Türkiye'nin en iyi haber sitesi
İSMAİL NUMAN TELCİ

Berlin Konferansı ve Libya’nın Geleceği

23 Haziran tarihinde ikincisi düzenlenen Berlin Konferansı, Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres'in daveti üzerine 17 ülkenin Dışişleri Bakanı seviyesinde katılımıyla gerçekleşti. Konferansın ardından yayınlanan 58 maddelik sonuç bildirgesi 4 ana başlık altında toplanırken, öne çıkan konular arasında siyasi süreç, seçimler, güvenlik durumu, finansal ve ekonomik reformlar ve uluslararası insan hakları konuları bulunmaktaydı.

Hatırlanacağı üzere Mart ayında göreve gelen Abdul Hamid Dibeybe liderliğindeki Milli Birlik Hükümeti (MBH), farklı yerel ve uluslararası aktörlerin üzerinde mutabık kaldığı bir yönetim olarak kabul görmüştü. Bu anlamda Birinci Berlin Konferansı'nın sahip olduğu çekişmeli tarafları siyasi sürece çekmek isteyen ve çözüm arayan yaklaşımından farklı olarak İkinci Berlin Konferansı, ülkenin 24 Aralık seçimlerine başarılı bir şekilde ulaşması adına mevcut pürüzleri ortadan kaldırma misyonuyla toplanmıştır. Bu doğrultuda MBH'nin göreve gelmesiyle son 3 ay içerisinde ön plana çıkan tartışmalı konulara kalıcı çözümler aranmıştır.

24 Aralık seçimlerinin anayasal altyapısının belirlenmesi, bütçe krizi ve yabancı güçlerin ülke içindeki durumu gibi konuların farklı alt başlıklar altında ele alındığı Konferansta taraflar Libya Siyasi Diyalog Forumu (LSDF) tarafından ortaya atılan yol haritasına sadık kalma noktasında hemfikir olmuşlardır. Bu bağlamda adil ve özgür bir seçim ortamının yaratılması ve seçimlerin belirlenen tarihlerde yapılması adına tüm kurumları iş birliği ve ortak çalışmaya davet eden katılımcılar, halk tabanlı bir seçim sistemini desteklediklerini beyan etmiştir.

Son dönemde özellikle Başbakanlık seçimlerinin parlamento tabanlı yapılması fikri ortaya atılmış ve bu yönde tartışmalar Temsilciler Meclisi (TM) ve Libya Devlet Yüksek Konseyi arasında ciddi bir gündem işgal etmiştir. Parlamento tabanlı seçim sistemini savunanlar gerek Mart devrimi değerlerinin korunması gerekse popüler veya başka bir deyişle otokrat liderlerinin önüne geçilmesi argümanlarını öne çıkarmaktadır. Bunun karşılığında TM ve Hafter kanadı halk tabanlı ve çoğunlukçu bir bakış açısıyla tartışmalara yaklaşmaktadır.

Bu tartışmalar özelinde 2. Berlin Konferansı'nın somut ve kapsamlı bir çözüm üretme noktasında etkili olduğunu söylemek pek mümkün değildir. Bununla beraber, sonuç bildirgesinin 20. Maddesi, Birleşmiş Milletler (BM) üyesi ülkeleri BM Libya Misyonu ile koordineli bir şekilde seçimlerin güvenilir bir ortamda yapılması adına seçimler öncesinde ve sırasında gözlemci atamaya teşvik etmiştir.

Yine Birinci Konferans ile bağlantılı olarak tüm katılımcı ülkelerin BM Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarına uyumlu bir şekilde Libya'nın istikrar ve barış ortamını bozacak adımlardan kaçınması talep edilmiştir. Bu bağlamda yabancı güçlerin ve paralı askerlerin durumu, hiç şüphesiz Konferansın temel odak noktalarından birisi olmuştur. Bildirinin 5. maddesinde "tüm yabancı güçlerin ve paralı askerlerin Libya'dan çekilmesi gerektiği" ifade edilmiş, "güvenlik sektörünün hızlı bir şekilde geliştirilmesi" belirtilmiştir.

