14-15 Haziran 2022'deki Fed toplantısının (FOMC) Temmuz başında yayınlanan toplantı tutanaklarına göre ABD'de politika yapıcılar, enflasyonla kararlı mücadele ve enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesi için faiz artışlarının devam etmesi, hatta faizlerin beklenenden daha uzun bir süre yüksek tutulması gerektiği konusunda kararlı.
Temmuzda yeni bir 75bps'lık (baz puan) faiz artışı olasılığı çok yüksek. Eylül toplantısında da 50bps'lık artış ihtimali baskın görünüyor. Şahin Fed üyelerinin açıklamaları ve Fed tutanaklarındaki agresif işaretler, bu ihtimali yükseltmiş durumda. Nitekim Haziran toplantısında da 1994'ten bu yana en agresif faiz artış kararı ile politika faizi 1,50-1,75 aralığına çekilmişti. ABD doları da bu doğrultuda yükselişini sürdürüyor.
ABD dolarının, ülkenin önemli ticari ortaklarının para birimlerinden oluşan bir sepete karşı değerini ölçen ABD doları endeksi (DXY) 107 seviyesini (son 20 yılın en yüksek seviyesi) aştı (Şekil 1). Söz konusu sepetteki ülkelerden Japonya'nın (ABD'nin aksine) parasal genişlemeye devam edeceği net iken, parasal sıkılaştırma sürecine giren diğer Batılı (ve ABD'nin en büyük ticari ortakları) ülkeler ile de para politikasında ve faizlerde ayrışma trendi göze çarpıyor.
ABD doları, Avroya karşı da son 20 yılın en yüksek seviyesinde. Bu durum, şüphesiz, Anglo-Sakson dünyanın, Avrupa ile de para politikasında ayrışma trendinin bir başka kanıtı. AMB, Fed'in aksine faiz artışlarında daha temkinli. AMB Haziran toplantısının tutanakları ise, Temmuz'da daha yüksek bir faiz artışı önerilerine rağmen, 25bps'lık artışın baskın kaldığını gösteriyor.
Şekil 1 - Dolar endeksi (DXY), Kaynak: Bloomberg
Diğer ülke para birimleri ve borsalar kadar kripto paralar ve altın gibi alternatiflerin de ciddi değer kayıpları yaşadığı bir süreçten geçiyoruz. ABD doları, neredeyse her şeye karşı yükseliyor. ABD kâğıtları gibi sabit ve yüksek getirili güvenli enstrümanlara ilgi artıyor. Ancak, kısa vadeli faizler artsa da resesyon endişeleri nedeniyle uzun vadeli faizler yine de geriliyor. Bu durum da resesyon beklentilerine işaret eden getiri eğrisinin eğimindeki değişim olarak yansıyor.
Altının ons fiyatı da Mart 2022'de başlayan ABD'deki faiz artışları (ve parasal sıkılaşma süreci) ile paralel olarak geriliyor (Şekil 2). Güvenli ve getirisi yüksek yatırım aracı olarak görülen dolara artan talebe paralel olarak, (fiyatı ABD doları ile belirlenen) altın 1740 dolar/ons seviyesinin hemen üzerinde seyrediyor.
Şekil 2 - Altının ons fiyatı da, ABD faizlerinin artısı ile birlikte geriliyor. Kaynak: Bloomberg
Enflasyonla Mücadele
ABD enflasyonu (CPI) %8,6 ile son 41 yılın en yüksek seviyesinde. Politika yapıcıların yakından takip ettiği PCE enflasyonu da %6,6 ile son 50 yılın zirvesinde. PCE ve CPI enflasyonları arasındaki fark, enerji ve konut fiyat artışlarının ABD'de de daha yüksek seyrettiğini gösteriyor.
Michigan enflasyon beklenti anketi de ABD'lilerin 5-10 yıllık süre zarfında %3'ün üzerinde enflasyon beklediğini gösteriyor. Bu enflasyon rakamları, 2008'deki küresel finansal krizden bu yana en yüksek seviyeler. Tüm bu yüksek enflasyon rakamları da enflasyon ve resesyon riskine reaksiyon (dual mandate) vermeyi gerektiren Fed'in politika karar süreçlerinde, agresif bir faiz artışı ve sıkılaşma baskısı getiriyor.
Enerji krizini daha derinden hisseden Avrupa'da da Avro Bölgesi enflasyonu %8,6 ile yeni zirve seviyesinde. İngiltere Merkez Bankası ise şu an %9,1 ile son 40 yılın en yüksek seviyesindeki enflasyon rakamlarının; artan enerji fiyatlarına paralel olarak Ekim 2022'de %11'i bulabileceği endişesini paylaştı.
Enerji ve gıda fiyat hareketlerinin, zaten yüksek seyreden enflasyonu küresel ölçekte yüksek tutmaya devam edeceğinden şüphe yok. G7 ve AB'nin ithal edilen enerjiye fiyat sınırlaması, Karadeniz tahıl koridorunun açılması gibi girişimlerin işe yarayıp yaramayacağını ise zaman gösterecek.
Türkiye de onlarca yıldır mücadele ettiği yüksek faiz ödemeleri ve finansal sorunlara köklü çözüm için yeni bir ekonomi modeli ve yol haritası benimsemiş durumda. Bu doğrultuda da cari açığın ve faizlerin düşürülmesi konusunda kararlı bir duruş sürüyor. Bu noktada da enflasyonun kontrol altında tutulması kritik önem arz ediyor. Enflasyonun, yaz döneminden itibaren ivme kaybederek, 2023'ün ilk aylarında sürdürülebilir seviyelere çekilmesi ve kontrol altında tutulması bekleniyor. Emtia fiyat düşüşleri de bu sürece katkıda bulunacaktır.
Nitekim, güçlü dolar, emtia fiyatlarını da baskılıyor. Resesyon endişeleri nedeniyle emtia fiyatlarında beklenen düşüşler, tahıl koridorunun açılması, olumlu hava ve iklim koşullarının da desteği ile yaz dönemi rekolte artışlarının tarımsal emtia fiyatlarında getireceği düşüşler, enflasyonun düşüş trendine katkıda bulunacaktır. Brent petrol son günlerde 100 doların altını dahi gördü. Bakır fiyatları son 20 ayın en düşük seviyesini görürken, demir fiyatları ise bir yıl önceki seviyesinin %46 altında.
Pirince Giderken Bulgurdan Olma Riski
ABD merkezli son parasal sıkılaşma adımları, doların yükselişini sağlarken; bu adımların önümüzdeki 1-2 yılda özellikle de ABD'de yeni bir resesyon getirme ihtimali de hiç olmadığı kadar yüksek görünmektedir. Getiri eğrisinin eğimindeki değişimler de bu beklentiyi güçlendiriyor. Vadeli piyasalarda, bugün resesyon riski fiyatlanıyor. IMF'den Dünya Bankası'na ve özel anketlere kadar birçok kurum ve veri bu ihtimalin yükseldiği konusunda uyarılar sunuyor.
ABD merkez bankası Fed üyeleri ise sıkılaşma adımlarının ekonominin büyüme hızını düşürebileceğini kabul etmekte; ancak, %2'lik enflasyon hedefini daha öncelikli buluyor görünüyor. %2'lik enflasyon hedefi, uzun vadede kalıcı büyüme ve maksimum istihdam için de önemli kabul ediliyor.