24 Şubat 2023 itibarıyla Ukrayna'daki savaşın ilk yılı geride kaldı. Ancak, ikinci yılında da savaş, gündemi en fazla meşgul eden meselelerden biri olmaya devam edecektir. Savaşın, dünya ekonomisi ve Türkiye'ye potansiyel ekonomik etkilerini Mart-Nisan 2022'de hazırlayıp, Temmuz 2022'de güncel halini yayınladığımız bu raporda özetlemiştik. Bir yılı aşkın süredir devam eden savaşın, bahar dönemi ile birlikte tekrar ivmelenme ihtimali ise korkutuyor.
Ukrayna, bugün, Batı'dan finansal ve savaş desteği talebini devam ettirirken; Rusya ise savaşın başlaması ve mevcut gidişat ile ilgili Batıyı eleştirmeye devam ediyor. Rusya'nın daha yoğun Batı desteği ve NATO tankları gelmeden, hızlı bir zafer kazanma arzusu, savaşı bahar döneminde şiddetlendirebilir. Batıda (örneğin ABD'de Cumhuriyetçiler ağırlık kazanıncaya dek) Ukrayna'ya desteğin devam etmesi bekleniyor. Bu doğrultuda da ekonomik etkilerin yeni yılda da biraz hız kesse de devam etmesi bekleniyor.
Öte yandan, bu savaşın da gösterdiği gibi, ekonomi, günümüzde artık iktisadi, politik, kültürel ve sosyal her konuda temel belirleyici unsur konumunda. Bu doğrultuda da, burada doğrudan bahsedilmeyen ancak çatışmaların öncelikli boyutunu içeren insani, ahlaki ve hukuki yönleriyle birlikte, bu tür politik ve güvenliği ilgilendiren gelişmelerin ekonomik yansımaları da yakından takip edilmeyi, iyi analiz edilmeyi ve mümkün olduğunca da ivedi müdahaleyi gerektirmektedir.
Küresel ve Ticari Boyut
Dış ticaret, küreselleşme dalgaları ile birlikte daha fazla önem kazanan kritik konulardan biridir. Malum, hem sanayi devrimi sonrasının ihtiyaçtan fazla üretebilme özgürlüğü, hem küreselleşmenin dış ticari ilişkileri daha planlı ve öngörülebilir hale getirmesi; ülkeler arası ticari ilişkilere ivme kazandırmış durumdadır. Ancak, savaş bu süreci baltaladı.
Ukrayna'daki savaş sonrası, Rus petrolünün Ukrayna topraklarından taşınmasının durması, temelde Almanya üzerinden sunulan gaz ihracatının durması; Türkiye'nin yeni bir küresel enerji merkezi haline gelmesi mevzularından da rahatlıkla okunabileceği üzere, küresel düzen ve tek merkezli ekonomik, finansal yapı da zayıflıyor. Küresel bir yeniden yapılanma ve çok kutuplu yeni bir düzen oluşturulmaya başlandı.
Ukrayna'da devam eden bu savaş, aynı zamanda sadece Ukrayna'nın veya Avrupa'nın değil, tüm dünyanın en kritik sorunlarından biri olarak 2022'ye damgasını vurdu. Ticaret yolları, enerji güvenliği, emtiada dışa bağımlılık ve daha tutucu, korumacı politikaların artabileceği yeni bir dönem var önümüzde. Gıda fiyatlarından, enerji, finans ve sigortaya ve de arz zincirine kadar farklı yansımaları gözlendi. Savaşın, Tayvan gerilimi gibi olası farklı yansımaları ve Çin gibi ülkeler için taşıyacağı anlam ise dünyayı çok daha fazla düşündürüyor.
Malum, Asya yükseliyor. Çin, şimdiden reel anlamda dünyanın en büyük ekonomisi konumunda. ABD'nin finansal ve politik liderliği, 21. yüzyılda tehlikeye girebilir mi tartışması da bugün daha çok anlamda kazanıyor. Bununla bağlantılı ve küresel ekonominin motoru Çin'in de uluslararası sistemden çıkarılması çabalarının yaratabileceği paralel alternatifler de iyi hesap edilmeyi gerektiriyor.
Ekonomik ve Finansal Etkiler
Rusya-Ukrayna Savaşı, pandemi sonrası toparlanmanın henüz tamamlanmadığı, Güz-2021'in enerji krizinin henüz tazeliğini koruduğu, gıda enflasyonunun gündemi daha yoğun işgal etmeye başladığı; batıdaki genişlemeci adımların enflasyonist etkilerinin konuşulmaya başlandığı bir döneme denk geldi. Bu yüzden de etkileri daha derin ve uzun vadeli olacak gibidir. Savaşın uzun bir süre daha devam edebileceği gerçeği ve mevcut küresel daraltıcı politikalar eğilimi de bu endişeleri daha fazla artırıyor.