Bilindiği üzere 23 Ekim 2020 tarihinde sağlanan ateşkes anlaşması, sahadaki güçlerin dengelenmesi üzerine gerçekleşmişti. Ancak mevcut durumda Hafter ve sözde Libya Ulusal Ordusu (LUO), Konferans öncesinde gösterdiği tutumla ileriye dönük kaygıları ortaya çıkarmıştır. Halen ülkenin doğusunda de facto gücü elinde bulunduran Halife Hafter'in uzlaşı ve istikrar yönündeki uluslararası girişimleri dikkate almadığı gözlemlenmektedir. Bu anlamda, Türkiye'nin Libya'daki meşru hükümet ile yaptığı anlaşmalar sonrasında bu ülkede konuşlandırdığı güvenlik unsurları, orta-uzun vadede Hafter kanadının barış ve istikrarı bozmaya yönelik hamlelerinin önünde caydırıcı bir unsur olarak değerlendirilebilir. Bu nedenle Türkiye, 2. Berlin Konferansı'nın beşinci maddesine şerh koyarak kendisine yönelik "yabancı unsur" ithamlarını da reddetmiştir. Libya'daki meşru aktörlerin ve geniş toplumsal kesimlerin uzlaştığı konulardan en öne çıkanı, Türkiye'nin ülkedeki varlığının istikrar ve barışın temel güvencesi olduğudur.

Son olarak, ekonomik ve finansal reformlar başlığı altında Libya'nın farklı sektör ve ülkelerdeki dondurulmuş varlıkları ile beraber bütçe krizi ön plana çıkmıştır. Bütçe görüşmelerinin ülkedeki siyasal rekabetin bir sonucu olarak ciddi bir soruna dönüştüğü dönemde Konferans, TM'nin bir an önce sunulan bütçeyi hızlı ve dengeli bir biçimde sonuca ulaştırmasını talep etmiştir. Akile Salih liderliğindeki TM'nin MBH tarafından sunulan yıllık bütçeyi bir koz olarak elinde bulundurduğu ve bu yolla MBH'nin çeşitli alanlarda taviz vermesini amaçladığı iddia edilmektedir. Bu iddialar, ülkesini 24 Aralık seçimlerine götürmek isteyen ve 'denge stratejisi' izleyen Dibeybe'nin Bakan Yardımcısı atamalarında kendini göstermiş, bütçe üzerinden gelişen pazarlıkları doğrular nitelikte görünmüştür.

23 Haziran tarihinde düzenlenen 2. Berlin Konferansı öncesinde uluslararası aktörlerin Libya'ya yönelik ilgisini artırdığı görülmüştür. BM ve ABD'nin son dönemle birlikte ağırlığını koyduğu süreç, ülke içindeki çekişmeli grupların görece taviz vermesiyle birlikte ulusal uzlaşı ve barış dönemine girmiştir. Doğu-batı arasındaki meşruiyet krizinin halen kendisini net biçimde göstermesi ve ileriye dönük bazı kaygıları ortaya çıkarması ise Konferans sonucunda üzerinde durulması gereken ve milli birlik ve beraberlik adı altında takip edilmesi gereken konulardan birisidir. Yabancı güçler ve paralı askerlerin durumu ise yerel dinamikler göz önünde bulundurularak yeniden bir sistematiğe oturtulmalı, paralı askerlerin Libya'dan tahliyesi hızlandırılmalıdır. Bu hususta Türkiye dahil olmak üzere taraf devletlerin belli bir ortak noktada buluştuğu görülmektedir. Ancak 'yabancı güç' tanımı yapılırken bazı kriterler esas alınmalı Türkiye'nin geçmiş faaliyetleri ve ülkeyi ateşkes sürecine götürmede üstlendiği rol göz ardı edilmemelidir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA