir. Bu da iki ülkenin dış ilişkilerinin ana eksenini belirlemektedir. Kırgızistan'ın yaşadığı siyası istikrarsızlık, demografik sorun ve sınır meselesi, dış politikadaki önceliğini genel itibarı ile Rusya ve Çin'in yanı sıra komşu bölge ülkeleri ile dostluk ve işbirliğine dayalı ilişkilerin geliştirilmesine vermesine sebep olmaktadır. Bununla birlikte Kırgızistan, bağımsızlığın yeniden kazanılması sonrası Batı ve Rusya arasında denge politikası uygulayan Azerbaycan Türk devletleri ile ilişkilerin geliştirilmesine büyük önem vermiştir.

Türk milletinin birer kolu olan Azerbaycan ve Kırgızistan tarih, dil, din ve kültürel değerler bakımından birbirine çok yakın ülkelerdir. Bu iki ülke halkı arasındaki ilişkilerin kökleri tarihin derinliklerine dayanmaktadır. Sovyetler Birliği sonrasında bağımsızlığına kavuşan bu iki Türk boyunun ilişkileri oldukça mesafeli ve düşük yoğunlukta yürümüştür. Başka bir ifadeyle bağımsızlığının ilk yıllarında Azerbaycan-Kırgızistan ilişkileri diğer Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde olduğu gibi, başlıca olarak, uluslararası ve bölgesel kuruluşların ( BM, BDT, TÜRKSOY, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi, TurkPA gibi) çalışmaları kapsamında yürüyen bir işbirliği şeklinde gelişmiştir. Mesela, 1992 yılında Turgut Özal'ın ev sahipliğinde Ankara'da gerçekleşen tarihi birinci "Türkçe Konuşan Ülkeler Zirvesinde" Kırgızistan dâhil tüm Orta Asya Türk Cumhuriyetleri Azerbaycan ve Türkiye'nin Dağlık Karabağ sorununa ilişkin destek beklentileri, Ermenistan'ın Rusya tarafından desteklenmesi gerçeğinden ötürü karşılanamamıştır. O nedenle ilerleyen dönemlerde gerçekleşen zirveler kültürel ilişkiler ekseninde yoğunlaşmıştır.

Azerbaycan ile Kırgızistan arasında ikili ilişkilerin genişlemesinde kuşkusuz milli lider Haydar Aliyev'in büyük, eşsiz hizmetleri olmuştur. Azerbaycan ile Kırgızistan arasında diplomatik ilişkiler 19 Ocak 1993 tarihinde kurulmuştur. Fakat bu ilişkiler ilk zamanlarda pek yoğun değildi. Aslında iki kardeş ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin resmi zemine dayandırılması gecikmeli olarak ancak 2000'li yıllarla birlikte mümkün olabilmiştir. 1 Nisan 2002'de Kırgızistan, Azerbaycan`a Fahri konsolos atamıştır. 16 Mayıs 2007`de Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Kırgızistan Büyükelçiliği açılmıştır. 18 Ocak 2008`de ise Kırgızistan Azerbaycan`a yeni büyükelçi atamıştır. 1993 yılının Aralık ayında Türkmenistan`da BDT Devlet Başkanları Konseyi`nin toplantısı kapsamında Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev ile Kırgızistan Cumhurbaşkanı Asker Akayev ikili görüşme yapmışlardır. Görüşme sırasında iki ülke arasında ilişkilerin pekiştirilmesi için ortak gelenek, kültür, din, dil gibi sağlam bir zeminin olduğu vurgulanmıştır. Bu şekilde başlayan ilişkiler karşılıklı ziyaretlerle devam etmiştir. Ancak dönemin Kırgızistan Cumhurbaşkanı Askar Akayev'in Temmuz 1999'da Ermenistan'a yaptığı ziyaret sırasında "soykırım anıtı"nı ziyaret etmesi ilişkilerde bir kırılma yaşanmasına neden olmuştur.

2008 yılının Şubat-Mart aylarında dünyaca ünlü Kırgız yazarı Cengiz Aytmatov'un 80. doğum yılı dolayısıyla Azerbaycan'da da bir dizi kutlamalar yapılmış ve Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Cengiz Aytmatov'u Azerbaycan ve Kırgızistan arasındaki karşılıklı ilişkilerin pekiştirilmesinde gösterdiği yararlılıklardan dolayı "Dostluk" nişanı ile ödüllendirmiştir. 3 Ekim 2009'da Nahçıvan'da yapılan Türk dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları 9. Zirve Toplantısına Kırgızistan Cumhurbaşkanı Kurmanbek Bakiyev katılmıştır. Zirve toplantısının sonunda Türk Konseyi'nin oluşturulmasıyla Türk Devletleri açısında ilişkilerin yoğunlaşması için yeni bir fırsat oluşmuştur. Ancak bu gelişmeye rağmen Azerbaycan ile Kırgızistan arasında ekonomik ilişkiler istenen düzeyde gerçekleşmemiştir. 2020 yılı verilerine göre Azerbaycan-Kırgızistan dış ticaret hacmi 5.4 milyon ABD Doları civarındadır.

