Avrupa Birliği (AB) ekonomisinin 2022'deki gayri safi yurt içi hasılasına (GSYİH) [1] göre 215,5 milyar Euro katkıda bulunan, göreceli olarak toplam GSYİH'nın yüzde 1,4'üne denk gelen tarım sektöründe yaklaşık 8,6 milyon kişi çalışıyor. Geçici ve yarı zamanlı sözleşmelerle istihdam edilenler eklendiğinde mevsimsel olarak bu rakam 17 milyon kişiyi bulabiliyor. Her ne kadar ekonomik büyümeye çok az katkısı olsa da tarım AB'de en fazla sübvansiyon sağlanan sektörlerden birisi.
Avrupalı çiftçilerin asgari ve istikrarlı bir gelir elde etmesi, aynı zamanda sınırları ötesinde rekabet edebilmesini sağlama amacı ile AB tarafından 1962'de kurulan bir Ortak Tarım Politikası (OTP) mevcut. OTP aynı zamanda AB bütçesinin dengesiz dağıtımı, etkinliği ile ilgili şüpheler, çevre standartlarının zayıf uygulanması ve korumacı politikaları yüzünden Dünya Ticaret Örgütü karşısında ticari çarpıklığın oluşmasına neden olması gibi unsurlardan dolayı en çok eleştirilen ve konuşulan AB politikalarından biri.
Fransa'da başlayan daha sonra Avrupa geneline sıçrayan protestolarda Avrupalı çiftçiler OTP kapsamında yeni beklentilerin getirdiği ilave yükü protesto ediyorlar. Özellikle de son yıllarda iklim değişikliği sebebi ile kuraklık ve sel gibi zorlukların olumsuz etkileri ile mücadele eden çiftçilerin kazançları bu sebep ile zaten düşüşte. Ukrayna Savaşı sonrası yükselen enerji ve gübre fiyatları da çiftçilerin maliyetlerini artıran bir diğer faktör. Üretim maliyetleri 2022'de bir önceki yıla kıyasla yaklaşık yüzde 22 artışla 316,7 milyar Euro oldu [2]. Tüm bu olumsuzluklara ilave olarak AB Yeşil Mutabakat kapsamında pestisit kullanımını aşamalı olarak kaldırma planı, başka ülke ve bölgesel örgütlerle imzalanan serbest ticaret anlaşmalarında tarım ve hayvancılık ürünlerinin AB ülkelerine ithalatını kapsaması gibi politikalar, çiftçilerin tüm Avrupa geneline yayılan protesto gösterilerinin bu denli kapsamlı bir şekilde gerçekleşmesine sebep oluyor.
Fransa, Polonya, Macaristan, İspanya, İtalya, Belçika ve Yunanistan'daki protesto gösterilerinde yolların kapatılmasından Ukrayna'dan gelen tahılların yollara dökülmesine kadar çeşitli şekillerde eylemlerini gerçeleştiren Avrupalı çiftçilerin sorun ve talepleri ise şunlar:
Bu taleplerinin bir bölümü Fransız hükümetinin verdiği tavizlerle karşılandı ve yanıt olarak Fransız çiftçiler protestolarını iptal ettiler. Bu iptali sağlayan sonuca ulaşması Fransız hükümetinin pestisitleri aşamalı olarak kaldırma planını geciktireceğini söylemesi ve AB ile Latin Amerika ülkeleri arasında yaklaşık yirmi yıldır müzakere edilen AB ülkelerine Latin Amerika ülkelerinden süt ve sığır eti gibi hayvan ürünlerinin ithalatına izin veren Mercosur ticaret anlaşmasından çekileceğini açıklaması sonrasında gerçekleşti. Avrupa Komisyonu Avrupalı çiftçilerin protestolarını bastırmak amacıyla Ukrayna'dan yapılan tarımsal ithalatı sınırlandıracak ve nadasa bırakılan arazilere ilişkin kurallarda daha fazla esneklik sağlayacak önlemler de önerdi.
Avrupa tarım ve gıda sistemini destekleyen OTP uzun zamandır AB'nin amiral gemisi politikalarından biri olmuştur. Avrupa Yeşil Mutabakatı, Tarladan Sofraya Stratejisi ve Biyoçeşitlilik Stratejisi hedeflerine önemli bir katkı sağlayacak şekilde tasarlanan OTP Stratejik Planları ve OTP 2023-27, 1 Ocak 2023'te yürürlüğe girmişti [3]. Bu çevre dostu ve sürdürülebilir stratejilere göre, 27 AB ülkesindeki çiftçilere yönelik desteğin ve tarımsal verimliliğin artırılması planıyor. Özellikle de AB'nin jeopolitik belirsizlikler, iklim değişikliği ve biyolojik çeşitlilik kaybı karşısında gıda güvenliğini sağlamak amaçlanıyor. Ayrıca AB tarım ve gıda sisteminin çevre ve iklim ayak izini azaltmak ve dayanıklılığını güçlendirmek, çiftlikten çatala rekabetçi sürdürülebilirliğe doğru küresel bir geçişe öncülük etmek gibi hedefleri bulunuyor.
Ancak son dönemlerde çevre ve iklim politikaları kapsamında alınan bu kararların ve uygulamaların özellikle OTP Stratejik Planları ve OTP 2023-27 ile ortaya konan yeni taleplerin Avrupalı çiftçiler üzerinde baskı oluşturduğunu ve tüm Avrupa genelinde çiftçilerin protestolarına neden olduğunu görüyoruz. Tabii bu kararların alındığı süreçte Ukrayna Savaşı'nın getirdiği olumsuz baskının hem maliyetler hem de haksız rekabet mevzusundaki etkisi sürecin önündeki engel olarak karşımıza çıkıyor. Bu mevcut durum OTP'nin söz konusu yeni dönüşümünün daha sakin bir şekilde gerçekleşebilmesi için AB ülkelerinin halen zamana ihtiyacı olduğunu gösteriyor. Ayrıca tüm bu gelişmeler bu sene Haziran ayında gerçekleşecek Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde Yeşil Mutabakatı ve destekleyicilerini Aşırı Sağ Partiler karşısında ciddi siyasi baskı altına sokuyor.