Ukrayna'daki bu savaş, temelde gıda ve enerji fiyatları üzerinden küresel ekonomiyi etkilemeye devam ediyor. Dünya, savaşın doğduran yıkıcı ve üretimi azaltan etkilerinin yanında; gıda ve enerjide arz sıkıntıları, pandemi sonrası bu defa savaş kaynaklı arz zinciri kırılmaları, yaptırımlar; açlık tehlikesi ve göç dalgaları gibi ciddi olumsuzluklar ile karşı karşıya. Hatta küresel ölçekte artan güvenlik ve savunma harcamalarını da maliyetin bir parçası olarak görmek gerekiyor.
Savaş (ve bağlantılı gıda ve enerji hareketleri) nedeniyle, küresel enflasyonun en azından birkaç puan kadar etkilendiği tahmin ediliyor. Küresel büyümenin de (Avrupa'da daha fazla olmak üzere) en azından %1 gerilemiş olabileceği değerlendirilmekte. Ancak, bu tür yıkıcı gelişmeler, risk algısı üzerinden de dünya ekonomilerini fazlasıyla olumsuz etkiler. Kısa vadeli riski ölçen CDS'ten, uzun vadeli riskleri ölçen kredi notlarına kadar farklı finansal parametrelere yansımalar söz konusu.
Böylelikle, toplam birkaç trilyon dolarlık bir ekonomik maliyetten bahsedilmektedir. Örneğin, sadece Ukrayna'ya tahmini 1 triyon dolarlık toplam maliyet; en az 100 milyar dolarlık fiziksel hasar söz konusu. Komşu ülkeler ve Avrupa'daki Göçmen dalgalarının, yıkılan ailelerin, beşerî, sosyal, kültürel, fiziksel tüm boyutları ile sermaye kaybının ve bunun uzun vadede yenilenmesinin oluşturacağı maliyetlerin yükü de ağır.
Yaptırımlar ve artan belirsizliklerin getirdiği güvenli limanlara kayma eğilimi ile birlikte; enflasyonist etkiler, para politikasındaki daraltıcı dalga ve para politikasında ayrışma eğilimi, arbitraj imkânının oluşmaması için döviz kuru gibi diğer finansal parametrelerde de hareketlilik getirir. Tüm bu olumsuz ekonomik etkiler, aynı zamanda sistematik ve hiç olmadığı kadar da istikrarlı ve olumsuz ilerliyor.
Bu noktadaki en kritik unsurlardan biri de dijitalleşme, kripto paralar ve daha istikrarlı, regüle edilmiş CBDC gibi yeni finansal enstrümanlara artan ilgidir. Bu yeni trend hem savaşın parçası olan ülkeler hem yaptırımlara maruz kalan ülkelerde finansal transferler ve ödemeler için önemli bir çıkış yolu sunabilir. Nitekim bu savaş sırasında da hem Rusya'dan finansal sermayenin çıkarılması hem Ukrayna'nın yardım toplaması ve ödemeler için kripto paralara başvurması, bu yeni teknolojiler için önemli birer dönüm noktası idi.
Özetle
Daha çok mevcut savaşın ekonomik etkilerini konuşuyoruz bugün; ancak, bu tür savaşlar, gerginlikler, çatışma ve politik belirsizliklerin bir an önce bitmesi en büyük temennimiz. Bunun yanında, Ukrayna'daki savaş, enerji, gıda ve finansal piyasalar üzerinden de milyarlarca insani olumsuz etkilemeye devam ediyor. BM, Ukrayna'daki savaşın tüm bu üç temel ekonomik alan ve bağlantılı ekonomik kriz riski nedeniyle, şimdiye kadarki en ciddi kriz riski taşıdığı konusunda uyarıyor.
Gıda krizi riski hala orada. Kuraklık, iklim değişikliği, üretimin ve riskin dağıtılması ve tarım teknolojileri dahil gıda güvenliğine daha fazla eğilmek gerekecek. Ancak, elbette, 2022 Mart ayındaki en kötü senaryolardan, bugün (özellikle de Türkiye ve BM öncülüğünde imzalanan Tahıl Koridoru Anlaşması'nın da verdiği güven ile) çok daha iyi durumdayız. Bugün, umutlu olmak için neden çok açıkçası. Ukrayna'daki savaşın gidişatı ise tüm bu nedenlerle, tüm dünyayı ilgilendiriyor.