2. Karabağ savaşının zaferle sonuçlanmasının Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin yeniden şekillenmesinde önemli bir rolü olmuştur. Azerbaycan'ın 2. Karabağ Savaşında Ermeni işgalindeki toprakları 44 günlük muharebe sonucunda kurtararak elde ettiği zafer, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri için de kendi sorunlarını kendilerinin çözmesi yönünde yeni bir anlayışın şekillenmesine yol açmıştır. Özellikle 2. Karabağ Savaşı sürecinde Azerbaycan-Türkiye işbirliğinin doğurduğu başarı Türk Cumhuriyetlerinin geleneksel Rusya eksenli politikalarını gözden geçirmesine neden olmuştur. Önceki zirvelerde Karabağ sorununu gündeme almaya pek razı olmayan bu ülkeler, Karabağ zaferi sonrası 12 Kasım 2021'de İstanbul'da toplanan Türk Konseyi 8. Zirve Toplantısında Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e Karabağ savaşındaki başarısından dolayı "Türk Dünyası Ali Nişanı" verilmesi ve sonuç bildirisinde Azerbaycan'ın "44 Günlük Vatan Muharebesi"ndeki zaferinden ötürü tebrik eden ifadelere yer verilmesi ve Azerbaycan topraklarının ihtilaf sonrasında yeniden ihyası, inşası ve entegrasyonuna katkıda bulunmaya hazır olduklarını ifade etmeleri Karabağ Zaferinin Türk Cumhuriyetleri nezdinde oluşturduğu yeni paradigma ve Azerbaycan'ın bölgedeki yeni pozisyonu hakkında fikir vermesi açısından önemli birer işarettirler. İstanbul zirvesi sonrasında Türkmenistan'ın başkenti Aşkabat'ta yapılan Ekonomik İşbirliği Teşkilatı toplantısında Türkmenistan doğal gazının İran üzerinden Azerbaycan'a aktarılmasını öngören anlaşmanın Azerbaycan, İran ve Türkmenistan tarafından imzalanması Azerbaycan'ın bölgede üstlendiği yeni misyonun habercisiydi.

Bu gelişmeler sonrasında Tacikistan ile sınır konusunda sorun yaşayan ve bu konuda Rusya'dan yeterince destek alamayan Kırgızistan, Türk Cumhuriyetleri ile daha yoğun bir ilişki kurmak üzere bir politika izlemeye başlamıştır. Komşusu olduğu Özbekistan ve Kazakistan ile devam eden mevcut ilişkilerini geliştirmek yanında Türkiye ve Azerbaycan ile ilişkilerine derinlik kazandırmak isteyen Kırgızistan, bu eksende dış politikasını yeniden yapılandırmıştır. Özellikle FETÖ'nün ülkedeki faaliyetleri konusunda Türkiye ile gerginleşen ilişkilerini onarmaya çalışan Kırgızistan'ın Cumhurbaşkanı Sadır Caparov'un Türkiye'yi ziyaret etmesi, beklenilen bazı olumlu adımları atması ve savunma alanında işbirliğini geliştirmesi ardında ise Azerbaycan'ı ziyaret etmesi ve stratejik işbirliği anlaşması imzalamasını, Kırgızistan'ın dış ilişkilerinde yeni denge arayışı çerçevesinde ele almak mümkündür.

19-20 Nisan tarihlerinde Bakü'ye resmi ziyarete bulunan Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov'un Azerbaycan'a gerçekleştirdiği ziyaret kapsamında imzalanan "Stratejik Ortaklık Bildirisi" ve bir dizi anlaşma ile kardeş ülkeler arasındaki ilişkilerde yeni bir dönemin başladığını söylemek mümkündür. Konuya ilişkin Cumhurbaşkanı Aliyev yaptığı konuşmada, Kırgızistan'la her alanda aktif etkileşimi sürdürmeye kararlı olduklarını vurgulayarak ekonomik iş birliği, ulaşım, ticaret hacminin artırılması ve bölgesel güvenlik gibi konuların iki ülkenin gündeminde olduğunu ifade etmiştir. Kırgızistan Cumhurbaşkanı Caparov ise Azerbaycanlı kardeşleriyle iş birliğine her zaman hazır olduklarının belirterek kardeş iki ülkenin işbirliğinin önemini vurgulamıştır. Ayrıca Azerbaycan ile Kırgızistan arasında devletlerarası konseyin oluşturulmasına ilişkin memorandumun imzalanması iki ülke ilişkileri açısından önem arz etmektedir. Bu gelişmeler bugüne kadar uluslararası örgütler çerçevesinde pasif düzeyde sürdürülmekte olan iki ülke ilişkilerinin bundan sonra boyut değiştirerek ikili düzeyde daha aktif bir şekilde süreceğini göstermektedir.

Ekonomik açıdan zayıf ancak jeostratejik açıdan önemli bir konumda bulunan Kırgızistan'ın dış ilişkilerinde daha rahat hareket etmesi ve iç istikrarın sağlanması açısından dost-kardeş ülkelerce desteklenmesi önem arz etmektedir. Azerbaycan'ın Kırgızistan'da yapacağı yatırım, istihdam açısından ciddi sıkıntı yaşayan ve ekonomik açıdan Kazakistan ve Rusya'da çalışan işçi gelirlerine bağımlı kalan Kırgızistan'a önemli bir katkı sağlayacaktır. Kırgızistan'da Azerbaycan-Türkiye ortaklığı ile gerçekleştirilecek stratejik bazı yatırımlar küresel güçler arasında sıkışan ve bu nedenle de istikrarsızlaşan ülkenin istikrar bulmasına yardımcı olacaktır. Zira Kırgızistan'ın küresel güçlerle olan ilişki düzeyinin belirlenmesinde ülkenin ekonomik durumunun önemli bir unsur olduğu görülmektedir.

Güney Kafkasya'nın zengin enerji kaynaklarına sahip stratejik önemi haiz ülkesi Azerbaycan ile Orta Asya'nın yer altı zenginlikleri açısından fakir ve bölgenin en önemli jeostratejik konumuna sahip ülkesi Kırgızistan arasında kurulacak yüksek düzeydeki stratejik işbirliği sadece iki ülke ilişkilerine değil Türk Dünyası ve bölge ülkelerinin kalkınma ve barışına hizmet edecektir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA