Yerel seçimlere beş aydan az bir süre kala siyasi partilerin yerel seçim stratejileri netleşmeye başlamıştı. Yaklaşık on altı yıldır iktidarda olan ve yerel yönetimlerde de hakimiyetini koruyan AK Parti'nin seçim stratejisinin hangi hususlar etrafında şekilleneceğinin de belirginleştiği görülüyor. Gönül ve hizmet belediyeciliği anlayışının partinin temel yapı taşlarından birisini oluşturduğu ve Erdoğan'ın İstanbul Belediye Başkanlığı dönemi ile özdeşleşen AK Parti tarz-ı siyasetin yerel yönetimler üzerinden şekillendiği göz önünde bulundurulduğunda, partide yerel seçim hazırlıklarının titizlikle yürütülmesinin arkasındaki felsefe daha net anlaşılacaktır.
31 Mart 2019'da gerçekleştirilecek yerel seçimlere yönelik AK Parti'nin seçim kampanyasının ana hatlarının belirlenmesi için parti içinde bir ekip kurulmuştur. Bu ekip gerek aday belirleme süreci gerekse de kampanyanın dinamiklerinin oluşturulmasında etkin bir çalışma yürütüyor. Bu noktada ekibin çalışmalarını yoğunlaştırdığı alanlardan birisi de yerel seçim manifestosu ve beyannamesinin hazırlanmasıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 24 Haziran seçim kampanyasını başlatan manifestosu büyük ilgi görmüştü. Yerel seçimlere yönelik de benzer bir strateji izlenerek yerel seçim beyannamesinin yanı sıra bir manifesto açıklanacak. Bu manifestonun AK Parti'nin 2023 ve sonrasındaki dönemi de kapsayacak yerel yönetim anlayışını ortaya koyması ve geçmişten günümüze AK Parti belediyeciliğinin özünü oluşturan hususların altını çizmesi bekleniyor. Bu metnin altyapı problemlerinin yanı sıra mimari ve sanat gibi kültürel belediyeciliğin bir parçası olan meselelere de değinmesi olasıdır.
AK Parti'nin seçim kampanyası hazırlıklarının bir diğer ayağını da aday belirleme süreci oluşturuyor. Kasım itibarıyla başlayan aday adaylığı başvuru süreci yoğun talepten ötürü uzatılırken adayların Aralık içinde açıklanması bekleniyor. Bu noktada aday belirleme sürecinde göz önünde bulundurulacak kriterlerin ne olacağı sorusu sorulabilir. Aday belirleme sürecinde ehliyet ve liyakatin dikkate alınacağı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Sadece partinin karşılığına sığınarak adaylık değil. Adayın da bir karşılığı olacak. Kimse 'Bu benim yakınım, buyum, şuyum' diye bize aday teklifi ile gelmesin. FETÖ ve PKK gibi terör örgütlerine bulaşmamış olması, milletimizin değerleri ile çatışmaması, birikimi ve projeleri ile hizmet etmeye uygunluk arz etmesi şartıyla AK Parti'nin kapıları herkese açık" açıklamasıyla bir kere daha birinci elden vurgulanmıştır. Dolayısıyla şehre en uygun adayı bulmak için bu kriterlerin baz alınacağı görülüyor.
Adaylar için kriterler
Bu kriterlerin yanı sıra üç kavramın aday belirleme sürecinde önem kazanacağı söylenebilir. Bu kavramlar sosyal belediyecilik, kültürel belediyecilik ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sıkça vurguladığı gönül belediyeciliğidir. Adayların genel belediyecilik hizmetlerinin yanı sıra sosyal belediyecilik ve kültürel belediyeciliğe yönelik bir perspektif sunabilmesi elzemdir. Gönül belediyeciliği kavramıyla ise belediye başkanı ve halk arasında doğrudan ve samimi bir ilişki kurulmasının olmazsa olmaz olduğu vurgulanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın belediye başkanlarının halkla doğrudan temasını önemsemesi ve bunun en önemli kriterlerden birisi olduğunun altını çizmesi de gönül belediyeciliği kavramının süreçteki temel yapı taşlarından birisi olacağını kanıtlıyor.
AK Parti'nin kendini yenileme ve dünyadaki gelişmelere adapte olma noktasındaki başarısının izleri seçim stratejisi ve aday belirleme sürecinde görülüyor. Türkiye siyasi hayatına temayül yoklamalarını getiren parti bu seçimde de benzer katılımcı yöntemlerle aday belirleyecek. Kriter dergisinin Kasım sayısında Mahir Ünal'ın da belirttiği gibi kampanya sürecinde daha etkili bir iletişim sağlamak ve anlık geri dönüşler alabilmek için Whats App benzeri bir sosyal ağ kurulacak. Bunun yanı sıra anket ve derinlemesine mülakat gibi geleneksel araştırma yöntemleri de seçmenin temayülünü anlamak için kullanılmaya devam edecek.
Bu noktada gerek AK Parti gerekse de diğer partiler için en kritik husus İstanbul, Ankara ve İzmir'de yerel yönetimleri elde etmek olacak. Bu sebeple AK Parti'nin seçim stratejisinin ana odağını bu üç ilin oluşturacağı söylenebilir. "İstanbul'u yöneten Türkiye'yi yönetir" anlayışının bir tezahürü olarak bu üç büyükşehrin ve ilçelerinin belediye başkanlarının belirlenmesinde büyük titizlik gösterilmesi gerekiyor. Dolayısıyla AK Parti'nin seçim hazırlıklarının diğer hususlara nazaran en önemli noktasını bu üç il için en uygun adayları belirlemektir. Kasım içinde gerekli çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte Aralık başında bu üç büyükşehrin adaylarının diğer illerle beraber açıklanması bekleniyor.